TEHLİKE GEÇTİ Mİ; GEÇMEYEN TEHLİKE NEDİR?
Allah'ın lütfu; milletin basireti ve iktidarın durumu idrak eder etmez hızlı hareketi ve milletle bütünleşmesi sayesinde hain teşebbüs önlendi. Allah'a şükür…
Bu yazı, 26 Temmuz'da kaleme alınıyor. Aradan 11 gün geçti... Garabete bakın… Halâ hain teşebbüsün bir numarası belli değil. Hain darbeyi, kimin yönettiği meçhul... Darbeci hain General de şaşkın… Genel Kurmay Başkanı’na, Kenan Evren olmayı teklif edeceğini söylüyor. Ateşin yakmasının, suyun ıslatmasının ispat gerektirmeyen tevatür bir gerçek olması gibi, ihanetin tepesindeki “azmettiricinin” kim olduğu belli... Ama komuta mânâsına teşebbüsün başında kimin olduğu belli değil…
Böyle bir ihanete kalkışmak, azmettiricinin tek başına göze alacağı bir şey değil… Mutlaka dayandığı, güvendiği bir merkez, daha doğrusu bir devlet var. Bu da aynı tevatür gerçek halinde belli... Nitekim bir zamanlar, “Dünyada Amerika'ya rağmen bir şey yapılamaz” diyen sözde Hoca, şimdi, beni Türkiye’ye teslim etmeyin diye yalvarıyor sahiplerine...
Komuta olarak ihanetin başında kim olduğunu, hainler de söyleyemiyor. Çünkü bilmiyorlar... Gülen piyonunu öne sürenler, bunu daha işin başında hareketin komutanının ortaya çıkmayacağı şekilde plânladı... Çünkü maksat, darbe yapıp iktidara hiç bir şeyi doğru dürüst becerecek kapasitede olmayan, sadece maşa olmayı becerebilen “Haşhaşileri” getirmek değildi. “Ördeklerden bir filo, kazdan bir amiral”!.. Bunu, onlar çok iyi biliyor. Maksat, Türkiye’de kaos meydana getirmek. Bir iç harp çıksın isteniyor. Nitekim “başaramadık ne yapalım” diyen hempalarına “Hocaefendileri”, “suikastlar yapın” diyor.
Bir darbe girişimi yaptıralım... Karşı çıkanlarla çatışmalar çıksın... Provokasyonlarla, çatışma ülke çapına yayılsın… Dışarısının teşvikiyle, Türkiye iflas ediyor yazılarıyle, kredi notlarını indirmekle ekonomi çöksün... Halk geçim derdine düşüp marketlere saldırsın... Yalan haberlerle kimin, kimin yanında olduğu belli olmamasını sağlayalım... Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılaştığı pilota, “kimin yanındasın, delikanlıca söyle!” demek durumunda kalmıştı. Batı basını, yalan haberlerle kargaşa meydana getirmek istedi. En büyük yayın kuruluşları, halkın darbeye karşı çıkışını, halk diktatöre başkaldırıyor diye verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'dan sığınma talep ettiği yalanı ortada. Bu haberi verenler, Amerika askerî kaynaklarına dayandıklarını söylüyor. Yeni yalanlara, iftiralara, hedef saptırmalara, yersiz ve yanlış iddialara hazırlıklı olmalıyız.
Büyük Türk Milleti, bu oyunları gördü ve var gücüyle iktidara destek verdi, vermeye de devam ediyor. Öyle bir destek verdi ki… Partilerin, bütün kurum ve kuruluşların, kalem ve kelâm erbabının iktidara destek olmasını sağladı. Ve bütün oyunları bu destek bozdu. Dedi ki millet, kim bugün iktidara destek olmazsa beni karşısında bulur. Kardelen dergisinin kapağında işaret edildiği gibi, Türk tarihine yeni bir destan yazıldı.
Öyle sanıyorum ki Amerika; artık iyice ipliği pazara çıkan, son kullanma tarihi gelmiş piyonunu son bir fayda için; Türkiye'de kaos çıksın diye, öne sürdü...
Tehlike geçmedi, deniyor. Doğru! Ama geçmeyen tehlike, darbeye tekrar teşebbüs edilmesi değil... Tehlike, ortaya çıkacak tartışmaların içerdeki ve dışardaki karıştırıcılar marifetiyle azdırılması, birbiriyle uzlaşamayacak kutuplaşmalar olması... Mümkün olabilecek bütün kutuplaşma imkânlarını kullanmak. Millet bunu sezdiği için halâ sokaklarda… Oyunun ikinci perdesi… Umuluyor ve gayret ediliyor ki hainleri temizleme operasyonları tartışmalara sebep olsun. Birbirine güvensiz hale getirilen bürokrasi ve yönetim her sahada felç olsun... Herkes düşmanını, “paralelci” diye gammazlasın… Hükümeti destekleyenler bile, bu kadar da olmaz desin…
Allah, Türk Milletini koruyor… Sadece darbeden korumadı!.. Hainlerin temizlenmesi için bir vasat yarattı. İnşallah darbe püskürtüldüğü gibi, ikinci perdede de hainlerin oyunları bozulacak. İnşallah, şerden hayır doğacak ve hainler temizlenecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.