Geçtiğimiz hafta yazmış olduğum “HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI” başlıklı yazımın yayınlanmasının ardından, Bilecik Kent Konseyi Başkanı Sayın Seyfi Özgen aradı. Yazımın konusu eski Hastane binası olduğundan dolayı hem teşekkür etti hem de bu alanla ilgili kendilerinin önerileri olduğunu söyledi. 

Türkiye’de 81 il içerisinde Engelli Bakım evi olmayan 5 il bulunduğunu, bunlardan birisinin de Bilecik İli olduğunu söyledi. Bilecik Engelsiz Yarınlar Derneği ile birlikte eski Hastane binasının tamir ve tadilattan geçirilerek Engelli Bakım evi yapılabileceğini söyledi. Bunun üzerine Kent Konseyi Başkanı Seyfi Özgen ve Bilecik Engelsiz Yarınlar Derneği Başkanı Aslıhan Volkan Hanımefendi ile birlikte “BASIN MASASI” programını çektik. İzleyenler için güzel bir program oldu. Hem Seyfi Bey hem de Aslıhan Hanım’dan güzel öneriler geldi. 

Benim burada değineceğim nokta başka bir konu. Program esnasında Bilecik Kent Konseyi Başkanı Seyfi Özgen, Kent Konseyi ile ilgili bilgi verirken, Kent Konseyinin siyaset üstü bir kuruluş olduğunu, buna rağmen Bilecikli hiçbir siyaset adamının Kent Konseyini ziyaret etmediğini söyledi. Bilindiği gibi Kent Konseyleri 5393 Sayılı Yerel Yönetimler Kanununun 76. Maddesi uyarınca, Yerel seçimlerden 3 ay sonra Belediye Başkanı tarafından kurulması zorunlu bir kuruluştur. Kent Konseyleri kentle ilgili öneriler getirir, Kentlerin daha iyi yaşanabilecek birer mekân olmaları yönünde çalışmalar yapıp, bunları yerel yönetimlere öneri olarak sunar. Kentte bulunan Siyasi Partilerden, STK’lardan, Devlet Kurumlarından birer temsilcinin yer aldığı Kent Konseyleri, hakikaten “SİYASET ÜSTÜ” bir kuruluştur. Böyle olmasına rağmen, Özellikle İktidar Partisine mensup siyaset adamları bu kuruluşu neden ziyaret etmezler. Bilecik Kent Konseyinin Başkanı CHP üyesi olmasına rağmen, Kent Konseyi Başkanlığına seçildikten sonra, şahsen ben hiçbir siyasi faaliyetini ve siyasi açıklamasını görmedim duymadım. Bilecik için çalışan bir kurumu iktidar partisinin Milletvekilinin, İl Başkanının ve diğer yöneticilerinin dışlamasına bir anlam verebilmiş değilim. Türk Milleti olarak bizler bu kadar mı ayrıştık, bizler siyaset yüzünden bu kadar mı birbirimize düşman olduk. Nedir bu ayrıştırma, nedir bu birbirinden kopuş. Kent Konseyi Başkanı Seyfi Özgen Bey, AKP’den Fikret Karabıyık’ın İl Başkanlığı döneminde 3 kez arayarak randevu istediğini fakat bugüne kadar kendisine dönüş olmadığını söyledi. 

İnsanlar siyasi görüş olarak ayrılabilirler. Siyasi Partileri ayrı olabilir. Seçim zamanlarında birbirleriyle rekabet edebilirler. Fakat İnsanlar, özellikle yönetici konumunda olanlar, kişilerle ve kurumlarla küsmezler, ayrışmazlar, karşı karşıya gelmezler. Hele ki işin ucunda siyaset varsa. Bileciklilerin oylarını alarak Milletvekili seçilmiş olan Sayın Selim Yağcı, Bilecik Kent Konseyini bir kez ziyaret edip onları dinlese, önerilerini alsa, Kent Konseyi işle birlikte el ele vererek daha yaşanabilir bir Bilecik için onlarla birlikte çalışsa neresi aşınır. Kent Konseyinin Başkanı CHP’li değil de AKP’li olsaydı durum daha mı farklı olurdu diye sorarsanız, bence olmazdı. Çünkü bizim Bilecik’imizde halkın oyları ile seçilip Ankara’ya kapağı atanlar, bir sonraki seçime kadar bir daha dönüp Bilecik halkına bakmıyorlar. Halktan o kadar kopmuşlar ki, halka hizmet için çalışan bir kurumun başındaki kişi kendilerinden değilse, onu kabullenmekte, o kurumu kurum olarak bile görmemektedirler. Bir diğer özellikleri de kendilerinden başka hiçbir kişi ve kurumun söz sahibi olmasını hazmedemiyorlar. 20 yıldan bu yana iktidar olmanın vermiş olduğu güç zehirlenmesi ile, her şeyin başında kendilerinin olmasını istiyorlar. 

Öyle değil mi, Kâğıt Üzerinde de olsa Kent Konseylerini Kurmayan ilçelerin Belediye Başkanları? 

Hoşça ve Dostça Kalınız!