“Her türlü şaibeden uzak durmanız önemlidir. Bundan asla taviz veremeyiz. Hiç bir AK Parti belediyesi için, Allah göstermesin, şaibe konuşulmamalı. İmar planlarından bindiğiniz araca, ihalelerden özel hayatınıza kendinize ve bize söz getirecek en küçük söz, şatafat, israf, kibir görüntüsüne meydan vermemelisiniz. Tüm çalışmalarınızı 2023 seçimlerine göre ayarlamanız gerek. Aşmamız gereken ilk bent 2023'tür.

Son seçimlerde CHP'ye geçen belediyelerin şehirlerimize nasıl ağır maliyetler getirdiğini hep birlikte takip ediyoruz. Ne ülkemizi ne milletimizi, ne şehirlerimizi ne de partimizi böyle bir durumla karşı karşıya bırakmaya hakkımız yoktur. 

"Belediye başkanına gurur, kibir asla yakışmaz; biz tevazu ehli olmaya mecburuz.".

AK Parti'de siyaset yapan, görev üstlenen herkesin kendi kişisel kariyerinden önce ülkesine ve milletine karşı sorumluluklarını düşünmek ona göre davranmak mecburiyetinde olduğunu unutmayınız. 

Birbirimizin başına, sırtına, ayağına basarak değil birbirimizle el ele, kol kola, gönül gönüle vererek çalıştığımızda hayırlı bir iş yapmış olur, büyük başarılara imza atabiliriz. Aksi takdirde ne olacağını görmek için tarihe bakmak yeterli. Yani belediye başkanına gurur, kibir asla yakışmaz. Biz tevazu ehli olmaya mecburuz, aksi taktirde sorun katlanarak büyür.”

Evet dostlar yukarıdaki cümleler alıntıdır. Kimden alıntı? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan alıntı. Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz aylarda Kızılcahamam’da Ak Partili Belediye Başkanlarına yaptığı seminerden sonra söylediği sözlerdir.

Cumhurbaşkanımızın bu sözler ile muhatabı sadece Belediye başkanları değil, Ak Parti’de siyaset yapan herkestir. Bu cümlelerde yazılanlara bütün siyaset yapanlar dikkat etmesi gerekir. Hatta bu cümleler her ne kadar sadece Ak Partide siyaset yapanlara söylenmiş olsa da, diğer siyasi partilerde siyaset yapanlar için de geçerlidir. 

Siyasetin içindeki bütün kişilerin, bu satırları tek tek okuması ve kendisini öz eleştiriden geçirmesi lazım: 

Benim hakkımda şaibe var mı? 

Yaptığım ve girdiğim ihalelerde sıkıntı var mı? 

Siyasete girmeden önceki aracımla şimdiki bindiğim araç çok farklı mı, halktan tepki var mı? 

Yaşantımda israf, şatafat ve “KİBİR” görüntüleri var mı?.. 

Koltuğa oturmadan önceki malvarlığım ve hesabımdaki paralar ne kadardı, şu anda ne kadar artış olmuş?

Bunun gibi bir çok madde daha da sıralayabiliriz. 

Bu tür konulara dikkat eden siyasetçiler, halkın gönlünde taht kurdukları gibi, mensup oldukları partiyi de bulundukları yerde en iyi şekilde temsil edip kendisinin ve partisinin oylarını artırmış olurlar. 

Tam aksine bu tür konulara dikkat etmeyen, halkın içinde kibirli dolaşan, yaşantısında israf ve şatafat olaylarına dikkat etmeyen, vatandaşın gözüne sokar gibi lüks araçlara binen, halkın kendisine ulaşıp derdini anlatamadığı siyasetçiler ise siyasetten sonraki hayatlarında, daha önceleri örneklerini gördüğümüz gibi siyasi çöplükte kendilerini bulacaklardır. Bütün bunların yanında bulundukları yerlerde kendi partisinin kaybetmesine de sebep olacaklardır. Daha sonrasında siyaset döneminden kazandıkları ile de lüks ve şatafat içinde yaşamaya fırsat bulsalar dahi gönülleri huzur bulamayacak, vicdanları ise rahat edemeyecektir.  

Bu yazılanları kimsenin üzerine alınmasına gerek yok arkadaşlar. Cumhurbaşkanımız siyasette bu tür ölçüler koymuş, isteyen uyar isteyen uymaz, isteyen anlar isteyen anlamaz…