Yüreğimiz yandı üç gündür. Feryat, gözyaşı, acıyla dolduk. 

Unutulmayacak acılara gark olduk... 

Evlatlar yitti, aileler gitti, evin çınarı babalar, evin meleği anneler gitti. Çok yuvaya acı düştü, herkesten bir parça koptu, her yürekte deprem oldu. Birazcık da olsa millet ve vatan sevgisi olan herkesin içinde tektonik kopuşlar oldu. 

Fakat; vallahi billahi birileri zerre kadar üzülmediği acımızı paylaşmadığı gibi, üstüne birde sevindi. Vallahi billahi sevindi... 

Ülke sınırları dışına çıkıp, acımıza üzülmediler diye Millet eleştirisi yapacak değilim. Ülke sınırları içinde kalıp, acıya siyaset katanları, fırsatın iyisi kötüsü olmaz diyenleri yazacağım. 

İzliyorum insan ne kadar aşağılaşabilir, insan ne kadar küstahlaşabilir!? 

X, Y, Z partisini kenara bırakalım. Deprem bu, deprem! Hani bebekten gencine, yaşlısına, hamilesine, kadınına ,erkeğine, anasına, babasına bakmadan can alan, yer kürenin en acı, en korkunç yıkımı.  

Bunu siyasi fırsat olarak görmek, aha bize buradan malzeme çıktı demek nasıl bir şerefsizliktir! Koordine eksiklikleri aleni şekilde ortada, bunu kimse inkar edemez. Bahsettiğimiz deprem Türkiye'nin %18’ i büyüklükteki kısmını etkiledi. Evet, büyük koordinasyon sorunu yaşanıyor. Fakat bunu şova dönüştürmek, koordine edemeyen sorumluların halinden daha beter.  

Duygusal öfkeyle herkes kendi canını yaşatmak için çare arıyor, yahu Allah rızası için yardım diyor, devlet kademesi bölgeye gidip işte görüyorsunuz devlet burada yok diyor! 

Delikanlı gibi deyin: arama kurtarma ve yardım organizasyonu başarısız, biz geldik oyunuza talibiz! Talibiz deyin de cümle alem niyetinizi öğrensin. 

Mesela E.A. isimli gazeteci fayın kırılmasıyla yıkılan Hatay Reyhanlı yolunu paylaşıp "yol yaptı" diye ironi yapmış. 

Mesela B.A. isimli Milletvekili yayında diyor ki , devlet burada yok, eğer bunu organize edemiyorlarsa biz yapacağız!  

Eski akutçu N.M. canlı yayında asker halka yardım etmiyor diyor, canlı yayında köşede askerlerin yardım anı ekranlara yansıyor!  

Acıyı hafifletmek için diş bilemek, birini günah keçisi ilan etmek gerek. Halk haklı, istediğini suçlar, ateş düştüğü yeri yakar. Kaçınız acıdan yemek yiyemedi 3 gündür, kaçınız acıdan uyuyamadı, kaçınız sevdiğini bir daha göremeyecek!  

Millet istediğine kızar, çünkü acısı var. Devlet de itidalli olup halkının yanında olur. K.K ve Belediye başkanları bölgeye gidip vatandaşlarla konuşuyor, sonra şu açıklamayı yapıyor!!!!!! 

“Gördüğüm tablo şu; devletin kurumları, bürokratları çalışmak istiyorlar. Önlerine engeller konuyor. Farklı tercihler konuyor. Bu, devletin rahat nefes almasını engelliyor"  

Devletin kurumlarını ve bürokratlarını çalıştırmayan devlet otoritesinden büyük hangi otorite var!? Devlet olarak neyi kast ediyorsunuz!? Devletimizin rahat nefes almasını engelleyecek kadar gücü ortaya koyup, milletin perişan olmasını isteyen güç kim!? Yada bu cümleyi net olarak nasıl açıklayabiliriz? 

Deprem olan coğrafyanın büyüklüğü, yıkımın büyüklüğü, nüfusun toplamı ortada. AFAD, KIZILAY, UMKE, Belediye Başkanları ve valiler ortada. Olaya müdahil bakanlar da ortada. Delikanlı gibi tek tek görevini aksatanları söyleyin, hatalarını söyleyin, yol gösterin, istişare edin ayakta alkışlayalım. 

Her açıklama yapan devlet yok, devlet ortada değil, devlet nerede, devlet halkı kaderine terk etti diyor. Bunu diyenlerde ülkemin siyasileri.  

Devletimiz felaketin yaşandığı andan itibaren tüm gücüyle deprem bölgesinde. Böylesine büyük bir afette eksiklikler, aksaklıklar elbette var ama, devletimiz enkazın altında kalan vatandaşlarımızı kurtarmak için canhıraş çalışıyor. Yaralılarımızı tedavi etmek için elinden geleni yapıyor. Lojistik ihtiyaçları temin etmek için tüm kurumlar seferber olmuş; vefakar, cefakar milletimizin yardımlarını koordine ediyor. Ve daha sayamayacağımız pek çok sorunla mücadele ederken, vekaleten seçilmiş bazı siyasilerin devleti halka şikayet etmesini yadırgıyorum. Benim milletim enkazın altında can çekişiyor, acısıyla boğuşuyor, acımasız insanoğlu neyi topa tutacağını şaşırıyor.

Anladım ki deprem, 10 ilimizle birlikte vicdanları da yıkmış!