ERKEN KALKAN
Akparti’nin il başkanı adayının da belli olması ile birlikte iki kontenjan için üç partinin kıyasıya yarışacağı 2015 seçimleri öncesi milletvekili çıkarma ihtimali bulunan bu üç partinin de yeni il başkanları ile seçime girmesi kesinleşti…
Akparti’nin kulislerde ve genel merkez onayıyla başkan adayını belirlediği bu süreçte, anlaşılan o ki, MHP salonda ve kıyasıya bir yarış ile il başkanını seçecek. CHP’de ise Milletvekili Aday Adayı olduğu için istifa eden Çağatay Karaahmet’in yerine tereyağından kıl çeker gibi Şinasi Çetinkaya il başkanı olarak seçildi.
Akparti ve MHP’de il başkanının belirlenmesi ile milletvekilliği adaylığı için öne çıkacak kişilerin değişeceği konuşulurken CHP’de milletvekili aday adayı olan Karaahmet’in uzun bir süredir parti yöneticiliği ve il başkanlığı yapmanın avantajını da kullanarak, ilçelerden merkeze doğru milletvekilliği yolundaki taşları döşeye döşeye ilerlediği ve son olarak kendi yönetimi içerisinden bir arkadaşının il başkanı olmasını temin ederek CHP teşkilatını avucunun içine aldığı belirtiliyor…
Gerçekten de parti içerisinde neredeyse tek aday olan Karaahmet, risk alarak aday adaylığını da rakiplerinden daha erken bir tarihte açıkladı ve bu hamlesiyle bir avantaj yakalamak istedi. Hangi koltuk için olursa olsun adaylığın erken açıklanması bir handikaptır. Aday olarak meydan yerine çıkan kişinin, bu uzun süre içerisinde rakipleri tarafından yıpratılması ve uzun maratonda nefesinin yetmeme riski her zaman için vardır.
Ancak konjonktür olarak baktığımızda; MHP içerisinde, geçtiğimiz Kasım ayında yaşanan gelişmeler neticesinde kongreye kadar geçici yönetim atanması ve halen de kongre sürecinin bitirilmemiş olması ile önceki yazılarımızda değindiğimiz Akparti’deki çekişmelerden kaynaklı il başkan adayının kongre haftasına kadar tespit edilememiş olması sebebiyle, bu iki partinin kendi iç işlerine dönmeleri yüzünden meydan da Karaahmet’e kalıverdi…
Hakkını yemeyelim, Karaahmet de bu durumu avantaja çevirmeyi başardı…
Milletvekilliği aday adaylığını açıklamadan önce il başkanı sıfatıyla başlattığı köy ziyaretlerini adaylık sürecinden sonra ekibiyle birlikte hızlandıran Karaahmet, sosyal medyayı da etkin bir şekilde kullanarak propaganda sürecinde rakiplerine mümkün olduğu kadar fark atma peşinde…
CHP’nin 2009 yerel seçimlerinde kıl payı kaçırdığı belediye başkanlığından sonra, parti içerisinde değişik gruplar hâkimiyet mücadelesine girişmişti. Karaahmet bu mücadeleden galip ayrılırken aralarında meslektaşlarının da bulunduğu grupların parti yönetimindeki tesirlerini de kırmayı başardı. Çetin geçen bu mücadelenin ardından il yönetimindeki hâkimiyetini tamamiyle kuran Karaahmet, en son yapılan kongrede yıllar sonra Bilecik’ten bir ismin de CHP yönetimine girmesine destek verdi ve böylelikle eski gençlik kolları başkanı Didem Gültekin CHP Parti Meclis Üyeliğine seçildi.
Partisinin 2009’da Bilecik genelinde yakalamış olduğu başarının kademe kademe düşmesi; 2011 genel seçimlerinde Bilecik’teki milletvekilini MHP’ye kaptırması ve geçen yılki yerel seçimlerde de MHP ile arasındaki farkın giderek açılması, MHP’nin de desteklediği cumhurbaşkanlığı seçiminde de Ekmeleddin İhsanoğlu’nun il genelinde Erdoğan’ın arkasında kalması gibi peş peşe gelen hayal kırıklıklarına rağmen bu hamleleri sayesinde etkilenmedi ve Karaahmet’in kendi koltuğuna ve milletvekilliği hayallerine kâğıt üzerinde bir zarar gelmedi…
Akparti ve MHP’nin hâlihazırda birer milletvekili ile var olan saha avantajını Bilecik’ten bir parti üyesi ile karşılamak isteyen Karaahmet’in, bu hamleyi, aynı zamanda CHP’ye dönük olarak da milletvekilliği adaylığını garantiye almak için yaptığı hâlâ kulislerde konuşulmakta… Karaahmet böylece bir taşla kim bilir kaç kuş vurmanın hesabını yapıyor…
Her ne için olursa olsun, yeni il başkanının da kendi yönetimi içinden iki adayı yarıştırarak seçilmesini sağlayan Karaahmet, Şinasi Çetinkaya’nın kazandığı bu yarışta, diğer aday Erdoğan Tan’ı da başkan Çetinkaya’nın ilk basın toplantısında yanına oturtturarak dosta düşmana CHP teşkilatının birlik ve beraberlik içerisinde olduğu izlenimini verdi.
Kar yağışı sebebiyle seraların çöktüğü Sakarya Vadisi’ne de Bilecik Milletvekillerinden önce CHP’nin Kocaeli Milletvekili ile giden Karaahmet, geleneksel olarak zayıf olduğu bu bölgede de rakiplerine karşı bir avantaj yakalama peşinde… Devletin hâlâ yıkılan seraları kaldırmadığı bu arazide köylüler bir yandan kendi imkânları ile araziyi temizlerken bir yandan da Karaahmet’in herkesten önce bölgeye ulaşmasını konuşuyor…
Karaahmet aynı şeyi hastane ziyaretlerinde, başarılı bir sporcuyu kutlarken, çeşitli etkinliklerde ekibiyle birlikte boy gösterirken de yapıyor…
Parti içerisinde kurduğu hâkimiyet ve genel merkezle olan bağlantıları sayesinde her ne kadar şu anda aday adayı da olsa, adaylığına kesin gözüyle bakılan Karaahmet’in üç dönem kuralı sebebiyle Poyraz’ın yarışmayacağı ve kendisinin pek çok defa basın toplantılarında açıkladığı üzere Şeker’in de Bilecik siyasetinde sahneden çekildiği bu dönemde rakiplerinin hepsinden önce sahaya inerek kendine bir avantaj sağladığını söylersek hata etmiş olmayız.
Bakalım teorideki bu avantaj pratiğe ne kadar yansıyacak?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.