TARIM KURTARILMALI
Yıllardır birçok defa Tarım sos veriyor diye yazdım. Elli yıl evvel başlıyor tarımı bitirme politikası maalesef, Ak Parti iktidarında da devam etti: Avrupa'da nüfusun yüzde 5'i tarımla uğraşıyor, bizde aynı yolu izleyelim anlayışı pahalıya patladı. Yüzde beşi değil daha tarımda çalışan nüfus yüzde 24'lerdeyken alarm zilleri hiç durmadan çalıyor.
Kuru fasulye, nohut, mercimek, pirinç ithal eder olduk. Hayvancılığı tarımla beraber yürüten ülke olduğumuzdan onu da tarımla beraber ele alalım. Bir zamanlar et ihraç eden ülke ithal eder hale geldi.
Tarım ve hayvancılık, bir torna makinası değilki yanlış anlaşıldığında çıkar, yenisini tak başla çalışmaya. Alınan bir kararın meyvesini 1 sene sonra almaya başlıyorsun. Karar yanlışsa zararı yıllarca devam ediyor.
Tarımda çalışan nüfus azaldıkça ekilmeyen arazide çoğaldı. Öyle ki bir çok tarla vasıflı toprak ekilmedikçe dağ, ormanlık oldu. Destek veriliyor ama bürokratik işlemi çok, arazide çalışana teknik personel desteği yok.
Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi destek almak için bütün işlemleri yapıp ilgili mercilere verse, bir de ben bu desteği almak istiyorum diye dilekçe vermek mecburiyetinde. O kadar bürokratik işlemleri yapan bir kişi onca yaşadığı sıkıntıdan sonra "ben bu para desteğini almıyorum" der mi? Kazara unutsa bile yıllardır desteği alamıyor, bu uygulamayı bile yıllardır kaldırılmıyor.
Bakanlıkta kadrolaşmış bir ekip var aldığı yanlış kararlarla tarıma ve hayvancılığa zarar veriyor diye düşünüyorum. Neden böyle düşünüyorum, alınan kararlardan 1,2,3 yıl sonra dönülüyor ama verdiği zarar yıllarca düzeltilmiyor. Bakanlık arazide çalışan köylere inmeli, onların görüşlerini alarak kararlar alınmalı. Masabaşı yönetimiyle tarım kurtarılmaz. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.