Tek istikamet…

Hac kuraları çekildi. Yine pek az kişi sevindi ve pek çok kişi üzüldü. Şarkının dediği gibi üzülenler için “vuslat bir başka bahara kaldı.”…

Bilecik’ten 3600 talebe karşılık 200 kişi hacca gidebilmek nimetine ulaşabilecek. Ne mutlu onlara… Onsekiz müracaattan ancak biri Keremli Mekke’ye ve nurlu Medine’ye gidebilecek ve hacı olabilecek… Bu nispet de gittikçe artıyor.

Son yıllarda milletimizin hacca ve umreye alâkası, en vurdumduymaz ve ilgisiz kişileri bile şaşırttı. Bir gazeteci, son on yılda umreye gidenlerin 25 kat arttığını söylüyor. Bu artışın da yükselerek devam edeceğine, herkes gibi o da işaret ediyor ve Araplar’ın genç umrecilerin artışına dikkat çekmek için “Türkler bastonu attı” dediğini naklediyor. Mukaddes topraklara gitme, hem gençleşiyor, hem de bütün sosyal kesimlere yayılıyor. Düne kadar, bir defa gittin ikinciye niye gidiyorsun diyenler bile imkân buldukça gidiyor. Araplar’a para mı yedireceksin ithamı komik bir sözdü, söyleyenler bile unuttu. Peygamber Efendimiz’i (sav) anmaya ve anlatmaya, İslâm’ı öğrenmeye ve öğretmeye, mübarek günlere alâka da artıyor. Kanaatimce millî şuur içeriye ve dışarıya şunları söylüyor:

İçeriye…

Benim için İslâm’dan başka yol yoktur… İslâm’dan başka yol arayanlarla ve İslâm’ı olduğundan farklı yorumlayarak, İslâm görüntülü yanlış bir yol çizmeye heveslenenlerle asla beraber değilim… Mazideki haşmetin kaynağını biliyorum.

Dışarıya…

Yıllardan beri yapılan bir takım uygulamalara bakıp, Türk milletinin İslâm’dan koptuğunu zannedenler, görüyorsunuz Türk milletinin neye alâka gösterdiğini ve neye bağlı olduğunu!..

Şairinin ifadesiyle:

“Tek istikamet Kâbe,

Ve tek örnek sahabe…

Böyle yükseldi sütun,

Böyle kuruldu kubbe.

…

Her şey her şey İslâm’da;

Ferde ve kavme rütbe...

Bizde, kutsî emanet;

Bizde yarın galebe!

Gün geldi, saat çaldı;

İşte yol koş takibe!” (Necip Fazıl)