Geçtiğimiz hafta Kazakistanda yaşanan olayları basından takip ettik. Hükümetin petrol zamları sonrası halk sokağa çıktı ve büyük bir isyana sebep oldu. Türkiye'den edindiğimiz tecrübelerimizle meselenin petrol zammı olmadığını anlamık hiçte zor olmadı.

Tarihler 2013 yılını gösterdiğinde Gezi Parkı olayları olarak adlandırılan kara bir dönem vardı. Sonrasında 'Mesele üç beş ağaç değil, daha anlamadınız mı?" diye itiraflarında geldiği olaylarda halkı yanına çekebilmek için, güya çevreci, güya medeni, güya ilerizi zihniyet iş başına geçti. Kendi kurdukları platformun basın açıklaması ve şartları şöyleyledi.

"Tepkilerinin içeriğinin ruhunun yetkililer tarafından fark edilmesini istiyoruz. Yaşananları marjinallikle nitelendirmek anlamamak anlamına gelir. Yükselen bu tepkinin içeriğini 3. köprü, 3. havalimanı ve HES'ler olmak üzere ekolojik değerlerinin talanına nedendir. Kadın bedeninin üzerinde hüküm süren muhafazakar isyanın, baskılara karşı direncin THY olmak üzere tüm hak sahiplerinin üzerindeki gaspın önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istedi."

TAKSİM PLATFORMU'NUN 7 MADDDELİK TALEP LİSTESİ

- Gezi Parkı park olarak kalmalıdır. Gezi Parkı'na topçu kışlası veya başka bir yapı yapılmayacağının açıklanmasını,

- AKM'nin yıkımından vazgeçilmesini,

- Başta İstanbul, Ankara ve Hatay valileri ve emniyet müdürleri olmak üzere olayların yaşanmasına neden olan sorumluların görevden alınmasını,

- Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanımının yasaklanmasını,

- Gösterilere katılan ve gözaltına alınan kişilerin derhal serbest bırakılmasını,

- 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Tükiye'de ki tüm meydanlarda toplantı, gösteri yasaklarına son verilmesini,

- İfade özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.

Yukarıdaki açıklamadan anlaşılacağı üzere mesele yeşillik olsun değildi. Zamanla tüm ülke bunun ne için yapıldığını anladı. Duruma vakıf oldu. Vakıf oldu ki, hezimete uğratmaya çalışanlar başta tacı yapılıp %52 oy oranıyla başkanlığa getirdi.

Kazakistan'da ki uygulamayı biz daha önce tecrübe ettik. Her fırsatta halkı sokağa dökmenin planları yapılıyor. 6-7 Eylül olaylarında bu istendi. Gezi Parkı olaylarında bu istendi. Halk istenileninin tam tersini yaptı. 15 Temmuz'da halk evlerinde otursun, biz darbe yapalım dendi, bu sefer halk sokağa döküldü, darbeyi önledi.

Türkiye, Muhtıralar, darbeler görmüş bir millet. Yaşananlardan kendi üzerinden oynanan oyunlardan ders çıkartmış.

Kazakistan'da ki bu olaylar yeni kurulmaya çalışılan Türk Devletleri Teşkilatı'na inşallah zarar vermemesini dilerim. Böyle bir teşkilat daha önceden kurulmuş olsa idi. Kazakistan Rusya'yı yardıma çağıracağına, Türk Devletleri Teşkilatı'nı yardıma çağırırdı. Böyle bir teşkilatın oluşumunda en etkili olabilecek ülkelerden birinin başına böyle vahim durum tesadüf olmasa gerek.

Olaylar sonrası Rusya'nın Kazakistan'da asker göndermek için öne sürdüğü şartlara bakar mısınız? İnanılır gibi değil. Türkiye'nin Türk Devletleri Teşkilatı'nı toparlamak için uğraş verdiği dönemdi, bu teşkilata darbe vurup hançer saplıyor.

RUSYA’NIN YARDIM ŞARTLARI ÇOK AĞIR

Rusların Kazakistan’a yardım etmek için öne sürdüğü şartlar, biraz önce sıraladığım kaygılarımı ve Rusya’nın her şeyin gerisindeki iğrenç emperyalist güç olduğu gerçeğini doğruluyor.

İşte Kazakistan'ın yardım çağrısına Rusya'nın 4 şartı:

- Kırım’ın ilhakının tanınması,

- Rusça'nın yeniden ikinci resmî dil olarak kabul edilmesi,

- Rusya’nın ülkede yeni askerî üsler açmasının önünün açılması,

- Rus azınlıklara özerklik verilmesi.

İnanılır gibi değil! Rusya, Orta Asya’da çok aşağılık bir oyun oynuyor! Türkiye'nin Türk dünyasını toparlama girişimine indirilen bir darbe bu!

Türkiye Cumhuriyeti darbe ve muhtıralardan ders aldığı için artık oyunları daha kolay çözüyor ve önlemini alıyor. Orta Asya'daki Türkiye Cumhuriyetleri devletleri, daha çok tecrübe edecekler.

a