Bilecik’te Tarımsal Üretimin Artması İçin Yapılması Gerekenler-1
Geçen yazımda Bilecik de tarımsal üretimin önündeki engellerden bahsetmiştim. Bu yazımda yapılması gerekenlerden bahsedeceğim. Bilecik il merkezinde ve ilçelerinde tarımsal üretim yapan üreticilerle yapılan çalışmada “tarımsal üretimin artması için sizce öncelikle neler yapılmalıdır” sorusuna katılımcıların verdikleri cevaplar çerçevesinde içerik analizi yapmak üzere 12 kategori belirlenmiş bunların dışında olanlar ise diğer kategorisi içerisine dahil edilmiştir. Buna göre; tarımsal destekleme ve teşviklerin yetersiz olduğu çeşitli ifadelerle üreticiler tarafından dile getirilmiştir.5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 21 maddesinde bütçeden tarımsal destekleme için ayrılacak mali kaynağın, GSMH’nın yüzde birinden az olamaz hükmü olmasına rağmen tarımsal destekleme bu seviyeye henüz ulaşamamıştır. Türkiye’nin 2015 yılı vergi ve süspansiyondan arındırılmış GSMH’sı 2 trilyon 60 milyar 726 milyon 789 bin TL’dir (TÜİK 2018). Aynı yıl altı ana başlıkta tarımsal desteklere ayrılan pay ise 9 milyar 971 milyon (%0,48) TL’dir (İSKGM,2017). 2016 yılında bütçeden tarımsal destekleme için 11,60 milyar TL ayrılırken, 2017 yılında bu rakam % 10,3 artırılarak 12,8 milyar TL seviyesine çıkmıştır. 2017 yılı tarımsal destek kaynak dağılımı; 3,8 milyar TL hayvancılık, 2,2 milyar TL yağlı tohumlu bitkiler, 1,5 milyar TL kırsal kalkınma, 892 milyon TL hububat, 877 milyon TL gübre, 723 milyon TL mazot, 835 milyon TL fındık, 900 milyon TL tarım sigortası, 165 milyon TL çay, 910 milyon TL diğer tarımsal destekler şeklinde gerçekleşmiştir (BÜMKO 2019). 2017 yılı bütçe toplamı 1.243,4 milyar TL'dir. GSMH 2017 yılında 3 trilyon 104 milyar 907 milyon TL olarak gerçekleşmiştir (TÜİK 2018). Bütçeden, tarımsal desteklere ayrılan pay ( 12,8 milyar TL), GSMH’nın yüzde birinden az olarak sadece % 0,41 seviyesinde kalmıştır. Bu veriler ışığında tarımsal üretim yapan üreticilerin daha fazla desteklenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Başka bir kategori olan üretim girdilerini geldiğimizde üreticilerin tarımsal üretim için gerekli olan girdi fiyatlarının yüksek olmasından şikayetçi olduğu görülmektedir. Girdi maliyetinin artması ürün fiyatına yansıması karlılığı da olumsuz etkilemektedir. Modern tarımın gelişimiyle enerji, kimyasal gübre ve hazır yem kullanımı artmıştır. Bu beraberinde maliyet külfeti getirmiştir. 2014 yılında 5,7 milyar dolar tarımsal girdi ithal ederken buna karşın 3 milyar dolar ihracat gerçekleşmiştir (TİM 2016:121). Ülkemizde ithalata dayalı bir tarımsal girdi söz konusudur. İthalata dayalı girdi kullanımı döviz baskısını beraberinde getirmektedir. Bir önceki yazımızda motorin ve gübre fiyatlarındaki yüksek artışlardan bahsetmiştik. Tüm bu bilgiler çalışmaya katılan üreticilerin tarımsal girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle üretimde zorlandıklarını göstermektedir. Tarımsal üretim ve verimliliğin artması için girdi maliyetlerinin düşürülmesi zorunluluktur. İhracat ve pazarlama kategorisine baktığımızda pazarlama sorunun bariz varlığı göze çarpmaktadır. Bu durumu üretim değeri verileri de desteklemektedir. TÜİK’in bitkisel ve hayvansal üretim değerleri verilerine göre Türkiye’de 2016 yılında tarımsal üretim değeri 269 milyar 671 milyon 586 bin 991 TL’dir. Buna karşın pazarlama değeri ise 182 milyar 576 milyon 581 bin 742 TL’dir. Bu rakama bir sonraki sezon için ayrılan tohumlar, çeşitli nedenlerle ticaretleştirilemeyen ürünler ve kayıt dışı yapılan satışlar dahil edilmemiş olsa da tarımsal pazarlama bakımından büyük bir sorunun mevcudiyetini somutlaştırmasıdır. Tarımsal üretim değeri ile tarımsal pazarlama değeri arasındaki uçurum, yani ürettiğimiz ile sattığımız arasındaki büyük fark her yıl pazarlama sorunundan kaynaklı 87 milyar 95 milyon 5 bin 249 TL tarımsal gelir kaybının varlığının göstergesidir. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2016 yılı sektörel bazda ihracat rakamlarına göre Türkiye’nin 2016 yılı aralık ayı tarım sektörü ihracat rakamı 20 milyar 229 milyon 167 bin Dolar’dır. 2016 dolar kuru baz alındığında Türkiye’nin 2016 yılı tarımsal ihracat tutarı 71 milyar 190 milyon 484 bin 506 TL’dir (TCMB 2018). Bu rakamlar baz alındığında, Türkiye’de üretilen tarımsal ürünlerin pazarlama değerinin sadece % 38,99’nun ihracatı yapılabildiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu bilgiler de gösteriyor ki ciddi manada tarımsal ürün ihracat sorunu ülke ekonomisinde mevcudiyetini sürdürmektedir. Gelecek yazımda kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.