Seçimler geçti, Cumhurbaşkanlığı kabinesi Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atanarak görevine başladı. Seçimlerden önce de ülkemizin yaşadığı en büyük sıkıntının Ekonomi olduğunu, milletin derdinin hayat pahalılığı ve enflasyon olduğunu, iktidarıyla, muhalefetiyle herkes biliyordu. Bilinen bu hayat pahalılığı ile mücadele konusunda, Mehmet Şimşek yurt dışından getirilerek Hazine ve Maliye Bakanı yapıldı. Yine kasasının eksilerde olduğu söylenen Merkez Bankasının başına da Amerika’dan bir vatandaşımız atandı. Bu atamalar ile ülkede her kesimden insanlar bozuk olan ekonominin düzeleceği konusunda, hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadele edileceği konusunda umutvar olmuştu. Ne yazık ki, bu umutvarlık çok kısa sürdü ve iğneden ipliğe her şey zamlanarak vatandaşın yaşam şartları daha da zorlaştı.

Bunları hepiniz biliyorsunuz. Ben esas konuma döneyim.

Geçtiğimiz hafta TBMM’de Deprem, MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) ve 375 sayılı KHK’de değişiklikler yapılmasına dair kanun oylandı. Deprem vergileri yani ÖTV’den KDV’ye kadar her şeye zam yapılması ile ilgili kanun maddesi. Bu kanun maddesinin oylanması sırasında Meclis Genel Kurulunda hazır bulunan milletvekili sayılarına dair bir tablo gözüme ilişti. 600 Milletvekilinin bulunduğu TBBM Genel kurulunda, kanunun oylanması esnasında 400 milletvekili hazır bulunmuş. Bir diğer deyişle, 200 Milletvekili meclisteki oturuma katılmamış. Milletin yaşam biçimini ilgilendirecek olan bir kanunun mecliste oylanması esnasında, bu kanunun yanlışlıklarını ortaya koyacak, kanunun halkın yararına olması için çaba sarf edecek olanlar elbette ki Muhalefet Milletvekilleridir. Fakat burada karşımıza çıkan tablo, bizlere bugün ülkemizin geldiği noktayı gayet güzel özetlemektedir. İktidar kanadından yani Cumhur ittifakı milletvekillerinden bu kanun oylamasına katılmayanların sayısı 44 iken, Muhalefet Milletvekillerinin sayısı 156 olarak karşımıza çıkmaktadır. Millet ittifakı ortaklarından 108 diğer muhalefet partilerinden de 48 vekil genel kurula katılmamıştır.

Millet iradesi muhalefete denetleme, yanlışları düzeltme yetkisi verir. Halkın oyları ile Milletvekili olanlar, on binlerce lira maaş ve bunun yanı sıra birçok imtiyaz elde etmektedirler. Görevleri ise milletin hakkını, hukukunu korumak ve milletin çıkarlarını savunmaktır. İktidarı denetleyici görevleri vardır. Fakat bizim muhalefet milletvekilleri bu görevlerini unutarak, milletin üzerlerine yüklediği vazifeyi savsaklayarak böyle önemli bir kanun mecliste oylanırken, meclise bile gelmeye tenezzül etmemektedirler. Zaman geliyor hepimiz ülkede yaşanan bütün olumsuzluklardan dolayı iktidarı sorumlu tutuyoruz. Fakat muhalefet partilerinin sorumluluklarını ya unutuyoruz ya da görmezden geliyoruz. Oysa muhalefetin sorumluluğunun çok daha fazla, çok daha önemli olduğunu ne yazık ki aklımıza getirmiyoruz. Çünkü onların sorumluluğu denetlemek, onların sorumluluğu yanlışları dile getirmek, onların sorumluluğu halka inerek, iktidarın hatalarını, yanlışlarını halka anlatmaktır. Kanun teklifi mecliste oylanırken meclis genel kurulunda bile olmayan bir milletvekili, kanunun detaylarını, yanlışlıklarını, hatalarını millete nasıl anlatacak. Evet ülkenin bugün içinde bulunduğu ekonomik zorlukların müsebbibi iktidardır. Fakat muhalefet bunu halka yeterince anlatabilmekte midir? Anlatabilselerdi zaten iktidar olurlardı değil mi? Demek ki bizler iktidarı eleştirirken, muhalefeti de göz ardı etmemeliyiz. Muhalefeti oluşturan siyasi partiler, bu kanun teklifinde oylamaya katılmayan milletvekillerini halka deşifre etmelidirler. Millet de kimlere oy verdiğini, kimlerin milleti için çalıştığını veya çalışmadığını öğrenmeleri açısından yararlı olacağına inanmaktayım. Muhalefetin bu kadar sorumsuz, bu kadar duyarsız olduğu, asli görevi olan kanun yapıcılığını bile yerine getirmediği bir ülkede, iktidar ne yapsa kendince haklıdır. Milletin 7.500 TL ile geçinmeye çalıştığı ülkemizde, 73 BİN TL maaş alan Milletvekilleri asli görevleri olan Meclis çalışmalarına bile katılmıyorlarsa, milletin alın terlerinden ödedikleri vergilerinden aldıkları maaşlarını helal ettirmemektedirler.

Bir kez daha tekrarlamalıyım ki, Siyasi Partiler veya TBMM her ay Meclise devam eden ve oturumlara katılmayan milletvekillerini kamuoyuna açıklamalıdırlar ki, hiçbir iş yapmayanların 5 dönem, 6 dönem Milletvekili seçilmelerinin önüne geçilsin.