ŞADİ  ERDAL

ŞADİ ERDAL

SOMA

SOMA

"Ne bıraktılar ki? Tütün bırakmadılar, pamuk bırakmadılar, domates bırakmadılar ne yapsınlar, vura vura bizi büktüler, eğildikçe eğildik."

Yukarıdaki sözleri ailesinden birini Soma faciasında kaybeden gözü yaşlı bir kadın yakınının, mezarı başında söylüyor. 

Soma Manisa'nın zengin ilçelerinden. Ege bölgesi iklim şartlarıyla meyve, sebze, pamuk, pancar üretebilen bir yer. Tarımla ilgili yazılarımda devamlı 40 yıldır tarımla uğraşanlar yanlış politikalar yüzünden aç bırakılarak doğduğu topraklardan terk ettiriliyor. 

Zengin Soma topraklarından geçimini sağlayamıyan yöre halkı 1200-1300 lira maaşla kömür ocaklarında çalışıyor. Senede yapar 15 bin liraya yakın para. Halbu ki Soma gibi verimli topraklarda 15 bin lira kazanç ne ki?

Ama kazın ayağı öyle değil. Pamuk ekiyor ithalattan vurgun yiyor. Pancar ekiminde kota belası ile karşılaşıyor. Tütün, sebze ekiyor komisyon kazığı yiyiyor. Ne yapsın " tehlikeli ama ne yapayım ay başı geldimi ne alacağım belli. Ayağımı da yorganıma göre uzatırım." diye düşünüyor. 

Tabi neticede kömür ocakları çalışacak burada da birileri çalışacak. O zamanda yine tehlike elbette olacak. Daha evvel bu ocakları devlet çalıştırıyordu, o zaman 2500-3000 lira alan işçiler vardı. Ocaklar özelleştirildi günlük çıkan kömür eskiye göre çok fazla tonaja ulaştı, işçinin aldığı maaşta yarı yarıya azaldı. Karı özel sektörün oldu, devlette vergisini aldı, her iki tarafta kasasını doldurdu, gidişattan memnundu.

Hesapta olmayan kaza bütün hesapları bozdu. Kömür ocağı özelleştirildi ama kaza haberiyle devlet oradaydı. Devlet bu ocağı neden özelleştirdi? Zarar ediyorum diye, peki şimdi kaza sonrasında yaptığı masraflar, kazadan sonra ailelere yapılan masraflar devletin kasasından çıkacak. Zarar ediliyor diye satılmadı mı bu ocaklar, kaza oldu yine devlet zarar ediyor ne anladık biz bu işten. 

Demek ki özelleştirdik demekle iş bitmiyor. Devlet denetimini tam yapması gerekiyor. Devlet "ben bu ocağı işletirken işçiler 2000, 2500, 3000 lira alıyordu. günlük şu kadar ton kömür üretiyordum. Şimdi özel sektör olarak işçinin maaşını yarı yarıya düşürdün öyleyken çıkarttığın günlük tonaj iki misli arttı nasıl oluyor bu iş" diyerek araştırma yapsaydı bugün yaşadığımız faciaya bir önlem olurdu. 

"Biz yola devam edelim, tedbirleri arkadan sırasıyla alırız" düşüncesinden bir türlü kurtulamadık.

Maden ocağını çalıştıran şirketin ocak denetimi bir kaç ay evvel yapılmış. Öyleyken 301 vatandaşımızı kaybettik. Ya denetim yapılmasaydı.

İşçilerin anlattıkları kan donduruyor. Birde bu iş yerinde sendika var. Nasıl oluyorda işçilerin hakları korunmuyor. Herhalde sendika iş verenlerin sendikası haline gelmiş. 

Herkes bu kazadan ders çıkaralım diyor. Bundan evvelde kazalar oldu, Zonguldak Kozlu'da 1992 yılında 268 işçimizi kaybettik. Geçmişte yaşadıklarımızdan ders aldık mı? Almadığımızdan mı sık sık bu tip kazalarla karşılaşıyoruz. Yoksa biz yaşadığımız kazaları çok çabuk unuttuğumuzdan mı böyle kazaları çok yaşıyoruz?

Şehit olduklarına inandığımız kazazedelerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır dilerim.

Bu yazı toplam 1793 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ŞADİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR