SELÂÂÂM DUR!..
Önceden de ara ara duyardık… 15 Temmuz destanından sonra yaygınlaştı. Müesseseleşmeye başladığı söylenebilecek kadar hem de… O da şu: Şehit yetimlerinin düğünlerine fevkalâde alâka ve hassasiyet göstermek... Bunda başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere devlet erkânının ve idare mekanizmasında yetki sahibi olanların payını takdir etmek lâzım...
Sosyal medyada bir ilân: "İstasyonumuzda şehit ailelerine LPG (otogaz) ücretsizdir." Ve açık adres… Pek çok sahada bu neviden ilânları görebiliyoruz. En yaygını da, şehit yetimlerinin düğünlerine makam arabaları tahsis edilmesi. Arabalara binen yetimlerde, sevinç ve hüzün karışımı bir gülümseme... Demek ki, babam takdir ediliyor ve bize bu itibar, onun sayesinde... Alâkayı takdir ederiz. Ama yine de babamızın yanımızda olmasını, şaşalı düğüne tercih ederiz... Onların bu mahcup memnuniyetlerini, baba hasretlerini içlerine akıtıp gülümsemeye çalışmalarını görüp de duygulanmamak mümkün mü?
Cemiyeti ilgilendiren olayları çok çabuk müesseseleştirmek, güzel hasletlerimizden biri... Şehit yetimlerine makam arabası tahsisi gibi. Hiç kimse bunu yadırgamadı. Hattâ herkes takdir etti. O derecede bir kamuoyu tasvibi ki… Her şeyi istismar eden, kötü yorumlayan, iftira eden, yurt dışına gammazlayan uğursuz karga(lar) bile sesini çıkaramadı, bu birincisi. İkincisi… Birincinin tabiî sonucu olarak… Bu alâkanın müesseseleşmeye başlaması… Bunun müşahhas bir örneğini Tokat'ta yapılan bir şehit yetiminin sünnet düğününde gördük. Valinin tahsis ettiği arabaya yetim; askerlerin selâmıyla bindi ve şehir turuna çıktı... Mahcup tebessümüyle önüne bakıyor... Halk arabanın geçeceği yolu boşaltmış ve yolun iki tarafına kendiliğinden dizilmiş... Yetim, yolun iki tarafına bakıp, elini hafifçe kaldırıp selâm veriyor... Bir de ne görelim... Halk... Kadınlar, erkekler... İhtiyarlar, çocuklar... Herkes, gayet ciddi bir tavırla yetimi selâmlıyor... Hepsi de asker selâmıyla... Şapkalı, şapkasız… Başörtülü, başörtüsüz… İstisnasız herkes!.. Kahramanın geçtiği yerlerde eller selâm için kalkıyor, o geçince iniyor.
Milletin bu selâmı; yetimin şahsında şehide, şehidin şahsında şehitliğe ve şehitliği ihdas eden imana… Bu alâka, Türk istikbalinin teminatı…
*
FIKRA DEĞİL, GERÇEK…
FETÖ’nün (sözüm ona) “Kurmay Subaylar Âbisi” Hakan Çiçek, mahkemede, eski hava kuvvetleri komutanı tutuklu Akın Öztürk için; “Hayatımın hiçbir döneminde görmedim” demiş… “Asker Âbisi, eski hava kuvvetleri komutanını tanımıyor, hattâ hayatında hiç görmemiş… Bu yutulacak yalan mı?
Neyse üzülmesin… Bundan sonra, hayatının sonuna kadar, âbi kardeş, zindanda görüşürler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.