İKİ SİYASÎDEN BİRİ
Abdullah Gül… Dinlemeye tahammül edemediğim iki siyasîden biri… Hiçbir meselede kesin konuşmaz… Lâfı dolaştırır, dolaştırır, imalarda bulunur, bir neticeye vardırmaz… Etrafında pek çok odası olan bir salonda oturan ve icabına göre her odaya ait olduğunu söyleyebilecek konumdaki adam gibi… Muğlak, kararsız, birkaç mânâya göz kırpan cümleler… İddiada bulunmasın diye seçilmiş kelimeler…
Aday olacak, olmayacak derken… Susup, günlerce konuşturduktan, yorumlattıktan sonra… Günlerce hakkında konuşulduktan, adaylığı hususunda tahminlerde bulunulduktan sonra… Gizli açık görüşmelerden sonra… Nihayet bir cuma namazından sonra yarın açıklama yapacağım deme lütfunda bulundu. Bugüne kadar cuma namazlarından sonra yaptığı açıklamaları unuttu… Cuma mübarek günde siyaset konuşmak istemezmiş… Yarın geldi… Ve yuvarlak, muğlak sözlerine bir yenisini daha ekledi… Neymiş efendim, kendisinin cumhurbaşkanı adaylığı hakkında partilerde beklenen mutabakat oluşmamış… Armut pişip ağzına düşmemiş… Oluşsaymış, aday olacakmış. Yine kendisini kenarda tutuyor, “beklenen mutabakat” diyor, bekleyenlerin kimler olduklarını belirtmiyor, “muhalefet” kelimesinin içinde saklıyor; “beklediğim mutabakat” diyemiyor. Yine de bir kesinlik yok; son bir ümide göz kırpıyor… Mutabakat oluşursa…
Mutabakat oluşsaymış… Özrü kabahatinden büyük… Bugüne kadar kendisinin ve partisinin karşısında olanlar, aman ne olursun sen aday ol diye ısrar etseymiş, yani imkân dediği de bulsaymış; yol arkadaşının karşısına rakip olarak çıkacakmış. Hem de kimleri arkasına alarak… Allah razı mı demeden… Şu fikir ve dâvâ için izahı yapmadan… Eşim-dostum, hemşehrilerim, seçmenlerim, partim nasıl karşılar diye düşünmeden… Ne yapayım, ısrarlara dayanamadım, mazeretine sığınmayı umuyor… Millete açıklama diye bunu söylüyor. Hâlâ mutabakat ümidi ima eden, hâlâ ne olur adayımız ol diye ısrar edilmesi beklentisinde olduğunu ifade eden sözleri, herkes tarafından “aday olmayacak” diye yorumlandı. Kendisi aslında, her zaman olduğu gibi net bir şey söylemedi ama millet aday olmayacağını açıkladı diye kestirip attı.
On birinci cumhurbaşkanı, kendisini bundan sonra hiçbir meselede söz söyleyemeyecek hale getirdi. Yol arkadaşına karşı oluşundan çok, tavrını bir fikir zeminine oturtmaktan aciz olduğu için… Ne acı… Meşhur Kayseri zekâsına ne oldu?
(Sevgili okuyucularım… İnşallah seçim şamatasından âzade bir ramazan yaşayacağız ve seçimden önce dönmüş olacağız… İki cihanda selâmette olmanızı niyaz ederim.)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.