MUSTAFA TOPAL

MUSTAFA TOPAL

Olumlu düşünebilmek

Olumlu düşünebilmek

Profesör Dr. Mustafa YILDIRIM Hayata Dair adlı kitabında, “Şu yazıyı okur musunuz? Olumlu düşünmenin insana açtığı ufukları, gösterdiği güzellikleri siz de hissedeceksiniz” dedikten sonra şu hikâyeyi aktarır:

“İleri derecede hasta iki adam aynı hastane odasındaydılar. Adamlardan birinin her öğleden sonra bir saatliğine oturmasına izin veriliyordu, ciğerlerindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanın yatağı odadaki tek pencerenin tam yanındaydı. Diğer hasta ise hep sırtüstü yatmak zorundaydı.

Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini, ailelerini, işlerini, askerlik anılarını, tatilde gittikleri yerleri anlatırlardı. Pencerenin yanındaki hasta, her öğleden sonra oturmasına izin verdikleri saati diğer hastaya pencereden görebildiklerini anlatarak geçiriyordu. Zamanla diğer hasta bir sonraki günü iple çekmeye başladı, dışarıdaki renkli dünyayı dinlemek için.

Pencere, içinde çok güzel bir göl olan parka bakıyordu. Ördekler ve kuğular gölde yüzerken, çocuklar model botlarını suda yüzdürüyorlardı. Genç âşıklar, gökkuşağının tüm renklerindeki çiçeklerin arasında kol kola dolaşıyorlardı. Ulu ağaçlar etrafı süslüyor, uzaktan şehrin silueti görünebiliyordu. Pencere kenarındaki adam bunları muhteşem bir detayla anlatırken, odanın diğer ucundaki adam gözlerini kapar ve bu muhteşem manzarayı hayalinde canlandırırdı. Sıcak bir öğleden sonra, pencerenin yanındaki adam geçmekte olan bir şenlik alayını tarif etti. Diğer adam bando seslerini duymasa bile hayalinde canlandırıyordu, pencere kenarındaki adamın tasviriyle.

Günler ve haftalar geçti. Bir sabah banyo yaptırmak için su getiren gündüzcü hemşire, pencere kenarında yatan hastanın cansız bedeniyle karşılaştı. Uykusunda huzur içinde ölmüştü. Hüzünlendi; hastane görevlilerini hastayı dışarı çağırmak için çağırdı. Uygun zaman geçtiğine kanaat getirir getirmez, diğer hasta pencerenin kenarındaki yatağa taşınmasının mümkün olup olmayacağını sondu. Hemşire memnuniyetle isteğini yerine getirdi. Hastanın rahat olduğundan emin olduktan sonra onu yalnız bıraktı. Yavaşça, duyduğu acıya aldırmadan bir dirseğine yaslanarak dışarıdaki dünyaya bakmak üzere yatağından doğruldu adam. Sonunda dışarıya kendi gözleriyle bakma zevkini yaşayabilecekti. Pencereden dışarıya bakabilmek için yavaşça dönmeye zorladı kendisini. Pencere boş bir duvara bakıyordu. Adam hemşireye, vefat eden oda arkadaşının pencerenin dışında görünen harika şeylerden bahsetmesine sebep olan şeyin ne olabileceğini sordu. Hemşirenin cevabı; ölen adamın kör olduğu ve pencerenin önündeki duvarı görmediğiydi. “Sanırım seni cesaretlendirmek istedi” dedi.”

İnsan umutsuz da çaresiz de bırakılmamıştır. Hayatı yaşanabilir kılacak her şey kendisinde mevcuttur. Yüce Yaratan, geniş bir donanımla yaratmıştır bu mükemmel varlığı. Mükemmel beden yapısını en alıcı ve en muhteşem cihazlarla donatmıştır. Gözümüz harika bir mercek, kulaklarımız muhteşem bir ses alma cihazı, dilimiz kâinatta var olan bütün tatları ayırt eden nadide bir organdır. Bu erişilmez yapıya uygun, muhakemesi, muhayyilesi, kavrayışı ve hüküm verme kabiliyetiyle muazzam bir zihin gücünü de vermiştir. Beden zihinde var olana göre hareket eder. Kurulan güzel hayaller, içte yaşatılan iyi düşünceler, samimi ve yapıcı duygular dışarıya mutluluk dağıtıcı yaşantı olarak yansıyacaktır. Hayatında muhtaç olduğu bütün güzelliklere bunlarla ulaşabilir insan. Yeryüzünde sevgiye, merhamete, hoşgörüye, adalete, yardıma bu donanımla erişebilir. Yeter ki iyi düşünsün, iyi niyetli olsun, iyiye kavuşma emeli bulunsun. İnsani olgunlukların bütününü kendisinde toplayan Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV), güzelliklerin örneği olarak sunulmuştur insanlığa. Umuda ulaşmada bir model, en çaresiz zamanlarda çare bulma örneği, hayata güzel yanlarıyla bakabilme san’atının öncüsü olarak örnek insan.

Hayatı zehir eden zihnî ve bedenî bütün hastalıkların sebebi, güzel düşünmek, güzel bakmak, güzel görmek, güzel konuşmak vasıflarını yitirmiş olmaktır.
 

Bu yazı toplam 3524 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUSTAFA TOPAL Arşivi
SON YAZILAR