TAVLADA VURAN, DAMADA SÜREN
Ülkemizin hangi gündemidir ki, yarım yüzyıla yakın süre, kendisinden sonra ortaya çıkanların hepsinin önüne geçsin? Zeytinyağı gibi her şeyin üstüne çıksın? Bu soruya verilecek cevap kesin olarak hep aynı olacaktır.“Çözüm Süreci” diye isimlendirilen, çeyrek yüzyılı aşkın zamandır devam eden‘mudarebenin’sona erdirilip erdirilmeyeceği meselesi… Dikkatinizi çekmiştir, “Çözüm Süreci” diye isimlendirilen dedim…Çünkü bu kifayetsiz vegüdük, hattâ arızalı ve illetli ifadeyi benimsemek mümkün değil... Ama bu yazının konusuo değil…
“Çözüm süreci” başarıyla sona erecek mi? PKK silâh bırakacak mı? Yoksa “mutlu son”, masallara mahsus bir hayal mi?Herkes bunu konuşuyor. Hangi televizyonu açsanız, hangi gazeteye baksanız, birileri ahkâm kesiyor… Siyasîler birbirlerini en ağır sözlerle itham ediyor… Bir taraf, vatanı bölenhain imiş, bir taraf akan kanın devamındanmedet umuyormuş… Bu hengâme içinde, bu zamana kadar elde edilmiş olan bir kazanç, bahçemizdeki bitkinin yavaş yavaş büyüdüğünün farkedilemediği gibi, göz ardı ediliyor.
Halkımız, “tavlada vuran, damada süren…” der… Vuran ve süren kazanır!..Yani hamle yapan, aksiyonda olan, hücum edeninisiyatifi elinde tutan kazanır… Kırk yıla yakın zamandır devam eden, yüz bin can kaybına maddî, manevî zararlara sebep olan ‘mudaraba’nın, cedelleşmenin, kardeş kavgasının sona erdirilmesi için on yıldır ısrarla takip edilen politika sonunda iktidar, inisiyatifi ele geçirmiş;şunu şöyle, bunu böyle yapmazsanız yakarım biçerim diyen mahalle kabadayısı, inisiyatifi kaybetmiştir.Tehdit savuran, kan döken cani;‘silâhı bıraksam mı, bırakmasam mı?’ deme noktasına gelmiştir. Atasözünün dediği gibi “Akmayan su kokar”, hareket etmeyen atalete düşer. Bir hafta oynamayan futbolcu “formunu kaybeder”.Nitekim yarım yüzyıla yakın PKK cinayetleri, hükümetlerin inisiyatifi ele geçirmenin ehemmiyetini anlayamamaları yüzünden işleyebilmiştir.“Gerillâ” diye bazı siyasîlerin, akıllarıncazalimlere karşı savaşan kahraman gazı vermek istediği militanlar şimdi,‘bu zamana kadar ne elde ettik; hiç!..Bir ömrü, gençliğimizi dağlarda heba ettik’psikolojisine geldi. Artık analar, PKK’ya kaptırdığı evlâtları için şehir meydanlarında Kürtçe feryat figan edebilmekteler.
Nasıl ifade edilirse edilsin, liderleri iktidarın kontrolü altındadır ve “PKK BİTMİŞTİR”… Bu teşhis, eski PKK yöneticilerinden Nizamettin Taş’a aittir. AA muhabirine, silâh bırakma çağrısınıdeğerlendiren Taş diyor ki:
“Aslında PKK bitmiştir. Yani oynayacağı rolü oynamış ve tarihe karışmıştır. Gerisi uzatma ve Türkiye’nin alacağı tavra bağlı olarak şekillenecektir. PKK dönemi tarihsel açıdan artık kesinlikle kapanmıştır. Dolmabahçe açıklaması bunun fiilen gerçekleştiğini ilan etmiştir. Bundan sonra stratejik anlamda geriye dönüş olmaz. PKK, Öcalan’ın çağrısını kabul etmiştir. PKK, Türkiye’ye dönük silahlı mücadeleye son verir ve güçlerini çekerse bir biçimde tasfiye olmuş olacaktır. Yani ismi ister kalsın ister kalmasın varlık gerekçesi ortadan kalkacaktır. PKK kalsa bile varlık gerekçesini yitirecek, ismi kalsa bile özünde eskisi gibi asla olmayacaktır. Bundan 10 yıl önce de bu karara varılmıştı, nihayet şimdi hayata geçiriliyor. Bu, niteliksel bir değişimdir. Bir sürecin ciddî olarak bitmesi anlamını taşır. Zaten PKK, Öcalan’ın çağrısını kabul ettiğini deklare etmiştir. Önümüzdeki günlerde veya aylarda yapılacak kongrede, ‘biz 30 yıllık silahlı mücadele sürecine son veriyoruz ve bu temelde güçlerimizi çekiyoruz’ diyecekler.”
Yarım yüzyıla aşkın bir sürede netice alamamış bir örgütün inisiyatifi kaybetmesinden tabiî ne olabilir? Temsil ettiğini iddia ettiği halka ne vadedebilir ve onlara söyleyebilecek ne sözü olabilir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.