TİYATRO ÇINARININ FİLİZLENMESİ
Bilecik Belediyesince 2004 yılından itibaren yapılan Ulusal Tiyatro Festivali geçtiğimiz hafta başladı. İşlerimin yoğunluğu sebebiyle açılış programına katılamadığım gibi, sergilenen oyunları da izleme imkânım olmadı… İnternetten ve gazetelerden yaptığım okumalarda da tiyatro festivali hakkında çok fazla haber bulamadım.
Bilecik Belediyesinin internet sitesinde festival programı oynanan oyunların haberleri var… Haberlerle birlikte servis edilen fotoğrafların büyük bir çoğunluğunda oyundan sahneler ve Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’nn oyunculara verdiği plaketlerin resimleri görülüyor. Bir iki fotoğrafta salonun dolu olduğunu gördüm. Bu durum biraz içimi rahatlattı.
İnşallah tüm oyunlar dolu salona oynanıyordur. Böylece gerçekten Yağcı’nın da dediği gibi, Bilecik’te tiyatro çınarının dal budak sardığını ve filizlendiğini görme imkânımız olur…
Festivalin bu sene dokuzuncusu düzenleniyor… Ancak programdan da anlaşılacağı üzere, yerel kimlikli her hangi bir tiyatro grubunun bir eseri halen yok… Ne gazetelerde ne de yerel internet sitelerinde oyunların kritiği yapılmıyor… Anladığımız kadarıyla gazeteler açısından oyunların haber değeri dışında her hangi bir kıymeti de bulunmuyor. Oysa ülke çapında tanınırlığı bulunan oyuncuların da geldiği bu festival için yerel gazetelerin, internet sitelerinin fazladan bir mesai yapması hatta gerekirse festivalle ilgili ekler çıkarması iyi olmaz mıydı?
Bilecik kendi üniversitesi ile yeni tanıştı diyebiliriz. Her geçen gün üniversite kurumsallaşarak büyüyor, ancak Edebali üniversitesinin temeli olan ve Anadolu ile Dumlupınar Üniversitelerinin yıllardır Bilecik’te bölümleri mevcuttu… Buna rağmen üniversitenin bu tiyatro festivaline katılım düzeyinde ilgisiz kalması anlaşılır değil… Pek çok üniversitede bulunduğu gibi, üstelik de böyle bir fırsat varken tiyatro kulüpleri kurulsa ve festivalde bir oyun sergilense iyi olmaz mıydı?
Şehrimizde kitap sahibi eğitimciler ve yazarlar var, İsmail Yılmaz ve Ali Erdal hocalarımızın da tiyatro eserleri yazdıklarını biliyoruz. Kim bilir, bilmediğimiz farkında olmadığımız kimler ve neler var… Bu değerler Kültür Müdürlüğü, Belediye veya Valilik tarafından araştırılsa bulunsa ve sahnelenmesine destek olunsa, tiyatro çınarının Bilecik’te köklenmesi daha kolay olmaz mıydı?
Anadolu Lisesi ve Ertuğrulgazi Lisesi gibi iki tane köklü ve kurumsallaşmış eğitim kurumu bulunan, bu iki kurumun hemen arkasından pek çok başarılı lisesi bulunan Bilecik’te öğrencilerden kurulu tiyatro kulüpleri bulunsa, gençlerimiz de bu festival ile kendilerini gösterme imkânını kazansa, hatta plaketlerini belediye başkanı yerine televizyondan ve gazetelerden görüp bildikleri tiyatro sanatçılarının ellerinden alsalar, böylece tiyatro gerçekten filizlenmeye başlamaz mı?
Bilecik Belediyesi’ne, Bilecik için böyle bir hizmette bulunduğu için şükranlarımızı sunalım, ancak, tiyatronun Bilecik’te köklenmesi için, muhakkak yerel motiflerin de bu festivale katkıda bulunmalarını sağlaması gerektiğini de hatırlatalım.
Not: MHP Bilecik İl Başkanlığının kapatılması ile ilgili olarak geçen hafta yazdığım yazının altına Sayın Erarslan çok kibar bir notla bilgi yazmış. Erarslan notunda 10 Kasım törenlerine bizzat katıldığını, çelenk sunmayı bilerek kendi isteğiyle gerçekleştirmediğini belirttikten sonra partinin kapatılmasının bununla ilgili olmadığını söylüyor. Erarslan notunu "Bunun cevabı kamuoyuna ve teşkilata ayrı ayrı bende saklıdır" diye bitiriyor. Erarslan'ın notu için kendisine teşekkür ederim. Yazımda zaten duyduğumu yazmıştım, demek ki söyleyen yanılmış... Çelenk sunmasının cevabını ise Sakarya olarak kendisi ile yapacağımız söyleşide seve seve kamuoyu ile paylaşmasına yardımcı olacağımızı belirtmek isterim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.