96 YIL ÖNCE BİLECİK’TE YAŞANAN ACI HATIRALAR
96 YIL ÖNCE BİLECİK’TE YAŞANAN ACI HATIRALAR
Umut ÖZEMİR -ARKEOLOG
Bilecik ili, çoğumuzun malumu olarak, ''Kuruluş ve Kurtuluş'un beşiği'' olarak anılmaktadır. Elbette ki bu şehre verilen ''Kuruluş ve Kurtuluşun beşiği'' sıfatı öylesine verilmiş bir sıfat değildir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun tohumlarının atıldığı topraklar olan Bilecik; birçok medeniyete ve uygarlığa ev sahipliği yapmış, Kurtuluş savaşı yıllarında bağımsızlığını ve egemenliğini korumak için genci, yaşlısı demeden canı pahasına yurdunu, namusunu ve toprak bütünlüğünü koruyarak toprağını terketmeyerek direnen insanların var olduğu kutsal topraklardır.
Kurtuluş Savaşı’nda Bilecik, yalnız Türk tarihi açısından değil, Dünya tarihi açısından da eşine az rastlanır bir mücadele örneği göstererek Kurtuluş savaşında önemli katkılar sağlamıştır.
İnönü savaşları ile başlayan saldırıların ilki tümüyle Bilecik topraklarında geçmiştir. 6 Ocak 1921’de Perşembe günü taarruza başlayan Yunanlılar, 8-9 Ocak gecesi Bilecik’i işgal ederek İnönü mevzilerine ulaşmıştı. 9-10 Ocak’ta ummadıkları bir direnişle karşılaşan Yunan birlikleri, 10 Ocak’ta geri çekilmek zorunda kaldılar. I. İnönü savaşı öncesinde Yunan kuvvetleri Bilecik, Pazarcık ve Bozüyük ile bu bölgelerin çevrelerinde bulunan köylerde yaptıkları yağmalarla halka büyük ölçüde zarar vermişlerdir. I. İnönü savaşı sırasında yaşanan kayıp büyük ölçüde mal kaybı şeklinde gerçekleşmiştir.
Kurtuluş Savaşı Öncesi Bilecik
9 Ocak günü Bilecik üzerinden İnönü mevzilerine sevk edilen Yunan kuvvetleri Bilecik’ten geçerken güzergahlarının üzerinde bulunan ev ve dükkanları yağmalamışlardır. Köylülerin hayvanlarına el koymuşlardır. I. İnönü savaşı sonrasında bölgeye ulaşan Türk birlikleri özellikle Yeniköy’de, Yunanlıların yaptıkları yağmaların had safhaya ulaştıklarını belirtmişlerdir. Yine Aşağıköy’de bütün evler yağmalanmış ve köylülerin hayvanlarına el konulmuştur. Aşağıköy Muhtarı bu yağmalanma sırasında Yunanlılar tarafından şehit edilmiştir. Yunanlıların yağmalama esnasında bazı köylerde ve Bozüyük Tekke mahallesinde tecavüz vakaları da yaşanmıştır. Ayrıca I. İnönü Savaşı sırasında Bilecik, Bozüyük, Pazarcık ve köylerinde yaptığı yağma ve zulümlerde Gayrimüslimler düşmana kılavuzluk etmiş ve yağmalara katılmışlardır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk I. İnönü Zaferi’nin önemini;
‘’Yeni Türkiye Devleti’nin küçük, fakat millî ülkülü genç ordusu, en dar bir hesapla üç kat üstün düşmanı İnönü Meydan Muharebesi’nde mağlup etti. Strateji sanatının en nazik icabatını isabetle uyguladı. İç hatların kullanılmasında harp tarihine parlak bir misal yazdı...’’şeklindeki ifadelerle belirtmiştir.
Tarihimiz içerisinde büyük kahramanlıkları barındırdığı gibi büyük zulüm ve eziyetlere de sahne olan, I. İnönü Zaferi’nden sonra düşman kuvvetleri 23 Mart 1921’de Çarşamba günü II. İnönü Savaşı ile Bursa üzerinden tekrar taarruza geçerek 24 Mart’ta Bilecik, 25 Mart’ta Pazarcık ikinci defa işgal edilmiş.
Yunan ordusunda 7.375 tüfek, 485 ağır makineli tüfek, 3079 hafif makineli tüfek, 116 top fazlalık varken, Türk ordusunda yalnızca 400 kılıç fazlalığa sahipti. 30 Mart’a kadar mevzilerini kahramanca savunan Türk ordusu, zaman zaman süngü savaşı sonucu önemli bir stratejik nokta olan Metristepe, Yunanlıların eline geçti. Ankara’dan gelen yardım kuvvetleriyle güçlenen Türk ordusu, 31 Mart 1921’de karşı saldırıya geçti. Türk ordusu, insanüstü fedakarlılıkla çarpışarak Yunan ordusuna büyük kayıplar verdi.
İsmet Paşa’nın 1 Nisan tarihinde Metristepe’den Ankara’ya gönderdiği telgrafta Yunan ordusunun yenilgisini şu ifadelerle bildirdi:
''Saat: 9.30, Metristepe’den görülen vaziyeti Gündüzbey’in kuzeyinde sabahtan beri direnen bir düşman müfrezesi birliklerimizin taarruzu ile dağınık halde geri çekiliyor ve yakın takip ediliyor. Hamidiye istikametinde temas ve faaliyet yok. Bozüyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş alanını silahlarımıza terketmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın tarihin sayfalarına altın harflerle yazılan cevabı:
‘’Bütün Dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan savaşları’nda yüklendiğiniz görev kadar ağır bir görev yüklenmiş komutanlar pek azdır. Ulusumuzun bağımsızlığı ve varlığı, çok üstün yönetiminiz altında şerefle görevlerini yapan komutan ve silah arkadaşlarımızın duyarlılığına ve yurtseverliğine büyük güvenle dayanıyoruz. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz..." diyordu.
Kurtuluş Savaşı Sonrası Bilecik
Yunan orduları 1 Nisan’dan itibaren ikinci kez Bursa istikametine dönmek zorunda kalmıştır. Bilecik, Söğüt, Bozüyük, Pazarcık, Osmaneli, Gölpazarı ve bu bölgelerin çevresinde bulunan köyler, Kurtuluş Savaşı’nda en ağır kayıpların verildiği, en ağır tahribatın yaşandığı bölgelerin başında gelmektedir. Yunan kuvvetleri her geri çekilmesinde bölge halkına tarifi olmayan acılar yaşatmıştır. Bilecik Mutasarrıfı Salih Bey’in 24 Nisan 1921’de Batı Cephesine gönderdiği raporda durumu şu şekilde özetlemiştir:
''Bilecik’te 1800 hane, 330 Dükkan, 18 Han, 4 Hamam, 2 Tekke, 1 Mescit, 8 Cami Şerif, 2 İpek Fabrikası, 9 Fırın, 6 Devlet Dairesi, 2 Medrese yanmıştır. 73 tecavüz vakası yaşanmış, 18 hamile kadının çocukları katledilmiştir. Kütahya- Eskişehir Muharebeleri’nden sonra Türk Ordusu’nun Sakarya’nın doğusuna çekildiği sırada 12 Temmuz 1921’den 6 Eylül 1922’ye kadar Bilecik 3. kez düşman işgali altında kalmıştır. İşgal sonucunda Bilecik binlerce şehit vermiştir. İşgalden sonra Yunan kuvvetleri şehri boşaltırken büyük bir yangın çıkardılar. İşgal sırasında ve işgalden sonra şehri boşaltırken çıkardıkları yangın sonucunda Osmanlı dönemi yerleşiminin yoğun olduğu şehir merkezinde 2115 ev, 500 Dükkan, 429 Ahır ve Samanlık, 15 Camii, 6 Medrese, 5 Mescit, 16 Okul, 6 Türbe, 17 Resmi Daire, 9 Adet Çiftlik ve 2 Değirmen işgalde yıkılmış ve zarar görmüştür.''
Kurtuluş Savaşı Sonrası Bilecik
Yunan orduları 1 Nisan’dan itibaren ikinci kez Bursa istikametine dönmek zorunda kalmıştır. Ancak, Bilecik bu geri çekilme esnasında bir kez daha Yunanlıların saldırılarına maruz kalmıştır. 30 Ağustos 1922’deki Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle istilacı Yunan ordusuna karşı son ve kapsamlı zfaeri kazanan Türk ordusu, 4 Eylül 1922’de Söğüt ve Bozüyük, 5 Eylül’de Pazaryeri ve 6 Eylül 1922’de Bilecik’i düşman işgalinden kurtarmıştır.
İnönü ve II. İnönü Muharebelerinde Bilecik ve çevresindeki vatanseverlerin çabası takdire şayandır. Anadolu’nun her noktasında olduğu gibi Bilecik halkı topyekün Yunan vahşetine karşı vatanlarını namuslarını korumak adına kahramanca mücadele etmekten kaçınmamıştır. Türk Kurtuluş savaşı sonrasında, vatan savunmasında hizmet gösteren kahraman evlatlarını ödüllendirmek amacıyla verilen İstiklal Madalyası uygulaması sırasında Bilecik ve çevresinde verilen İstiklal Madalyası 500’ün üzerindedir. Türk Kurtuluş savaşı’nda Bilecik ve çevresinde savaşa katılmamış ya da şehit vermemiş bir tek aile bile yoktur. Geleceğimize ışık tutan kahramanlıkların yaşandığı bu savaşlarda I. İnönü zaferi ve II. Inönü Savaşı, Sakarya Savaşı ve Kurtuluş Savaşının zaferle sonuçlanmasının müjdesicisi oldu.
Yüce Türk milletinin bağımsızlığını korumak ve şehitlerimizin kanı ile yoğrulmuş olan ayyıldızlı bayrağımızı göklerde dalgalandırmak uğruna canı pahasına eşsiz kahramanlıklara imza atan başta Cumhuriyetimizin banisi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.