Değirmenin Altında Bostan Türküsü ve Öyküsü
Değirmenin Altında Bostan TÜRKÜSÜ VE ÖYKÜSÜ
Seksen tavuk
Doksan gözleme
Bir kazan helva
Verseniz de alacağız
Vermeseniz de öf ülen öf!
Geçen hafta yoğunluk dolayısıyla köşe yazısını yazamamıştım. “Hamsu Köprüsü” ile ilgili yazdığım köşe yazısı ilgililerin de dikkatini çekmiş. Açıkçası bundan memnuniyet duydum. Umarım en kısa sürede Bilecik hak ettiği şehir içi alt yapı ve ulaşım ağına ulaşır.
Bu haftaki köşe yazımda Gölpazarı yöresine ait Abdullah Gündüz hocanın Emine Ünal ve Necati Bağ’dan derlediği ve notalandırdığı unutulmaya yüz tutmuş kültürel miraslarımızdan biri olan düğün geleneği “Değirmen Altında Bostan Türküsü ve öyküsünden” daha doğrusu mizahi oyunundan bahsedeceğim.
Eminim ki türkünün tekerlemelerini okuduğunuz da evvel zaman ki düğünlerin ne kadar eğlenceli ve bir o kadar da meşakkatli olduğunu göreceksiniz. Elbette ki amacım son derece zengin bir kültürel mirasa sahip olan Bilecik’imizin bu değerlerine sahip çıkılmasına bir nebzede olsa ön ayak olmaktır.
Türküler ve öykülerden söz açılmışken Hasan TAŞCI ve Harun ATAPAY tarafından büyük emek sarf edilerek hazırlanan içinde Milli Mücadele Kahramanımız Bilecik Müftüsü Mehmet Nuri Efendi Ağıdı’nın, ezgisinin de yer aldığı bugüne kadar duyulmamış 40 yeni türküden oluşan “BİLECİK’TEN YENİ TÜRKÜLER” isimli çalışmanın da tamamlandığı bilgisini siz değerli okurlarıma buradan duyurmak isterim.
Mizahi Türkümüz ve oyununa geçmeden önce Gölpazarı evlerinden bahsetmemek olmaz elbette. Evlerimiz bahse konu türkü oyunumuzun sahnelendiği ana mekân olması hasebiyle önem arz etmekte.
Geleneksel Gölpazarı evleri genelde iki katlı ve alçak yapıdadır. Evin alt katını oluşturan ve sağlı sollu iki alçacık penceresinin bulunduğu iki ayrı odaya açılan ana giriş kapısından içeri girer girmez bizleri üst kata doğru yönelen ahşaptan yapılmış bir merdiven karşılar. Merdivenin son basamağında bizi “Hayat” diye tabir edilen günlük hayatın geçirildiği açık sofa ve balkon karşılar. Hayat, bazı evlerde odaların toplam genişliği kadardır. Hayat’ın sağında ve solunda iki ayrı oda bulunur. Gelin kızımızın çeyizinin asılı olduğu ve bundan sonra ki hayatının bir parçası olacak olan odalardan biride bu odalardan biri olacaktır. Konumuz Gölpazarı evleri olmadığından bu konu ile ilgili daha fazla ayrıntıya girmeden gelelim mizahi Türkümüz ve oyununa:
Türkümüz sözleri ve geleneği itibari ile mizah türünden olup şaka ve latife olarak değerlendirilip uygulanmaktadır. Düğün bitmiş gelin kızımız baba ocağından güvey ocağına getirilmiştir. Düğünün son gecesi köyün gençleri kol kola girerek seymen oluşturacak “Değirmenin Altında Bostan ve Cevizin Yaprağı Dal Arasında” isimli mizahi türküleri bir ağızdan söyleyerek damadın evine doğru hareket edeceklerdir.
“Gelin gelme merasimi tamamlanmıştır. Köyün gençleri ikindi vaktinden hemen sonra damat kulesi yapma hazırlıklarına başlar. Damat kulesini ya o köyün gençleri, düğüne davetli konak köyün gençleri ya da her iki köyün gençleri ile birlikte oluştururlar.
Yapılan kulede 10 delikanlı görev alır. Bu delikanlıların 6’sı hemen hemen aynı boyda, gürbüz, güçlü-kuvvetli delikanlılardan seçilir. 3 tanesi ilk 6 ya göre daha zayıf fakat onlarında boyları birbirine yakın olmalıdır. Kulenin en üstünde bulunacak sonuncu yani onuncu genç zayıf fakat çok çevik, hareketli ve dengeli biri olmalıdır.
6 kuvvetli genç damadın evinin önünde damadın bulunduğu pencerenin altında kol kola girip, omuz omuza vererek bir çember oluşturur. İkinci gurup 3 genç bu 6 gencin üzerlerine çıkar. Bu gençler ayakkabılarını çıkartırlar. Onlarda arkadaşlarının üzerinde kol kola girerek, omuz omuza verirler. Ayaklarını ayrı kişilerin omuzlarına basmaya dikkat ederler. Böylece alttaki her 2 kişi bir kişinin yükünü çekmeye başlar. En üste de son kalan zayıf ve çevik genç tırmanır. Bu 3. Kattaki gencin elinde bir düğün alayı bayrağı, birde bir sopa bulunur. Sopanın ucunda ise bir elma, gençlerin aralarında damada hediye olarak verecekleri elmaya tutturulmuş kâğıt paralar vardır.
Kule oluşturulduktan sonra Kuledekilerin etrafını çevreleyen gençler hep birlikte damadın bulunduğu oda penceresinin altında “Değirmenin Altında Bostan” isimli mizahi türkünün tekerlemesini söylemeye başlarlar.
Seksen tavuk
Doksan gözleme
Bir kazan helva
Verseniz de alacağız
Vermeseniz de, öf ülen öf!
*** *** *** ***
Karşıda yemiş
Dalları yere eğilmiş
Güvey namaz kılarken
Gelin tavuğu yemiş, öf ülen öf!
*** *** *** ***
Karşıda damlar
Sakızı cibine damlar
Bir kız veren adamlar
Bir kız bize çok mudur
Köyümüzde yok mudur öf ülen öf, diyerek hep bir ağızdan ünlerler.
Damat evin ikinci katındaki pencereleri açar. Manav köy evleri ahşap ve kerpiçten 2 katlıdır. İçinde kızarmış tavuklar, gözlemeler ve pekmez ve nişastadan yapılan helvanın olduğu siniyi sarkıtır. Siniyi verecek gibi yapar, kulenin tepesindeki genç siniyi tutmak üzereyken hemen geri çeker. Kuledekilerle birlikte etraftaki gençler gençlik önderinin komutuyla tekrar naralar atmaya başlar. Damat siniyi diğer odada ki pencereye götürür. Kulede bulunan gençler, düşmemek için yalpalaya yalpalaya pencereler arasında hareket ederken damada olan kızgınlıklarını da aşağıda ki tekerlemeyi söyleyerek ifade ederler.
Külotlu pontul giymem,
Ekşimiş yemek hiç yemem.
Damat rızkımızı vermezsen
Bu düğün alayı bayrağını sana asla vermem öf ulen öf!
*** *** *** ***
Yorgansız yatamam,
Hızlı adımlar atamam.
Damat çıkını vereceksen ver gayrı
Bacaklarımda derman kalmadı
Senin keyfine bakamam öf ülen öf!
*** *** *** ***
Yirmi kazan helva
Kırk kızarmış tavuk
Elli gözleme
Verseniz de alacağız
Vermeseniz de alacağız öf ülen öf!
Damadın siniyi uzatıp çekmesinin sonunda kulenin en üstünde bulunan genç nihayet dolu siniyi kapar ve hep bir ağızdan aşağıda ki tekerlemeyi söyler.
Öf ülen öf
Yirmi kazan helva
Kırk kızarmış tavuk
Elli gözleme
Verseniz de aldık,
Vermeseniz de aldık öf ülen öf!
Kulenin üstündeki genç siniyi kaptıktan sonra elindeki alay bayrağı ve para takılı sopayı damada uzatır.
Kule; yine naralar ve şarkılar eşliğinde yavaşça bozulur. Sini içinde gözlemeler, kızarmış tavuklar, helva ve alkollü veya alkolsüz içecekler bulunur. Siniyi alan gençler çalgılar eşliğinde mevsim yaz ise köy kıyısında bir ağaç dibine, kış ise bir eve giderler. Aldıkları yiyecek ve içecekleri; yiyip içerek hep birlikte eğlenirler. Bu kule âdeti manav düğünlerinin en gösterişli adetlerinden biridir.
Değirmenin Altında Bostan
(Mizahi Türkü) (Çardak Âdeti Tekerlemesi)
Yöre : Bilecik - Gölpazarı
Derleyen : Abdullah Gündüz
Notalayan : Abdullah gündüz
Kaynak : Emine UNAL, Necati BAĞ
Değirmenin altında bostan
Değirmenci dayı karında postan
Uy Amman, Amman, gel Amman Amman oy
***
Değirmenin altında mısır
Değirmenci dayı karında kısır
Uy Amman, Amman, gel Amman Amman oy
***
Değirmenin altı da poruk
Değirmenci dayı karında moruk
Uy Amman, Amman, gel Amman Amman oy
***
Değirmenin altı da iğne
Değirmenci dayı karında gebe
Uy Amman, Amman, gel Amman Amman oy
Postan : Pis pasaklı
Poruk : Kısa boylu, çalı cinsinden, süpürge yapımında kullanılan bir bitki
Moruk : (Argo) İhtiyar, Yaşlı
Not : Değirmenin Altında Bostan isimli türküye ait tekerlemeler ve kule oluşturma hikâyesi Gölpazarı İlçesi Karaahmetler köyünden 1958 doğumlu İsmail Çınar’ın yayınlanmamış hatıralarından alınmış Hasan TAŞCI tarafından derlenmiştir.
Mizahi türküye konu olan fotoğraflar Gölpazarı Kurşunlu Köyü Celal Engin’den temin edilmiştir.
Bu bilgilerin siz değerli okuyucularıma ulaşmasında büyük emeği olan Hasan Taşçı ağabeyime bir kez daha teşekkür ediyorum.
Haftaya Yeniden görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.