ZAMANI BİLMEYEN…
Zamanın kıymetini bilmeyen bir cemiyet haline geldik…
Buluşma saatlerine riayet etmemek, birçok kişinin gözünde meşru… Bu sebeple çoğu kimse, kesin saat söylemekten çekiniyor… “11.00’e doğru gelirim” diyoruz. “10.00 ile 11.00 arasında buluşalım” diyoruz Topluluğu ilgilendiren faaliyetlerde de aynı… 20.00’de başlayacağı ilân edilen konferansın, 20.30’dan önce başlamamasını yadırgamıyoruz. Derse, buluşuma yerine, toplantıya geç gelenlerin yüzleri artık eskisi gibi kızarmıyor… “Unutmuşum” veya “uyuya kalmışım” denebiliyor pişkin pişkin..
Her yanımız saat… Her odada, herkesin kolunda, masasında, kasasında… Sokakta… Meydan yerinde… İsterseniz saatler size buluşma vaktini hatırlatıyorlar. Sadece buluşma vaktini değil, yerini de, hem de sesli olarak belirtenleri bile var…
Saate sahip olmuşuz ne çıkar, vaktin önemini idrak edemedikten sonra… Zamanı bilmeyen, zamanın kıymetini bilmeyen; hiçbir şeyin kıymetini bilmez.
“Vakit nakittir” diyen bir milleti, “vakit yakıttır” derekesine düşüren nedir? Fert olarak da, cemiyet olarak da kurtuluş, bunu bilmekte.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.