BENZERLERİNE DERS OLSUN!
Tabipler Birliği genel merkezi yöneticileri, Zeytindalı harekâtına karşı çıkmış. Neymiş efendim, “savaş bir halk sağlığı sorunu” imiş. Yani halkının sağlığını düşünen devlet, savaş yapmazmış!.. Hangi devlet, “savaş yaparak” halk sağlığını tehlikeye sokuyormuş? Doktorları temsil ettiğini iddia eden bu muterizlere göre bizim devletimiz... Sadece bizim devletimiz... Mehmetçik’in Zeytindalı harekâtındaki başarısını görünce birden bire “savaşın halk sorunu olduğunu” anlayıvermişler...
●Yıllardır sınır dışından ülkemize roket atan, her fırsatta saldıran, cana, mala zarar veren çetelere lâf yok...
●Nizamî ordu olma heveskârlarına destek vererek, onları kullanan ve melânetlere azmettiren devletlere lâf yok...
●Yarım yüzyıldır, çocuk, kadın, erkek demeden; dağda, köyde, şehirde binlerce insanımızı katleden, askerimizin, polisimizin ve korucumuzun hayatına kasteden, maddî ve manevî zararların müsebbibi, vatanımızı bölmek isteyen hainlere lâf yok...
●Devletin vazifesi; vatana göz diken muhterislere, düşmanla işbirliği yapan hainlere haddini bildirmektir. Vatanın, milletin ve devletin bekası bunu gerektirir. Devletimizi bu harekâta mecbur bırakan ihanet örgütlerine lâf yok...
●Şer güçlerin ocaklar söndürmesi, beldeler viran etmesi “halk sağlığı sorunu” değil... Sınır dışından attıkları roketlerle meydana gelen can ve mal kaybı “halk sağlığı sorunu” değil... Ama... Devletimizin sınırlarını koruma harekâtı “halk sağlığı sorunu”...
Birden bire böyle söylemelerinin sebebi; geri zekâlılık, idraksizlik, meseleleri doğru “teşhis” edememek, yani düşünce sakameti değilse, “akıl sağlığı sorunları” da yoksa; Türk devletine ve milletine düşmanlıktan başka bir şey olamaz.
Dikkat etmişsinizdir, “Tabipler Birliği” dedim. Oysa bu kuruluşun resmî adı “Türk Tabipler Birliği”dir (TTB)... Görülüyor ki, bu kuruluşun bugünkü genel merkez yöneticileri, ulvî mesleği ve mensuplarını temsil ehliyetinde değiller; dolayısıyla onların başında bulunduğu kuruluş da “Türk” sıfatına lâyık değil, kazandırdığı imkânları hak etmiyor.
Kuruluşun genel kurulu toplanmalı, kendilerini hakkıyla temsil edecekleri yönetime getirmeli ve kuruluş, “Türk” sıfatına lâyık edilmeli… Bu yapılmıyorsa veya yapılamıyorsa, Tabipler Birliği kapatılmalı! Benzerlerine ders olsun!
*
AÇIKLAMA ve AÇIKLIĞA KAVUŞTURMA
“Yarın” gazetesinden Cafer Elmas, benim belediye meclisi üyeliğim sırasında belediye başkan yardımcılığı yaptığımı yazmış. Bilecik Belediye Meclisi üyesi bulunduğum sırada “başkan yardımcılığı” görevim olmadı. Sadece seçildiğim ilk ay içinde birkaç defa ara ara belediye başkanına vekâlet ettim. Kamuoyuna arz ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.