DİYANETTEN SORUMLU Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye-Azerbaycan İslâm Dayanışması Konferansı’nın açılışında mezhepler konusunu bilmediğini ifşa ve ilân eden bir konuşma yaptı. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ mezunu Bozdağ, Şia ve Vehhabilik ile dört hak mezhebi aynı kefeye koydu ve hepsini “FİTNE” olarak niteledi… Ve hepsine, “İslâm dünyasını yakacak ateş” dedi:

“Mezhepçilik fitnesi İslâm dünyasını yakacak en önemli ateşlerden biridir. Mezhepçiliğe karşı da bütün İslâm ülkelerinin, Müslümanların bir ve bütün olması şarttır. Peygamber Efendimiz hangi mezhepten? Vahabi midir Allah’ın Resulü yoksa Şia mıdır? Yoksa başka bir mezhepten midir?” (http://www.medyamit.com/haber/1912/bekir-bozdag-mezhepsiz-oldugunu-acikladi, 25 Eylül 2017 17:27)

DİYANETTEN SORUMLU Başbakan Yardımcısı, şu hususları bilmiyor:

1-Dört hak mezhep, ESASTA ittifak halindedir. Yani iman ve itikat yönünden aralarında fark yoktur. Bu sebeple de aralarında hiç bir zaman fitne ve çatışma olmamıştır.

2-Şia ve Vehhabîlik'le ihtilâf ise iman ve itikat konularındadır. Bu sebeple, esasta bir olan dört hak mezhebin hepsi ile de ihtilâf halindedir ikisi de. Bozdağ ise, sorduğu soruda bu ikisini öne almakta.

3-Dört hak mezhebin ihtilâfları, itikadî değil, amelî konularda. Yani inanışta değil, uygulamada... Esasta ittifaktan sonra tâli hususlarda aralarında, –her birininki de doğru olan– yorum farkı var sadece. Aralarında çatışma, bunun için olmamıştır. İLÂHİYAT MEZUNU Bozdağ dâhil hiç kimse, dört hak mezhep arasında çatışma ve fitne - fesat örneği gösteremez.

4-İLÂHİYAT MEZUNU Bozdağ, dört hak mezhebin aralarındaki yorum farklarının; hayatın icabı, tabiat şartları, mizaç gibi sebeplerle farklı uygulama mecburiyetinden ve muğlak kalmış hususların açıklanması zaruretinden meydana geldiğini bilmiyor. Dört hak mezhebin tâli meselelerdeki yorumları; âyet ve hadis ölçü alınarak yapıldığı için aralarında –bilmeyenlerin gafletle, bilenlerin ihanetle iddia ettiği gibi– çatışma olmadı, olmuyor. Küfrün bütün fitne, ayrıştırma gayretlerine rağmen olmadı, olmayacak inşallah...

Sayın Başbakan Yardımcısı; bütün bu incelikleri çok iyi bildiklerinden emin olduğumuz Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı müşkül durumda bırakmıştır, İlâhiyat mezunu ve Diyanet’ten sorumlu bakana ve HÜKÜMET SÖZCSÜNE karşı nasıl bir tavır takınacaklarını, milletimizin her ferdi gibi ben de merak ediyorum.