Çiftçiyi tarlaya götürmeliyiz, çiftçi tarıma küsüyor
Sanırım 15 gün evvelce tarım ürünleri ihracatçısı biri “Çiftçiyi tarlaya götürmeliyiz” dedi. Köylerde tarlada çalışacak insan bulabilirsen götürürsün, elli yaşından aşağı tarımla uğraşan kalmadı. Yanlış tarım politikaları, girdi fiyatlarındaki yükselişler, elde edilen üründen kâr payının azalması ziraatle uğraşanların toprağını terk etmesine sebep oldu.
Aile çiftçiliğinin azalması işsizliğin çoğalmasına, büyük çiftçilik ve hayvancılık yapanlara karşı rekabet edecek kalmayınca onlarda piyasanın yükselmesine sebep oluyorlar.
Maalesef Bakanlık tarımla ilgili sayısız problemi ortadan kaldıracak çalışmalar yapmaktan aciz. Çiftçinin yaz ayı ekim dikim işleri başlamasına rağmen geçen yıl sattığı mahsulün müstahsil makbuzunu 6 ay evvel il müdürlüklerine vermesine rağmen Bakanlık ödemelerini yapmıyor.
Geçtiğimiz 22 Nisan Cuma günü Türkiye Gazetesi’nde yer alan bir haberin bazı bölümlerini önemine binaen okuyucularımı bilgilendirmek istedim.
DÜNYADA GIDA KRİZİ UYARILARI YAPILIRKEN, ÇİFTÇİ TARLAYA KÜSÜYOR
TEPAV İstihdam İzleme Bülteni’ne göre; Türkiye’deki çiftçi sayısında sadece son bir yılda yüzde 13,2’lik (75 bin) düşüş yaşandı. Söz konusu düşüşle birlikte çiftçi sayısı da 493 bine geriledi. 2008 yılında çiftçi sayısı 1 milyon 127 bin olarak kayıtlara geçmişti. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı tarım alanları da azalmaya devam ediyor. Buna göre tarım alanları son 10 yılda yüzde 5, son 19 yılda yüzde 12 azaldı. 2001 yılında tarım alanları 26 milyon 350 bin hektar iken, 2010 yılında bu miktar 24 milyon 395 bin hektara geriledi. 2020 yılında ise Türkiye’de tarım alanı 23 milyon 136 bin hektar oldu. Bugün ise 21 milyon hektara kadar geriledi.
ÇÖZÜM DOĞRU STRATEJİ
Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. Dursun Büyüktaş, gazetemize yaptığı açıklamada; çiftçi sayısının her geçen gün düştüğünü belirterek “Artık çiftçimiz üretimi bırakıyor. Girdi maliyetleri son bir yılda üç kat artarken, üreticinin kârında artış yaşanmadı. Ürettiğimiz ürünü zararına satıyoruz. Bu durumda kim üretim yapmak ister? En basit örnek; TMO buğday alımı için 2,5 TL fiyat açıkladı. Ancak ithalata 6 TL verdi. Bu ithalatı yapmayıp aynı fiyat çiftçiye verilseydi, bugün buğday problemimiz olmazdı. Durum böyle olunca çiftçi buğday ekmedi. Rusya ve Ukrayna krizi ile birlikte buğdayda sorun yaşar hâle geldik. Rekoltemiz 15 milyon tona düştü. Doğru politikalar üreterek bu işin altından kalmamız gerekiyor” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.