Toplumun yaşayışı içinde yer edinmek için kendi bünyesinde edinilen bilgi, beceri ve anlayışlar topluluğuna eğitim denir.Ziya Gökalp, eğitim kelimesini “Bir toplumda yetişmiş neslin, henüz yeni yetişmeye başlayan nesle fikirlerini ve hislerini vermesidir” Eğitimden kastımız kişilerin sadece okur-yazar olması değildir. Her şeyden önce insanî vasıfların ön plana çıkması, ahlak gelişimini tamamlaması, kişinin kendini tanıması, bilmesidir. Kişiliğine ve öz kimliğine kavuşmasıdır. Bir eğitimci olarak üzülerek ifade etmeliyim ki yıllardır çocuklarımıza, gençlerimize bu hasletleri kazandıracak bir eğitimi veremediğimizi düşünüyorum.

Uzun yıllar milli eğitim içinde görev yapmış bir kişi olarak milli kültürümüzün asli unsurlarını ve manevi değerlerimizin olmazsa olmaz unsurlarını genç nesillerimize aktarıp, benimsetmekte ve sahip olduğumuz güzellikleri gençlerimize anlatmakta ve aşılamakta arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımız kanaatindeyim. 

Hangi düşünceye sahip olursak olalım, hangi siyasi görüşü paylaşırsak paylaşalım, kılık kıyafetimizin rengi, cinsi, modeli ne olursa olsun, aynı tarihe, geleneklere, aynı kültüre sahip olduğumuzu, aynı dine inandığımızı, aynı vatanı paylaştığımızı, bu vatanı kuranların bizim atalarımız olduğunu ve kurtaranların yine bizim dedelerimiz olduğunu kesinlikle  Yemen’de, Çanakkale’de, Galiçya’da,  cennet misali Anadolu’da, omuz omuza çarpışan ceddimizin tek hedeflerinin düşman çizmesi altından vatanımızı kurtarmak, milleti baki kılmak olduğunu hiçbir zaman hatırdan çıkarmamalıyız.

Öncelikte ilimizde eğitimin kalitesinin artırılması ve ülke genelinde söz sahibi olabilmesi, adını duyurabilmesi için öğrencilerimiz, velilerimiz, öğretmenlerimiz, idarecilerimiz, eğitime gönül vermiş kişi ve kuruluşlarımız, İlçe ve İl milli eğitim müdürlüklerimiz ve ilimizin en üst seviyesindeki yetkililerimiz gayret göstermektedir. Bundan hiç kuşkumuz yoktur. Sadece etkili ve yetkili kişilerin ve kuruluşların gayretlerinin yeterli olmayacağını düşünmeliyiz. Yapılan faaliyetler, çalışmalar ve projeler bugüne kadar denenmiş mutat projelerdir. Eğitim yılı başında, ortasında ve sonunda çeşitli toplantılar yapılıyor-bu toplantıya katılan kuruluşları detaylandırmak istemiyorum- bir gündem çerçevesinde sunumlar yapılıyor, amir memur ilişkileri içinde düşüncelerini rahat bir şekilde açıklayamadan toplantılara son veriliyor Başarı ve başarısızlıklar rakamsal verilere dayandırılıyor, ülke genelinde ilk yirmilere girmişsek başarı sayılıyor. Burada önemli olan yıllar itibari ile ilimizde yaşayan insanlarımızın birbirlerine olan sevgisi, saygısı artmış mı? Yardımlaşma ve iyilik yapma konusunda davranışları olumlu yönde gelişmiş mi? Bunları görmek lazım.

Lafı geveleyip durmanın, uzatmanın bir faydası yok…Resmi toplantılar yapılsın, o toplantılar yasalar çerçevesinde yapılacaktır. İlimizin tüm özel ve resmi kurum ve kuruluşlarının temsil edecekleri bir toplantı yapılsa, bu toplantının adı ne olursa olsun, eğitimin ilerlemesi için herkes düşüncelerini çekinmeden ortaya koysa, sorunları ve çözüm önerilerini paylaşsa iyi olmaz mı? Yeri ve gündemi bir ay önceden belirlense ve kurum ve kuruluşların konu üzerinde rapor hazırlamasına fırsat verilse iyi olmaz mı? Bu organizasyonuna ev sahipliği edecek olan kurum Milli eğitim ve onun bünyesindeki Ar-ge olabilir. Biz Bilecik Gençlik Kültür ve Eğitim Derneği olarak böyle bir çalışmanın içinde oluruz. Eğitimin içinde olan, gönül veren resmi ve özel kamu kurum ve kuruluşları, Belediyelerimiz, basın kuruluşları, sendikalarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız katkı sağlayacaktır. İlk adımın atılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.