ALİ ERDAL

ALİ ERDAL

(FRANKEŞTAYN)IN YENİ CANAVARI: IŞİD

(FRANKEŞTAYN)IN YENİ CANAVARI: IŞİD

(İmaj)… Batı’dan öğrendiğimiz bir kavram… Öğrendiğimiz demeyelim, öğrenmiş olsaydık bir kere aldanırdık; Batı’dan aldığımız diyelim… Bir türlü hakikatini tam olarak anlayamadık, göremedik. Olanla (imaj)ı üst üste gelen iki resmi bir sanmak misali karıştırdık. İkisini bir resim sandık.

(İmaj), görünmek, görüntü vermek demek… Ne olduğun önemli değil, nasıl görüntü verdiğin önemli… Görüntüne, kabul edilecek şekli ver yeter… Görüntüyü kurtar, esas ne olursa olsun. Görüntüsünü vermen yeterli… Olmak değil, olmuş görünmek… Hattâ zaman içinde (imaj)ını şartlara göre değiştirebilirsin de… İçinden ne olursan ol, dışından görünülmesi gereken şekil ve tavır içine gir… İçinden istediğin kadar yanlış ol, yeter ki dışından doğru görün… Peçelenen içe göre değil, gösterilen dışa göre muamele edeceklerdir sana. Yani aldatma becerisi… Münafıklığın, meşru kabul edilmesi…

Batı; buhranlarla, çıkmazlarla, açmazlarla kıvranırken, kurtarıcı diye yutturdu kendisini bize… Kurtarıcı (imajı) verdi. İçi fesat çarşısı, görüntüsü iyilik meleği… İçinde buhranlar, hastalıklar, felâketler kaynıyor; (imaj)ı kurtarıcı ilâç… İşte Batı bu… (İmaj)ıyla insanlığı aldatmak… Bilhassa Müslümanları… Sinema sanatının ve arkasından gelen icatların, Batı patentli olduğuna dikkat etmek ve güzelleşmek için estetik ameliyat, onun (imaj)a verdiği önemi anlamaya yeter.

Batının (imaj)ına, aldandık. Tanzimat, Meşrutiyet, Islahat, Reform… Ve daha neler… Hepsi güzeller güzeli imajıyla kırıtan “kurtarıcıya” benzeyerek kurtulmak içindi… Onu taklit edersek, elbisesini giyerek, onun gibi yer içersek, onun gibi yaşarsak, biz de onun gibi oluruz, yani kurtuluruz… Muhtaç-ı himmet dede, maymunu kandırdı.

Kendisi İkiz Kuleler’e taarruzu plânladı, uyguladı. Kendi kurduğu, yönettiği, İslâm dünyasından doğduğu (imaj)ı ile bize mal ettiği El Kaide’yi, dolayısıyla onun yetiştiğini iddia ettiği tarlayı, yani İslâm dünyasını suçladı. Diliyle İslâm’ın suçu yok, bunlar İslâm adına hareket eden teröristler, diyor ama, El Kaide’yi şamar oğlanı olarak kullanarak, hazırladığı mizansenlerle İslâm’ın zehir olduğu zehabını veriyor. Kendisi de terörizminin kurbanı (imaj)ına bürünüyor… Sonuç, Afganistan’ı kan gölü…

Saddam canavarından kurtaran demokrasi kahramanı (imaj)ına büründü… Sonuç, Irak kan gölü…

Arka arkaya gelen ses, ışık, görüntü, yalan, iftira şehrayinleri ile, donanmaları ile insanlığa bir (imaj) dayatıyor: İslâm terörizmin, kan akıtmanın, çarpışmanın, didişmenin, adam kesmenin, kadına şiddetin tarlasıdır… Zımnen diyor ki: Böyle bir dünyaya, zehirli böcekler misali, ne yapsanız meşrudur… Önünüze öyle görüntüler çıkarıyor ki, toplulukları istediği gibi düşündürüyor. (İmaj) operasyonu… Güdüyor… Herkesin dili tutuldu, hani demokrasi gelecekti, diyemiyor. Diyenlerin de sesini duyan olmuyor.

(Frankeştayn) şimdi de kendisinin kurduğu, yönettiği, imkânlarla donattığı, İslâm adına konuşturduğu IŞİD canavarını, başımıza musallat etti. Şimdi de geçmiş karşımıza, gelin hep beraber bu canavarla mücadele edelim diyor… Elinde Amerikan silâhı, bünyesinde Batı devletleri ajanları ve aldatılmış zavallılar, cebinde dolarlar… Her yerinden belli (Frankeştayn)ın imali olduğu… İsrail, Amerika ve İngiltere istemese, Ortadoğu’da böyle bir güç kurulabilir mi, kurulsa bile dikiş tutturabilir mi? Geçmişe bakın İngiltere’nin işin içinde olmadığı bir tek olay var mı? İslâm dünyasının fitne içinde olması kimin işine yarar? Amerika’nın İsrail’in güvenliği dışında başka derdi mi var?

Bu canavar, İslâm adına kafa kesiyor. Ölüme giden insan ağlar, çırpınır, direnir… Yalvarır, çıldırır… Eğer hak yolunda zulme uğruyorsa tebessüm eder… Bir şekilde tepki gösterir. Sözüm ona kafası kesilecek olansa bön bön bakıyor… Dünya umurunda değil… Mizanseni biliyor çünkü…

İstese, bir günde merkezini bombalayıp yok edeceği canavarı, verdiği (imaj)la tek bir devletin başa çıkamayacağı bir canavar olarak gösteriyor… Bir düğmeye basmakla durduracağı ölüm robotuna karşı İslâm dünyasından karadan yardım istiyor. Kendisi 3-5 kamyon vuracak, Müslümanlar av köpeği gibi vurulanları toplayacak… Kurtarıcı (imajı) ile Müslümanları birbirine kırdıracak… Ortadoğu’yu İsrail’in istediği gibi şekillendirecek.

“Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün” diyen bir dünya; kendisi ikiyüzlü olmaz ama ikiyüzlüyü tanır. İki asırdır, Batı tarafından kandırılıyoruz. İki asırlık zaman da mı sahte kurtarıcıyı anlamaya yetmedi? “Müslüman, bir yılan deliğinden iki defa sokulmaz!” diyen Peygamber’e (sav) ne kadar lâyık ümmetiz; meydanda… Bu teşhiste gerçek kurtuluşun cevabı da var.

 

Bu yazı toplam 1132 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
ALİ ERDAL Arşivi
SON YAZILAR