UMUT ÖZDEMİR

UMUT ÖZDEMİR

5 ASRI GERİDE BIRAKAN ESER; KASIM PAŞA KÜLLİYESİ

5 ASRI GERİDE BIRAKAN ESER; KASIM PAŞA KÜLLİYESİ

Umut Fırat ÖZDEMİR

Tarihimize ışık tutan büyük şahsiyetleri size anlatmak ve onların adeta şu gök kubbede birer sadası hükmünde olan, birer eseri olan yapılar, hakkında bilgi vermeye bu hafta da devam ediyorum.

Evet değerli okuyucularım, il merkezinde olduğu gibi ilçe, belde ve köylerinde de birçok ecdad yadigarı yapılar bulunan Bilecik'imizdeki bir başka eser hakkındaki bilgilerimi sizlerle paylaşacağım. 

Yazımın başlığına da taşıdığım şekli ile Sultan Süleyman Han'ın komutanlarından Kasım Paşa'nın Bağdat seferinde muzafferiyete kavuşması halinde Bozüyük'e kazandıracağına söz verdiği ve Mimar Sinan tarafından yaptırılan ''Kasım Paşa Külliyesi'' hakkında bilgi vereceğim.

1525'ten önce bugünkü Bozüyük'ün yerinde Çayköy, Arıklar, İçköy ve Atkaydı köyleri bulunmaktaydı. Osmanlı devletinde gerek sınırlarda savaşan orduların, gerekse cepheye giden orduların yol boyunca beslenmesini de halka yüklemiştir. Bu amaçla ordunun hareketinden önce izleyeceği askeri yol, kısa bir süre için dinleneceği noktalar belirlenmekte ve bu yerlerde ordunun yiyecek ve yem olarak kullanacağı zaire miktarı saptanarak kadınlardan bunları sağlaması istenmekteydi.  Kanuni Sultan Süleyman’ın Bağdat Seferi’ne çıkacak Kasım Paşa komutasındaki ordusunun Bozüyük'te konaklayacağı haberi gelince, ordunun ihtiyacı olan erzak karşılanır. Kasım Paşa bu yardımlardan çok memnun kalır. "Eğer savaşı kazanıp dönersem bu dört köyün ortasına bir cami yaptıracağım." der. Savaştan zaferle dönen komutan sözünü tutup cami ve külliyeyi (han, hamam, imaret, medrese, sıbyan mektebi gibi eklentileri) 1525 - 1528 yılları arasında yaptırır. Cami ve külliyenin yapılmasıyla birlikte bu dört köy halkı birer ikişer şimdiki Kasımpaşa Mahallesinin bulunduğu yerde toplanarak bu günkü Bozüyük'ü oluştururlar.

Bozüyük İlçe merkezinde bulunan Kasım paşa Camii, Klasik Osmanlı camilerinin tek kubbeli örneklerindendir. Cami kapısının üzerinde yer alan kitabesinde 1525’te ilk inşasına başlandığı 1528’de ise bitirildiği belirtilmektedir.  Ancak caminin kitabesinde mimarının adı yer almamaktadır. Geçmişten günümüze halk dilinde Kanuni Sultan Süleyman’ın komutanlarından Güzelce Kasım Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırıldığı söylenmektedir.

Caminin duvarlar kesme taştandır. Tek kasnaklara oturan 3 kubbeli son cemaat yeri bulunmaktadır. Kasnaktan yuvarlak kenarlı 8 pencere, yüzlerde ise 2 kubbe geçişi vardır. Giriş kapısı ve mihrabın yanındaki pencerelerin ahşap kanatları ağaç işçiliği ve yer yer konulmuş fildişi kakmalarıyla ilgi çekicidir. Minberi ak mermerden oldukça sade, çeşitli renkte çinilerle kaplıdır. Caminin içinde altın yaldız,  kiremit kırmızı, yeşil, lacivert, sarı ve beyaz renklerin kullanıldığı kalem işi süslemeler orijinaldir. Kubbe ortasında da altın yaldızlı bir göbek bulunmaktadır. Kuzey- batı yönünde yer alan minarenin kaidesi düzgün kırmızı kesme taştan ve yüksekliği 32.5 m’dir.

Bağdat seferi dönüşü 1525-1528 tarihinde yaptırdığı külliye; cami, han, hamam, imaret, medrese, sıbyan mektebinden meydana geliyordu. Yapılar 1890, 1940 ve 1977 yıllarında onarım geçirmiştir. Cami kare planlı tek kubbeli tek minareli kırmızı ve beyaz kesme taşlarla karışık örgülü duvarlara sahiptir. Harim mekanı kuzey, güney, doğu ve batı duvarlarında altta dikdörtgen biçiminde toplam on pencere ile aydınlatılmaktadır. Kıble, batı ve doğu duvarlarının üst kısmında içleri vitraylarla bezenmiş, sivri kemerli ve alçı şebekeli pencereler yer alır. Kubbe kasnağında sekiz adet yuvarlak kemerli pencere vardır. Caminin batı kenarında düzgün kesme taştan inşa edilmiş silindir gövdeli tek şerefeli minaresi yer alır. Dışta sade bir mimariye sahip olan caminin içi zengin bir iç mimariye sahiptir. Mukarnas (İslam sanatında görülen geometrik bezeme) dolgulu mihrabı kesme taştan ve sadedir. Mermer minberin külahı, yan kanatları ve kapısının üst tarafı çinilerle kaplanmıştır. Müezzin mahfili zarif ayaklarla dört kaş kemer üzerine oturtulmuş korkulukları çini kaplamadır. Doğu duvarında yer alan mermer vaaz kürsüsü de çini kaplama olup çiniler renkli sır tekniğindedir. Bir diğer vaaz kürsüsü Kasım Paşa Hama mutasarrıfı iken getirttiği dört sütun üzerine dikdörtgen bir biçiminde bir mermer konularak oluşturulan vaaz kürsüsü de yine renkli sır tekniğinde çini kaplamalı korkuluklarla süslenmiştir. Dört sütunun gövdeleri zikzaklarla yivlenmiştir. Sütunların boyun kısımlarında, iki renkli şerit arasındaki kitabelerde Hama Eyyübi sultanlarından El Melik’ül-Muzaffer Ömer’in adı geçer. Sütun başlıklarında rumi, palmet, üzüm toplayan erkekler, kuş ve hayvan figürleri işlenmiştir. Caminin diğer önemli özelliklerinden birisi de 1940 yılında gerçekleştirilen onarımında aslına sadık kalarak yenilenen kalem işleridir. 

Şu ana kadar birçok büyüğümüz ve onların bizlere emanet ettiği eserler hakkında bildiklerimi paylaşmış olmanın verdiği mutluluk ve huzur ile selam ve saygılarımı sunuyor, hoşça kalın dileklerimi iletiyorum.

Bu yazı toplam 1685 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
UMUT ÖZDEMİR Arşivi
SON YAZILAR