Gazeteniz Sakarya iki hafta içinde Sağlık Müdürlüğüyle ilgili haberlere yer verdi. İlgilenenlerin dikkatini çekti.

“Hadiselerin yazarı Şadi Erdal'a” diyerek gönderilen mektup adıma olunca bende köşemde mektubu değerlendirmek mecburiyetinde kaldım.

Eskiden beri söylerim, yazarım. Herhangi bir daireyle ilgili yazmaya gör, yaz da gör. Eğer sen doğruyu çarpıtmadan, samimi dürüstçe ülke menfaatlerini düşünerek yazarsan okuyucu da sana aynı dürüstlükle bilgi akışını sağlıyor.

Bu duygular içerisinde köşemin ismini yazarak adıma gönderilen mektupta ileri sürülen iddiaları ilgi çekeceğini düşünerek yayınlıyorum. Okuyucularımın şunu da bilmesini istiyorum. Geçtiğimiz haftalarda ismini yazmasakta haberlerde kimin kastedildiği belli oluyordu. Zatı muhteremleri kendi imkanlarıyla saat 8.20'de işyerinde olduğu haberini aldık. Bizimde istediğimiz de bu. Herkes devlet nazarında eşit olmalı. Bazıları ekabir takımı eşitliği meydana getirmemeli.

Bana gelen mektupta ileri sürülen iddialar yenir yutulur değil. İddialar araştırılmalı, netice tarafıma bildirilirse açıklamaya hazırım.

İşte mektup; “Sağlık Müdürlüğü'nde ....... Yardımcısı olarak görev yapan ............ ve ........... devletin hizmetleri için kiraladığı araçları özel araçları gibi kullanmaktadırlar. Bilecik'e tayin olup geldiğimde ...... Yardımcısı ...........'nın özel aracı vardı. Sağlık Müdürlüğü'nün kiralık araçlarını özel araç gibi kullandığından aracını sattı. Çünkü araç ve benzin devlettendi. Bu araçlarda resmi hizmete mahsustur yazdığından sivil araç gibi istedikleri gibi kullanıyorlardır. Rize, Malatya, Urfa'ya inceleme gezisi adı altında kılıf uydurularak memleket ziyaretine gitmişlerdir. Hem devletin aracı, benzini kullanıldı ve üstüne de bu insanlar yolluk aldı. Bu araçları kullanırken bir sürü kazalar yaptılar ve kapattılar. Anahtarlar şoför odasında, araçlar dairenin önünde, binanın anahtarları ellerinde istedikleri saatte ve günde araçları alıp kullanıyorlardı. Bu durum göze batmaya ve şikayetler başlayınca her ikisi de kendisine araç satın aldı. UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma) aracını ....... yardımcıları sürekli kullanmaktadır. UMKE kampı adı altında Bozca Armut Göleti'nde kamplar düzenlenmekte, çerez ve ızgara partileri yapılmaktadır. 18 kg karışık çerez nasıl yendi? ................. yardımcılarından birisi bu göreve geldiğinden beri makamında bile durmamaktadır. Eğitim, toplantı adı altında il dışına gidip yolculuk ve polis okullarında, askeriyede eğitim adı altında ders ücreti alıp sürekli ek gelir temini yapılmaktadır.

Bazı yandaş insanlara ek gelir sağlamak için ihtiyaç onayı alınıp geçici görevlendirmeler yapılıp, yolluklar ödenmektedir. Araştırıldığında bir sürü isim daha çıkacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin imkanları Sağlık müdürlüğü'nde belli yandaşlara ek gelir sağlamak amacıyla kullanılmaktadır."

Burada ileri sürülen iddiaların başında inceleme adı altında araçlarla Rize, Malatya ve Urfa’ya gidildiği söyleniyor. Hakikaten gidildiyse bu üç vilayette ne incelendi. Bu iller İstanbul, Ankara, Bursa gibi illerde de sağlık konusunda daha ilerlere de ilimizi 1000 km. ve daha fazla uzaklıkta yerlere gittiler. Diyelim gitmeleriyle, yapılan incelemelerle ne kazandık? Mesela o gezilerden sonra Bursa, Eskişehir gibi illerdeki hastanelere sevkten hastalarımız kurtuldu mu?

Sivil plakalı hizmet için kiralanan araçları kendi özel aracı gibi kullananların olduğu iddia ediliyor. Kurum içinde iddialar o kadar yaygınlaşmış, kamuoyunun bilgilenmesi için bize kadar ulaştırılıyor.

En çokda Bozcaarmut Göletinde kamp kurulduğu ve 18 kg. çerez yendi iddiasını anlamış değilim. Ayrıca bazılarına maaşı haricinde ek gelir sağlandığı iddiası geçmiş aylar araştırılıp sorgulanmalı. Eğer bazılarının her ayı eğitim, toplantı adı altında gelir sağlandırıldıysa işler kılıfına mı uyduruluyor diye insanlar düşünebilir. Bunlar bir iddia, gerçekte olmayabilir. Müdür, müdür yardımcısı, şef gibi kadrolar neden kuruluyor. İşlerin düzgün ve sağlam gitmesi için değil mi? Diyelim ileri sürülen iddialar gerçek değil. O zaman idareciler bu tip iddiaları ileri sürülmeyecek adil idare etmeleri gerekir. Adaletin olduğu yerde insanlar o adil idareciye laf söyletmez.

Temennimiz iddialar gerçek olmasın. Bize gerçekler açıklanırsa yayınlamaya hazırız.

TAŞI GEDİĞİNE

İnhisar Kaymakamı yine gidiyor...

Ömrümüz Yenipazar, İnhisar Kaymakamlarının değiştiğini yazmakla geçiyor.