Dünya küçüldü… Her olayın; çok uzaklarda bile yankıları ve etkileri oluyor… Destek oluyor, köstek oluyor… Yönlendiriyor, tesirini değiştiriyor… Yandaşlar ve düşmanlar ortaya çıkıyor. Sadece kendisinin değil, başka şeylerin de daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Yeni ufuklar açıyor. Terör olaylarının dünyanın her yerine yayıldığı gibi… Arap Baharı diye isimlendirilen olaylarda görüldüğü gibi… Memleketlerinden göç etmek zorunda kalanların, (perişan hallerine rağmen) Avrupa´yı zorladığı gibi… Aynı inanç dairesinde olanlarda bu etki; müspette de, menfide de daha derin ve güçlü oluyor...

İslâm dünyasında iki seçim… Mısır´da ve Türkiye´de… İslâm âleminin iki önemli noktasında, iki büyük devletinde, iki yüksek nüfuslu ve nüfuzlu topluluğunda halk iradesi tezahürü… Seçimin biri yapıldı, diğerine az bir süre kaldı… Mısır´da katılımın çok düşük olması gerekiyordu ve öyle oldu; Türkiye´de ise çok yüksek olacak inşallah…

Mısır´daki seçimde halk, baskılara rağmen sandık başına gitmedi. Zorbalar, seçim süresini uzattı. Türkiye´de bir günde olup biten seçim, Mısır´da katılımı sağlama ümidiyle üç güne çıkarıldı. Diktatörlerin halk ve halkın toplu direnişi karşısındaki aczini görüyor musunuz? Zulme, topluca millî tepki… Oy verme noktalarını ziyaret eden Reuters haber ajansı muhabiri, katılımın ikinci günde ancak yüzde 10 civarında olduğunu söylüyor. İktidarın kontrolü altındaki Mısır basını bile seçimi, “seçmensiz seçim” ve “kuyruk olmayan seçim” olarak nitelendiriyor. Bütün zorlamalara ve gayretlere rağmen katılımın yüzde yirmiyi geçmeyeceği anlaşılıyor. Türkiye´de bir televizyon yüzde 17 olarak haber verdi. Halk seçimi, Hüsnü Mübarek zamanındaki seçimlere benzetiyor. Bizdeki “açık oy, gizli tasnif” baskısını hatırlamamak mümkün mü?

Katılımın yüksek olduğu bir seçimle cumhurbaşkanı seçilen Mursi´yi silâh zoruyla suçlu ilân edip iktidardan uzaklaştırarak başa geçen Sisi; halkın reyleri ile seçilerek meşruiyet kazanmak istiyor. Firavunlar bile kamuoyunu dikkate almak zorunda kalmıştır. Sevilmediklerini, sevilemeyeceklerini ve meşru olmadıklarını bilirler. Bütün güçlerine ve herkesi sindirmiş olmalarına rağmen, iktidarda kalmak için kâğıt üzerinde de olsa meşru görünmeye muhtaçtırlar. Zorla kazandığı iktidarını, meşrulaştırmak için Sisi de halk desteğine ihtiyaç duyuyor. Evcilik oyunu misali bu seçim komedisini, bu “seçmensiz seçimi” yüzde 96´lık bir başarı (!) ile kazanıyor. Kendisinin bile içine sinmeyecek bir zafer (!). Nitekim bu muhteşem zaferini (!) kutlayamıyor.

Araplar kamuoyu gücünü keşfettiler. Birilerinin tezgâhı da olsa bu rüzgâr; Burgiba´yı, Kaddafi´yi ve Hüsnü Mübarek´i devirdi. Şimdi de Mısır´da emperyalistlerin ve Siyonizmin kuklası Sisi´ye direniyor. Halk bu boykotla, büyük bir zafer kazandı. Mısırlılar´ın, bu “REY SAHİBİ” kahramanlıklarını takdir etmek lâzım… Sıradan bir seçim ve sıradan bir boykot değil… Dolayısıyla sıradan bir başarı değil. Güya bir zafer kazanan Sisi de, Rusya´ya, İran´a ve Çin´e dayanan Esad da akıbetlerinden korkmaktadırlar. Korkmakta da haklıdırlar.

Evet Araplar, kamuoyunun ve toplu hareketin gücünü anlamaya başladılar. En büyük dersler, ıstıraplardan alınıyormuş. Şimdi toplu bir ıstırap içindeler..: Memleketlerinde kalırlarsa büyük ihtimal ölüm; dışarıya kapağı atarlarsa belki hayat… Aslında topluca ülkelerinden bu kaçış, acz olduğu halde, bir koçbaşı gibi Batı´nın kapılarını zorluyor… Her gün haberlere konu olmakla dünya kamuoyunun dikkatlerini çekiyorlar. Çekirge sürüleri gibi bu göç dalgası; Batı´nın zulmünü, ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor, maskelerini indiriyor. Dünyanın en trajik, en acıklı, en kanlı ve ölümlü, en zorlu göçü… Bunlardan doğacak dersler de ona göre olmalı…

Mısır´daki evcilik oyunu misali seçim komedisi, Türkiye´de yüksek katılımla gerçekleşecek seçimin değerini, hem bizde hem dünya kamuoyunda daha iyi görülmesine ve sonuçların daha doğru anlaşılmasına vesile olacaktır.

Mısır seçimlerinden alınacak en büyük ders… Bir hadisin, ihtişamla tecellisini görmektir… Bütün dünyanın şahit olduğu bir ders... Bir öngörü, 15 asır sonra bir kere daha (kim bilir kaçıncı defa) görüldü… Mucize!.. Peygamber Efendimiz, İnsanlığın Ufku (sav), “Ümmetim, kötüde ittifak etmez” buyurmuşlardır. Ümmetin bir bölümü, bu seçim boykotu ile ümmetin kötülerle bir ve beraber olmadığını bütün dünyanın görmesine vesile olmuştur.