ÜNİVERSİTEDEN BEKLENEN, ÜNİVERSİTEDEN BEKLENMEYEN
Bir evvelki Valimiz sayın Süleyman Elban, üniversitemizin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Osmaneli Meslek Yüksekokulu’nun düzenlediği Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, “Kongrelerde güzel bildiriler hazırlanıyor. Güzel çalışmalar ortaya konuyor. Ama bu çalışmaların bize de dokunmasını istiyoruz. Bizde faydalanmak istiyoruz. Yani bu kongreyle üniversite ve meslek yüksekokulu kendine bir artı sağlayabilir. Hocalarımız bildiri sunarak akademik olarak kendilerine bir artısı olabilir. Ama bende Bilecik Valisi olarak şehrime bir katkı olmasını istiyorum. Bize de bir şey olsun. Tanıtım anlamında demiyorum buradaki çıktıların somut olarak bize de bir şey vermesini bekliyoruz. Bilecik’imize, Osmaneli’mize katkı sağlamasını bekliyoruz. O anlamda kongrelerin bilimsel tarafı tamam, ama gidilen her şehre de nasıl ki biz bir yere gittiğimizde elimiz boş gitmiyoruz, sembolikte olsa hediye ile gidiyoruz. Dolayısıyla bu kongre yapılıp bittikten sonra birde sizinle ilgili çıktı budur; Sizden bu çıktılardan faydalanın demenizi bekliyorum. Yoksa sadece birbirimizi ağırlarsak bizim için çok bir anlam ifade etmeyecek. Biz akademik dünyanın dışındayız dolayısıyla bizimde bu şekilde bir beklentimiz var. Gelişmişliğin, kalkınmanın ilerlemenin ardında bilimsel gelişme yatıyor. Ben bilimsel çalışmalara inanan insanım ve bu çalışmaların bize de dokunmasını istiyorum” demişti.
Yine yeni valimiz sayın Tahir Büyükakın, Marka Değerleriyle Bilecik Sempozyumu’nun kapanışında yaptığı konuşmada, ilimizin prestijini yükselteceğini düşündüğü bir vizyonu maddeler halinde sıraladı. Vali Büyükakın, “Bu çalışmanın arkasında güçlü bir üniversite desteği gerekiyor. Üniversitemizin formatı bu kurguya uygun olarak düşünülmeli ve bizim tüm gönül coğrafyamızı kapsayacak şekilde bir formata kavuşturmalı. Bizim üniversitemizin gönül coğrafyasına hitap eden bir merkez haline gelmesi yani Söğüt ruhunu destekleyecek şekilde araştırma merkezi ile birlikte bir formata dönmesi düşünülebilir. Bizim en büyük eksiğimiz maalesef toplumsal hafıza bir yerde durmuyor. Bu anlamda hafızanın en iyi tutulduğu yerler üniversiteler. Üniversitelerimiz toplumsal hafızaya ne kadar destek verirse bu çalışmalar o kadar anlamlı olacak” dedi.
Türkiye’nin önde gelen tarihçilerinden dünya çapında isim yapmış İber Ortaylı, “Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nin Osmanlı Tarihi ile ilgili yapılan çalışmalar ve yayımlanan kitaplarla bir çekim merkezi olduğunu söyleyebilirim. Yapılan bu çalışmalarla üniversite bir tarih araştırmaları ve tartışmaları merkezi haline dönüştü. Taşra üniversiteleri Bilecik örneğinde görüldüğü üzere tematik alanlarda kendini gösterebilirler. Birde şehirle irtibatı sağlayacak Ziraat Fakültesi gibi birimlerde fevklade faydalı olur.”
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nin yönetimine gelen ekip, İlber Ortaylı hocanın tavsiyesinin tam tersini yaptı. Önce üniversitenin Ziraat Fakültesi çalışamaz hale getirildi. Ziraatte işlenecek araziyi ‘Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ olarak kullanmak istedi. Şu ana kadar o sahada da başarılı olamadı. Şimdi 2 senelik kayıptan sonra ziraat fakültesinin arazisi yeniden çalıştırılmak isteniyor. Kayıp iki senenin hesabı bu yönetimden sorulmalı.
Ortaylı hocanın tarihe kıymet verilmesi önerisine hiç kıymet vermeyen yeni yönetim, kendinden evvelki yönetimin tarih üzerine yaptığı çalışmaları yok saymış, unutturmaya çalışmıştır.
İlimizin şimdiki ve bir önceki valilerinin üniversiteye bir nevi uyarı mahiyetindeki konuşmalarına umarım üniversite yöneticileri duyarsız kalmaz.
Peki üniversite bütün uyarılara rağmen ne yapıyor? Üniversitenin resmi internet sitesine girerseniz görebilirsiniz. İngiltere’ye giden 3 kişilik ekip yaptığı açıklamalarında Cambridge, Coventry gibi üniversitelerinde Biyoteknik Laboratuvarı için Şeyh Edebali Üniversitesi’nin işbirliği yapılması, otomotiv alanında ortak projeler üzerinde çalışması için görüşmeler olmuş.
İki yıl içinde Biyoteknik alanda hangi çalışmada başarılı oldunuz?
Otomotiv sahasında hangi aşamasındasınız?
İki vali ve bir otorite ilim adamının görüşlerini, isteklerini başta yazdım. Hiçbir söze ilgi göstermeyen üniversite yönetiminin 2 yılı heba ettiğini düşünüyorum. Bizim dışarıdan gördüğümüzü YÖK görmüyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.