Mücahid ERDAL

Referandum sonucunda kıyı bölgeleri hariç ilimiz hayır diyen, harita üzerinde kelaynak kuşu gibi kırmızıda kalan üç ilden birisi oldu. Hayır kampanyasını yürüten ana muhalefet partisi liderinin memleketi Tunceli’den hayır çıkması doğal karşılanabilir. Yine hayır diyen DSP’nin tek Büyükşehir belediye başkanlığını kazandığı hizmetleriyle Eskişehirlilerden takdir gören Yılmaz Büyükerşan’ın memleketinden de hayır çıkması çok şaşırtıcı değil ancak Bilecik’ten neden hayır çıktı!

Saadet Partisi’nin ve Büyük Birlik Partisinin Ak Partiye desteğine rağmen, bazı sivil toplum kuruluşlarının desteği ve anayasa değişiklik paketinin içeriği dolayısıyla CHP’den özellikle MHP’den evet diyenlerin olmasına rağmen, Bilecik’e devasa yatırımların gelmesine rağmen, Ak Parti Bileciklilerden neden sarı kart gördü, neden ilk ikaz yapıldı?

Neden!..

Ak Parti vatandaşın haykırışına kulak vermedi, köylerdeki delegelerini tanımadı bile. Teşkilatlardaki yönetim kurulu üyelerinin ve teşkilat başkanlarının bürokrasi üzerinde hiç sözü geçmedi.

Bürokrasi ise altın devrini yaşadı. Vatandaş istediği hizmeti alamadığında, alsa da güçlük çıkartılarak zar zor aldığında, gidebileceği bir kapısı vardı. O da iktidar partisi. O kapı da vatandaşın yüzüne kapandı. Derdine çare olmayan bu kapıya artık vatandaşlar da gitmez oldu. Bir dairede çalışan memur “Ben görevimi yaparım gerisini milletvekili halletsin” deme cüretini bile gösterir hale geldi.

Çiftçiye destekler çıkıyor çiftçinin haberi yok. Ziraat bankasından hayvancılığa 0 faizli krediler çıkıyor herkes kırmızı kalem yemiş kimse alamıyor. Alacak olan kefil bulamıyor. Kefilini de bulduysa teminatını bulamıyor. 0 faizli hayvancılık kredisini Ziraat Bankasından kaç kişi kullandı soran var mı? Bir günde 7 traktör icradan satışa çıktı bu hal nedir diye soran oldu mu? Teşvik kapsamına komşu iller girdiği halde ilimiz girmedi, kuraklık kapsamına komşu iller girmesine rağmen ilimiz girmedi, en son da referanduma evet diyen iller arasına girmedi.

Bu durumdan kim sorumlu diye düşünürsek Bilecik’te Ak Parti içersinde kim ne kadar söz sahibi ise o kadar da sorumlu. Ancak yine de hatayı başkasında arayanlar olursa seçilmişlerin kendi memleketlerinden aldıkları sonuçtan başkalarını sorumlu tutmaları herhalde mümkün olmaz. Bileciklilerin Ak Partiye gösterdiği sarı karta genel merkezin el koyması gerekir. Seçilmişlerin kendi memleketlerinden aldığı karne yarın!..