KUR'AN’IN MESAJI EVRENSEL VE ÇAĞLARÜSTÜDÜR
Geçen hafta hakkında bilgi verdiğimiz Kutsal Kitabımız Kur’an, yaklaşık on beş asırdır dünya var olan, var olduğu dönemden günümüze insanlığın hayatına ışık tutan bir kitaptır. Gönderildiği Hz. Peygamber’den (sas) zamandan hiçbir nüshasında farklılıklar bulunmamakta, emir ve hükümlerinde insanın huzur ve saadetini temel almaktadır. İslamî mesajın her döneminde hayatın içinde yaşanarak insanların zihinlerinde, ellerinde ve dillerinde varlığını sürdürmektedir. Beşer hayatını bilim, sanat ve ruhsal yönden şekillendirmektedir. Tanınmış oryantalistlerden Montgomery Watt’ın bu olguyu; “insan ruhu üzerinde çok az kitap, Kur’an’dan daha geniş ve daha derin bir etki bırakmıştır.”(Watt, M, Kur’an’a Giriş, s.13) sözleriyle ifade etmektedir.
Allah, birçok ayette Kur’an’ın Arapça bilen bir topluluğa yine Arapça bir kitap olarak gönderildiğini belirtmektedir. “Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.” (İbrahim, 52) ayeti de gönderilişinin sebebini vurgulamaktadır. Bu ayet Ahiret ile uyarılma, tevhit anlayışını hakim kılma ve ayetlerin üzerinde düşünme olarak üç ayrı gerekçe ortaya koymaktadır. Bu evrensel mesaja rağmen Kur’an hakkında, birincil olarak muhatabı topluma seslenen, onların problemleri ile ilgili hükümler ortaya koyan bir kitap olması dikkate alınarak; nasıl evrensel mesaj içerir? sorusu akla gelmektedir.
Kur’an, indirildiği dönem insanlarının bilgi sahibi olmadıkları ve kabul etmeleri mümkün olmayan birçok konuda yeni hükümler getirerek onları yönlendirmiştir. Hiçbir yazılı kuralı bulunmayan toplumlara, yazılı ve uyulduğunda ideal toplumların oluşturulacağı hukuki ve ahlaki değerler getirmiştir. Emrettiği veya yasakladığı hükümler de, “Makasıd” denilen hükmün kamu için sağladığı faydaları açık olarak belirtmiş, emir ve yasakların temelinde bu illetlerin var olduğunu vurgulamıştır. İçki ve kumarın yasaklandığı ayette; “Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?” (Maide 90-91) buyrulmuş, içki ve kumarın insana vereceği zararlar açık olarak belirtilmiştir. Dünyada faaliyet yürüten Yeşilay benzeri dernekler benzer noktalara dile getirmiyor mu? İçki ve uyuşturucu mübtelası olmuş, kumar hastalığına tutulmuş, ailesinden kendi varlığından bile haberdar olmayan insanları kurtarabilmek için birçok kuruluş çaba harcamıyor mu? Yine Fussilet Suresinde iyilikle kötülüğün bir olmadığı, kötülüğe iyilikle karşılık verildiğinde düşmanın kalbinde yumuşama olacağı vurgulanmıştır.
Bu sebeple lokal olaylara binaen gelen ayetler Kur’an bütünlüğünde algılandığında bütün hükümlerin evrensel mesajlar ortaya koyduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. “De ki: "Ey insanlar! Ben sizin üstünüze Allah'ın resulüyüm. Göklerin ve yerin mülkü o Allah'ındır. İlah yoktur O'ndan başka. O diriltir, O öldürür. O halde Allah'a ve resulüne iman edin; Allah'a ve onun sözlerine inanan o ümmi peygambere iman edip uyun ki, doğruya ve güzele ulaşabilesiniz." (Araf 158) “Biz seni, bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik, başka değil. Ama insanların çokları bilmiyorlar.” (Sebe 28)
Yazımızın başında da vurguladığımız gibi Kur’an ayetleri gerek bilimsellik noktasında, gerek ideal toplumu oluşturmak için koyduğu ahlaki ilkelerle evrensel ve çağlar üstü mesajlar içermektedir. Bilimin batı dünyasında yargılandığı dönemlerde, Kur’an ayetleri üzerine düşünen Müslümanların esas aldıkları bu ayetlerden bilimsel teoriler ürettikleri göze çarpmaktadır. Dünyanın tepsi gibi düz olduğunun tartışıldığı dönemlerde, Kur’an ayetleri esas alınarak, dünyanın kendi ekseni ve güneş etrafında döndüğünün dile getirildiği kaynaklarda yer almaktadır. Allah, bazen sivrisineği, bazen örümceği, bazen arıyı, bazen deveyi, bazen yıldızları kendi yaratıcılığının delili olarak açısından sunmaktadır. Bu örnekler üzerine yapılan sorgulamalar, yeni ufukların açılmasını sağlamaktadır. Bir bütün olarak ayetlerinin üzerinde düşülmesini isteyen Kur’an, lokal olaylar üzerine inen ayetlerin bile insanlara evrensel ışık olabileceğine dikkat çekmektedir. “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” (Rum, 30/41) ayeti, bugün yaşadığımız çevre felaketinin nasıl gerçekleştiğini ve bunun sorumlusunun bizler olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır, Sonuç olarak “Bu (Kur’an), insanlar için bir açıklama, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir öğüttür.” (Âl-i İmrân, 3/138)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.