7-8 sene evvel Yeni Akit Gazetesi köşe yazarı Serdar Arseven, (şimdi Milat Gazetesi köşe yazarı) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Yahudilerin arazı aldıklarını, almaya da devam ettiklerini yazmıştı. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Başbakan Yahudilerin 25 bin dönüm arazi aldıklarından ve tehlikeden bahsediyorlar. Gazeteci Arseven’in yıllar evvel tehlikeli arazi alındığını bahsettiğinde tedbir alınsaydı bugün bundan nasıl kurtulunurun hesabını yapalım durumuna düşülmezdi.

Bundan birkaç yıl evvel ilimizin çeşitli bölgelerinden, bilhassa Gölpazarı, Yenipazar ilçelerimizden kim oldukları bilinmeyenler tarafından arazi alındığını, bu yerlerin tel örgüyle çevrildiğini, işlenmediği için verim düşüklüğünün yaşandığından bahsetmiştim.

Henüz tedbir alınmadığı gibi arazilerin satışları bütün il çapında tehlikeli bir satışla çoğalmaya başladı.

Şöyle ki, yanlış politikalar sonucu köyler boşaldı, aileler bölündü. Hısım akrabalık zayıfladı. Dede mirası araziler evlat, torun çoğalınca mal sahibi de çoğalıyor. Mirasçılardan birisi dava açıyor. Önceleri satış salonlarında yapılan satışlar şimdi internetten yapılıyor. Kimin araziyi aldığı belli değil, köyde tarımla uğraşan, dedesinin mirasına sahip olmasına rağmen ata arazisini alamıyor.

Bir köşe yazısında tehlikeyi bu kadar anlatabiliyorum. Aradan 10 yıl geçtikten sonra hiç tahmin edilmeyen hadiselerle karşılaşılır.

Yıllar evvel tarımda çalışan nüfus azaltılmalı politikası köylerin bitmesine, tarım arazilerin atıl hale gelmesine, 30 yıldır et fiyatlarının azalmasına, köy kültürünün bitmesine sebep oldu. Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az sözünü unutmayalım.