Gömleksiz siyaset
Hikâye bu ya;
Adamın birisi, bir gün, durup dururken kör olmuş. Çaresiz bir şekilde doktor doktor dolaşmaya başlamış. Ancak gittiği tüm doktorlar adamın neden kör olduğunu “Gözlerinde bir hastalık yok ama görmüyorsun, biz senin durumundan bir şey anlayamadık ” diyerek cevap verip adamı tedavi edememişler…
Doktorlardan umudunu kesen adam, derdine çare aramak için dünyayı dolaşmaya başlamış…
Gittiği bir dergâhta kör adama; “bak efendi, sen bu derdinden kurtulmak istersen, hayatta hiçbir derdi olmayan bir adam bulacaksın, onun üzerindeki gömleği gözlerini süreceksin, böylece gözlerin tekrar görmeye başlayacak” denmiş.
Bu söz üzerine adam yine yollara düşüp koca dünyada dertsiz birini aramış durmuş…
Günün birinde, bir dağda bir çoban olduğunu ve onunda hiçbir derdinin olmadığını öğrenmiş. Ve hemen söylenen o dağa doğru yol almış. Denildiği gibi dağda çobanı bulmuş, derdini anlatmış, demiş ki: Eey çoban; duydum ki senin bu dünyada hiçbir derdin yokmuş, doğru mu? Çoban mahçup bir sesle ‘yoktur’ diyerek yanıtlamış adamı. ‘Allah’a şükür benim hiçbir derdim yoktur.’ Kör adam sevincinden ne yapacağını şaşırmış, onca zamandır beklediği an gelmiş çatmış, gözlerinin görmesine artık çok az bir zaman kalmış. Kör adam konuşmasına devam etmiş: Çobanım, canım çobanım, gömleğini hele bir çıkarda, çıkarda gömleğini gözlerime süreyim, gözlerime süreyim ki bende görebileyim. Çoban cevap vermiş; iyi ama benim gömleğim yok ki!
Çoban dertsiz olmasına dertsizmiş ama bir gömleği de yokmuş…
Şimdi gelelim esas meseleye.
Koronaydı, pandemiydi, başka sorunlardı derken, günümüzde vatandaş dertli mi dertli. Ekonomi iflas noktasına gelmiş, çiftçisinden işçisine, sanayicisinden esnafına, memurundan emeklisine, öğretmeninden öğrencisine herkesin derdi var. En başta geçim sıkıntısı var. Ülkede üretememe sıkıntısı var. Dış politikaya, içerdeki diğer sorunlara hiç değinmiyorum bile. Vatandaş bizim kör olan adam gibi kapı kapı derdine çare arıyor. Türkiye’de bütün işlerin çaresi, siyasette mevcut. Her derdin dermanı, her kapının kilidi siyaset kurumunda.
Peki Bizim siyasetçilerimiz vatandaşın derdine derman olabiliyorlar mı? Ben yukarıdakilerden bahsetmiyorum. Ben Bilecik’te yaşıyorum ve Bilecik’teki siyaset ve siyasetçiler beni ilgilendirdiği için onlara birkaç kelam etmek istiyorum. İktidar zaten dertli, derdi başından aşmış, ne ülkeyi yönetecek hali, ne de söyleyecek yeni bir sözü kalmış. Kör adam misali, onun vatandaşa derman olacak mecali kalmamış. Ya Muhalefet; onlara ne demeli? Bilecik’te vatandaşın içine girip, hergün birkaç esnaf gezip, sokakta dolaşıp milletin halini hatırını soran var mı? Muhalefetteki siyasi partilerin Genel Başkanları ülkeyi il il, ilçe ilçe, köy köy gezerken, bizimkilerin maşallahı var, yuvalarından çıkamıyorlar. Bırakın çıkmayı, siz Bilecik’te herhangi bir siyasi parti il veya ilçe başkanının ayda bir kez bile olsa, yerel basına herhangi bir konu ile ilgili olarak bir açıklama yaptıklarını duydunuz veya okudunuz mu? Herşeyi Genel Merkezlerinden bekleyen, seçimlere iki ay kala sokaklara çıkan, sağa sola bir iki afiş asan bir siyasi anlayış hala devam ediyor Bilecik’te. Kusura bakmasınlar ama Bilecik siyaseti, iktidarıyla muhalefetiyle, Vatandaşın derdiyle hemhal olmayan, var olan sorunları dile getiremeyen, sorunların çözümü noktasında söyleyecek hiçbir sözü olmayanlara kalmış. Bilecik’te siyasi parti üyeleri haricindeki vatandaşlara “Bilecik’te bulunan siyasi partilerin il başkanlarını biliyormusunuz, adları nedir, tanıyormusunuz” sorusunu sorsak, inanın vatandaşın %80’i doğru cevap veremez. Yani bunların memleket diye, millet diye bir dertleri yok ki. Bizim derstiz çoban gibi üzerlerinde bir gömlekleri bile yok. Ondan sonra Bilecik 2,5 ay Valisiz kaldı diye vatandaş sokakta, kahve köşelerinde konuşuyor. Elbette konuşur, Bilecik’e valiyi atattıracak olan siyaset kurumudur. O kurum işlemezse, Bilecik daha çoookkkkk Valisiz de kalır, bürokratsız da. Dua edelim de susuz kalmayalım.
Hoşça ve Dostça Kalınız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.