TARIMA ACİL TEDBİRLER GEREKİYOR
Uzun zamandır tarımla ilgili yazmıyorum. Ulusal basında bu sıra tarımı ilgilendiren yazılar yayınlanıyor. Neden…
Nedeni şu, ithal edilen tarım ürünleri ithalatta epey yer edindi. Ayrıca ihracatımız, ithalatımızı karşılamıyor. Pazarlarda fiyatlar yükseliyor, havalar soğuduğunda ise zamlar art arda geliyor. Et fiyatları ise “Dokunmayın yaram sızlıyor” der durumda.
Yıllardır bu durumlara gelineceğini yazdık çizdik. Hani “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.” dedikleri gibi, davul zurna bile az geldi. Tehlike göründü ama alınan tedbirler yetersiz. Ak parti iktidara geldiğinde köyde yaşayan nüfus %36’ydı. Bugün %24, esas hedef Avrupa’da tarımda çalışanlar nüfusun %5’ini teşkil ettiğinden, bugün devlet politikalarıyla bunu hedeflemişti.
Tehlike çanları, tarımda çalışan nüfus daha %24’lere indiğinde çalmaya başladı. Şimdi köye dönüş projeleri hazırlanıyor. Tarımda çalışan nüfusu düşünme projeleri uygulanırken, az insan sayısıyla tarım yapalım anlayışına uygun tedbirler alınmadı. Buda tarımda bizim büyük tehlikeyle karşılaşmamıza sebep oldu. Aile içi yapılan tarım son zamanlarını yaşıyor. Bu durumun Türkiye’yi hem eti en yüksek fiyatlarla yiyen, hem de bir çok temel gıda maddelerini ithal eden ülke durumuna getirdi.
Bugün Amerika, Avrupa devletleriyle yaşadığımız sorunlara nasıl mücadele etmek için tedbirler alıyorsak, aynı hazırlıkla tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi üzerine verimli tedbirler almalıyız.
Başta Ankara’da masa başında “ Ben yaptım oldu, uygulayın. ” anlayışından vazgeçilmeli. Anadolu karış karış, köy köy gezilmeli, tarımla uğraşan halkımızla yüz yüze konuşarak tedbirler alınmalı hemen uygulamaya geçilmeli.
Teşvikler verilirken, alanların burnundan fitil fitil getiren cinsten bürokratik uygulamalar kaldırılmalı. Ahır, kümes ve buna benzer yerlere verilen pahalı projelerden vazgeçilmeli.
Teknik elemanlar bürokrasi işlemleri yüzünden dairelere hapsedilmemeli, arazide faydalı hale getirilmeli, hizmet verdiği sahada verimi artıranlar ödüllendirilmeli.
Köylerdeki nüfus azalmasından dolayı ekilmeyen, dağ olan araziler işlenir hale getirilmeli. Arazi birleştirme işlemlerine hız verilmeli. Üreticinin malını hak ettiği fiyattan satabilmesi için gerekli çalışmalar yapılmalı ve yürürlüğe girmeli, toprak analiz laboratuvarları çoğaltılmalı, sahadaki ziraat mühendisleri tarafından analizler yaptırılmalı.
Ziraat Bankası, tarım kredi kooperatifleri standart herkese aynı uygulamayla kredi verme usulüne son vermeli. Üreten her geçen gün verimini artıran gelecek vadeden üreticiler sahada çalışan tarım elemanları belirlemeli bu raporlara göre kredi alabilmeli.
Ülkenin ihracat ihtiyacına göre tarım arazileri üreticilere ektirilmeli. Bir çok yetkili bu uygulamaları gerçekleştirmek için para var mı ? diyecekler. İthalata ödediğiniz paraların, analiz yapmadan toprağa ekilen gübrelerin önüne geçilse bu ve bundan fazlası tedbirleri almaya yeter. Sonunda her şey yoluna girer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.