İnsanlığı çıplak olana hiçbir ahlak kuralını giydiremezsin
Bu ülkede ilkokuldan itibaren zorunlu ticaret, zorunlu ahlak dersi olmalı. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi var demeyin, din, ahlak ve bilgi denklemi 1948 de din bilgisi dersi 1970 yılında ilave olarak ahlak bilgisi eklenerek müfredata konmuş. Yıl 2021 karşıdan şöyle bir bakınca ne din, ne de ahlak konusunda donanımlı toplum çoğunluğunun oluşturulduğunu göremiyoruz.
Lafı dolandırma mı dediniz, sakin olun ve okumaya devam edin, lafı dolandırmıyoruz. İyi ahlak sahibi toplumdan bahsediyoruz. Toplumun %89.5 Müslüman, % 4. 5 ateist ve %6 diğer dinlerin mensubu. Şimdi gelelim ticarete Türkiye de 12 milyon 736 bin vergi mükellefi var. bunların içinde basit usül, stopaj, şirket, gelir vergisi mükellefleri dahil.
Şimdi bu 12 milyonun içinde sağcısı, solcusu, muhafazakarı, ulusalcısı, Müslümanı, Hristiyanı, Musevisi, ateisti hepsinden birer kaşık var.
Şimdi şu denklemi kaç kişi biliyor desek komik rakamlar çıkar ortaya.
Satış fiyatı - alış fiyatı /alış fiyatı x 100 =?
İşte ticaretin sihirli formülü % kaç kâr zarar ettiğin bu formülde saklı.
Şimdi ahlak, maliyet + yukarıda ki formül = malın satış fiyatı
Dolar 19 bittik, zamlar aldı başını gitti
Dolar 14 bittik mahvolduk,
Dolar 12 yine bittik
Dolar 11,80 hâlâ bitiğiz!
Dolar 8'den 12'ye , 12'den baskı, inat, küçük sürprizler barından spekülasyon hareketleriyle 19'u gördü.
Bu durumdan nemalanan kendi kazancı artarken ateş daha da harlansın diye benzin dökenler oldu, pardon benzin döken olmadı 10 lirayı geçmişti benzinin litresi. Ateşi körükleyenler oldu.
Çaresizce izleyip yarını düşünenler oldu.
Yahu çok sıkıcı yazı oldu.
Toplayalım.
Türk milleti Özal döneminden sonra dünyadaki tüketim endeksli toplum modeline sokuldu. Tüketim endeksli toplum derken üretmeyip tüketeni kast etmiyorum, doğrudan lüks ve satın alma odaklı yaşam modelinden bahsediyorum (bu konuya uzunca ayrı bir yazıda değinmek lazım)
Satın alma odaklı yaşayan kesim alım gücü düşünce hayatındaki ve siyasetin içindeki tüm her şeyden odağını doğrudan alamadığına yada daha pahalı tüketim yaptığı mallara gözünü diker. Yani x ülkesindeki insanlara yüksek alım gücü zemini oluşturup odağı oraya toplamışken, diğer alanlarda toplum tepkisi çekmeden istenilen her şey yapılabilir.
Pazarlık kızışıp o ülkenin yöneticileriyle koordinasyon bozukluğu olursa, halkın alım gücünü bozup o ülkenin yöneticileri hedef gösterilebilir.
Ahlaksız esnaf 10 birim maliyeti olan ürünü yüksek döviz bahanesiyle 100 birime satabilir.
Ahlaklı esnaf döviz yüksekken 40 birim maliyeti olan ürünü 50 birime satabilir.
Ama yalnızca ahmaklar yüksek kura bağlı 40 birime depoya giren ürünü artık döviz düştü 20'ye sat diyebilir.
Plandemi pardon pandemi başladığından beri fısıldanan 2022 küresel tedarik zincirinin bozulması sorunu vardı birde.
Küresel çapta milyonerlerin serveti %27 artmıştı. Son iki senede işini kaybeden ve kazancı eksilen kişi sayısı 180 milyonmuş(resmi bir rakamda yok, tahminsel veriler)
Dün 19'a sövenler bugün 12'ye sövenler
Maaşını dolarla mı alıyorsun diyenler, onların doları varsa bizim imanımız var diyenler, dolarla yandaşa vurgun yaptırdınız diyenler, para yok bu ülkeden gitmek lazım diyenler, bu milletin... (tövbe tövbe)... diyenler.
Great reset.
İnsanlığı çıplak olana hiçbir ahlak kuralını giydiremezsin.
Ticarette kar zarar formülü + ahlak
Yüksek enflasyon, bundan mutlu olanlar, pazara gidemediği için intihar eden vatandaş, bu ülkede hiçbir hayalim yok diyen genç, her gün ne pişireceğim diyen anne, 19'dan dolar aldım ne zaman yükselir diyen simsar. Madem bu dolar böyle düşüyordu neden bu kadar yükselmesini beklediniz diyen Ali dayı.
Neyse her şeyi boş verin yaslanın arkaya bekleyin önümüzdeki ayı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.