AVDAN KÖYÜ VE TİMUR’UN FİLLERİ HABERLERİ
Geçtiğimiz hafta Osmaneli Avdan Köyü Muhtarı köyüne hizmet gelmediği ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halis Nalbant’la konuşmak istediğini, kabul edilmediği haberi Osmaneli Haber Gazetesi’nde yer aldı. Aynı haberi bir gün sonra Sakarya Gazetesi’nde de okuduk.
Bu haber beni 26-27 yıl evveline götürdü. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü vardı. Köylerin yol, su, kanalizasyon hizmetlerini yerine getirirdi. O yıllarda Pazaryeri Belediye Başkanı Hikmet Öztürk idi. Hikmet Bey ile 1970’li yıllardan itibaren tanışırdık, daha sonra dünürüm yani küçük oğlum Mehmet’in kayınpederi oldu.
Hikmet Bey bir gün geldi; “size tam bir Timur’un filleri dedirtecek haber getirdim. Köy Hizmetleri teşkilatı köylere yol, su, kanalizasyon hizmetini hangi köye götürüyorsa o ilçenin lokantalarında yiyip içiyorlar, sigaralarını alıyorlar. Hizmet götürdükleri köyün muhtarlığının üzerine yazdırıyorlar. Muhtarlarda hizmet geliyor diye borcu kabulleniyor. Hatta İl Müdürlüğünde masa başı görevi yapan memurlar bile devletin arabasına binip öğle yemekleri için ilçeye gidip yiyip içiyorlar, sigaralarını alıyorlar. Köy muhtarlıklarının zaten gelirleri yok. Lokantalara muhtarların borçları ödenemeyecek hale gelmiş. Geçen gün Bozcaarmut Köyünün muhtarı “ben bu kadar borcu nasıl ödeyeyim diye sızlanıyordu” dedi.
Yaptığımız araştırmalarda bütün ilçelerde aynı olayın yaşandığını gördük. Gazetemizde “Timur’un Filleri” haberi çıktı. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde bomba patladı. Haberde Bozcaarmut Köyü adı yer alınca aynı gün Bozcaarmut Köyü Muhtarı ofisimize geldi. “Ben size bir şikâyette bulunmadığım halde siz bu haberde benim köyümün adını nasıl yazarsınız?” demez mi?
Muhtar seni İl Müdürlüğü çağırdı “git gazeteye ben böyle bir haber size vermedim nasıl yazarsınız de ve haberi düzelttir. Aksi halde bundan sonra köyüne hiçbir hizmet gelmez” mi dediler dedim. Muhtar “aynen öyle beni tehdit ettiler” dedi.
Sanırım aradan iki ay geçti. Bir gün odamın kapısı açıldı. 2 metre civarında boyu, boyuna göre kilosu olan elinde çantasıyla takım elbiseli biri girdi. “Ben Köy Hizmetleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı” diyerek kendisini tanıttı ve” Timur’un Filleri” haberi olan gazetemizi masaya koydu ve oturdu. “Bu nasıl haber” dedi.
Ben, Beyefendi siz beni mi sorgulamaya geldiniz yoksa bakanlığınıza bağlı il teşkilatınızı mı? Karşılığını verdim.
“Teşkilatın hangi lokantalarda yemek yediğini yazmıyorsunuz. İsim verin soruşturayım.”
Ben “Beyefendi araştırıp bulmak sizin göreviniz. 6 – 7 bin nüfuslu ilçelerde kaç tane lokanta var ki?” karşılığını verdim.
Müfettiş görevini yaptı, Ankara’ya döndükten sonra kısa zaman sonra teşkilatın 9 yetkili görevlisinin tayini çıktı.
Olayı şunun için anlatıyorum. Bu milletin bürokrasiden neler çektiğinden aradan 26-27 yıl geçmesine rağmen değişen bir şey var mı? O gün muhtarı makamlarına çağırıp tehdit ediyorlardı. Bugün makamlarına kabul etmiyorlar, yine hizmet gitmiyor. Timurlar değişiyor, filler hep aynı, milletin ensesinde boza pişiriyorlar.
Yakında bomba gibi bir haberi okumaya hazır olun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.