Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani 1950-1960’lı yıllarda dağlarda gezen eşkıya olarak bilinirdi. Saddam zamanında oğul Barzani ile girilen mücadelede peşmergeler Türkiye’ye sığınmıştı. Amerika’nın 1991’de birinci Irak işgalinden sonra bölgesel Kürt yönetimini kurdu.

Rahmetli Turgut Özal’ın, Amerika’nın 1991’deki Irak işgalinde Kuzey Irak’a asker çıkarma fikrine zamanın Genel Kurmay Başkanı karşı çıktı. Halbuki Amerika, Türkiye’nin askeri harekatına yeşil ışık yakmıştı. Genel Kurmay Başkanı Başbakanın fikrine karşı çıktığı için istifa etmek mecburiyetinde kalmıştı. Genel Kurmay Başkanı istifa etti. Ama asker içinde aynı fikirde olanlar çoğunlukta olduğu için rahmetli Özal Irak’a askeri harekatı gerçekleştiremedi.

O zaman Irak’a girilmiş olsaydı Kuzey Irak bölgesel yönetimi kurulamazdı. Türklerin çoğunlukta olduğu Kerkük bugün hala çoğunluğu Türklerden oluşan şehir olarak devam ederdi. Amerika’dan destek alan Barzani taraftarları Kerkük’e girdiler. Nüfus ve tapu dairesini ateşe verdiler, şehir halkına sürgün yaşattılar.

Amerika ve İsrail’den destek alan Barzani Devlet olmak için adımını atmaya devam ediyor. Suriye’deki PKK’lı PYD’lileri silahlandıran Amerika bunları Barzani ile birleştirip Akdeniz’e açılmayı deniyor. Bundan sonraki hedef Türkiye’yi ve İran’ı bölerek emre amade bir devlet ile İsrail’in vaadedilmiş topraklar hedefine ulaştırmak.

Suriye’ye yaptığımız Fırat Kalkanı harekatına kim mani olabildi? Özal zamanında Irak’a harekat yapılmış olsaydı çok şey kazanmış olacaktık. Barzani’de, devlet kurma hayali de olmayacaktı.

Barzani’yi devlet kurma hayalinden vazgeçirme harekatında mutlaka bulunmalıyız, mani olmalıyız. Aksi halde ileride ABD ve İsrail’in destekleriyle Türkiye’yi parçalamaya yeltenecekler. Bugün buna mani olmazsak o gün mani olma şansımız bugünkü kadar olmayabilir. Olsa da bugünkünden çok daha kanlı olabilir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz Barzani’nin referandumuna karşı çıktı. Güneydoğu içinde yer alan 15 baro başkanı Barzani’yi desteklediğini açıkladı. Türkiye Barolar Birliği Başkanları 15 vilayetin Baro Başkanını kınayıcı açıklamalarını göremedik. Halbuki İstanbul’da adliye içinde kanunsuz açıklamalar yapan avukata karşı polisin davranışlarını protesto eden Barolar, devlet siyasetine karşı çıkan barolara sessiz kalması düşündürücü değil mi?

PKK’yı 1983’lü yıllarda küçümsedik 40 bin şehit verdik. Çekiç Gücü belasını başımıza diken ABD’ye sessiz kaldık hatta yardımcı olduk, PKK güçlendi; Barzani bölgesel yönetimli oldu, Suriye’de PYD türedi. Sessizliğin sonu başımıza türlü belalar getirdi. Susmayalım, susarsak sıra bize gelecek.