HAYVANCILIK NEDEN GELİŞMİYOR?
Yıllar yılları kovalıyor hayvancılığımız gelişmiyor. Et sıkıntısı hat safhada, eti en pahalı yiyen ülke olmaktan kurtulamıyoruz. Senelerdir Cumhurbaşkanından tutun başbakanına (varken) Tarım Bakanına kadar hayvancılık yapanlara her türlü teşvikin verilebileceği ve sıkıntının sona erdirileceği söylenir ama bir türlü eti ucuza yiyemeyiz. Yapılan zamlardan kurtulamayız.
Geçtiğimiz hafta gazetelerde “Tarım Gıda ve Beslenme Politikaları Zirvesi” diye bir toplantı haberi verildi. Bu toplantıda Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu yaptığı konuşmanın bir bölümünde şöyle diyor; “Havza sistemi derken Devlet Su İşleri’nin, hayvancılığın, tarımın birleştirilmesiyle bölgelere ayırıp, 15 ayrı bölgeye bölerek, buralarda havza başkanlıkları sistemiyle yöneticilik sistemi düşünüyoruz. Yani buradaki en iyi suyu en iyi miktarda nasıl kullanırız gibi konularda planlama yaparak teşvik sistemlerini ona göre belirleyeceğiz. Geçen yıl 14,5 katrilyon para dağıtmışız. Dağıtmışız diyorum çünkü bunun tam olarak nereye, hangi şartlarda verildiği belli değil. Ülkemizdeki hayvan sayıları da çok net belli değil. Belli bir rakamımız var ama net bir veri yok. Verilerin netleşmesi, bölgelerin netleşmesi, üretimin ve verimliliğin netleşmesi noktasında çok ciddi bir çalışma yapıyoruz’’
Konuşmanın can alıcı cümlesini cımbızla çekip almadım, paragrafın tamamını aldım. Bakan yardımcısı konuşmanın son bölümünde söyledikleri; “Geçen yıl 14,5 katrilyon para dağıtmışız. Dağıtmışız diyorum çünkü bunun tam olarak nereye, hangi şartlarda verildiği belli değil. Ülkemizdeki hayvan sayıları da çok net belli değil” neden yıllardır et sıkıntısını gideremediğimizi ne güzel anlatıyor.
Tarım hayvancılığı aile boyu yapan köyleri bitirdik, en genci elli yaşında. Elli, yüz, beşyüz, bin baş hayvancılık yapanlara destek verelim politikaları güdüldü. Teşvikleri bunlar aldı. Bir kısmı teşviği aldı gidiş o gidiş. Teşviki alıp devam edenlerin çoğu tekelleşti et fiyatlarını hep yükseltti.
Bakan Yardımcısı Aksu sadece geçen yıl 14,5 katrilyon para dağıtıldığını söylüyor. O para yıllardır dağıtılıyor, ne olduğunu, heba edildiğini en yetkili ağız söylüyor. Hala ben tarım yapacağım, hayvancılık yapacağım cırım cırım çalışan kesim Ziraat Bankasında Üç beş bin kredi alacağım diye yalvar yakar bekliyor.
Milletin verdiği vergiler masa başında alınan yanlış kararlar yüzünden çarçur ediliyor. Sahaya inin, milletin, bu işi yapan kesimin halini görün, görüşünü alın, kararlarınızı ona göre verin.
Bildiğiniz gibi gazetemiz “belediye çalışmalarından memnun musunuz?” diye vatandaşa soruyor. Dodurga’da bir vatandaş “2008 yılında Tarımsal Kalkındırma Kooperatifi kuruldu. Olmasaydı burada kimse ne ahır yapabilirdi ne yolunu. Yapamayan 3-5 kişi kaldı. Memlekete 50x6 hayvancılık geldi ama hiç kalmadı çünkü ilgisizlik ve itibarsızlıktan. Devletin memuru gelecek koordinasyon yapacaktı, kontrol edecekti. Benim sülalemi satsan o ahırı yapamaz, elektriğini, suyunu götüremeyiz ama devlete küslük yok. Allah devlete zeval vermesin” diyor. Bakan yardımcısının 14,5 katrilyon desteğin nereye gittiğini anlayamadıkları konuşmasının cevabını sahada yaşayan vatandaş veriyor. Ne diyor “ilgisizlik ve itibarsızlık. Devletin memuru gelecek koordinasyon yapacaktı, kontrol edecekti.” İlgisizlik, takipsizlik devam ettikçe daha çok katrilyonlar heba olur. Eti çok daha pahalı yemeye devam ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.