Bu başlık bir okuyucumuza ait. Meslek hayatımızda çok sayıda vali gördük. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır atasözünde olduğu gibi her Bilecik’te görev yapan Vali’nin farklı tarzı vardı. Bu zamana kadar görev yapan valiler ilimize ismiyle andıracak kalıcı eserler bıraktığı gibi mülki amir olarak yönetim tarzları ile de kendilerinden bahsettirdi.

Halil İbrahim Akpınar, Gölpark’ın yapılmasına vesile oldu. Yönetimi ile otoritesini hissettirdiği gibi nezaketi de hiç bırakmazdı. Bir önceki Vali Musa Çolak’ı “Marmaranın parlayan yıldızı olacağız” sözleriyle hatırlıyorum. KÖYDES yatırımlarının takibi başta olmak üzere Bilecik’teki tüm yatırımlardan ayrıntısına kadar haberdar ve takipçisiydi. Koordinasyon kurulu toplantılarına büyük önem verirdi. Kibardı, saygısızlığı affetmez hırpalardı.

Rahmetli Ayhan Çevik Vali. Çok zekiydi. Leb demeden leblebişekerini anlar, duruma göre hemen strateji geliştirirdi. Güvenlik önlemleri tüm Bilecik halkının hafızasındadır.

Geriye doğru gidecek olursak Ünal Ülkü. Tam bir devlet adamı demem yeterli olabilir. Ve Bilecik’te en uzun görev yapan Valilerimizden biri Refik Aslan Öztürk. Zamanında Şeyh Edebali Türbesinin bakımı yapıldı. Çok nazik ve kibardı.

Vali Güner Orbay, bir dönem Bağ-Kur’un bulunduğu bina zamanında yapıldı ve böyle geriye doğru sayar gideriz.

Ve bugüne gelelim. Valiler Kararnamesinden sonra okuyucularımızdan birinin bizzat yaptığı yorum “Yönetilen değil, yöneten Vali gelir İnşallah” 

Protokol krizlerinin yaşanmadığı, bürokratlarının hatalarından Ak Parti’yi suçlamayan, hastane ve Yenişehir-Bilecik yoluyla ilgili problemleri siyasilerin kucağına atmayan, koordinasyon kurulu toplantılarında bölge müdürlerinin gelmesini sağlayıp bürokrasi üzerinde otorite sahibi olan, halk arasında “kaçak konak” olarak bilinen ruhsatsız mekanlarla ilgili çifte standart uygulamayan, birilerinin babacan valisi değil, tüm Bilecik’in Valisi umuduyla…