MÜCAHİT BAYRAK

MÜCAHİT BAYRAK

DERSHANE ÇIKMAZI

DERSHANE ÇIKMAZI

Dershane meselesi gündemdeki yerini hala koruyor ve çözülecek gibi de değil. Başbakan geri adım atmıyor. Zaman gazetesi yazarı ve hizmet hareketinin önde gelenlerinden Hüseyin Gülerce'de cemaatin geri adım atmayacağını söylüyor. Sağ camia ciddi bir çıkmaza doğru sürükleniyor.  

Geçen cuma, namazdan sonra hizmet hareketine mensup insanların "Dershane Gerçeği" adlı bir kitapçık bastırıp insanlara dağıttıklarını gördüm ve bende aldım. Öncelikle şunu söylemeliyim ki hizmet hareketinin bu şekilde propaganda yapması takdir edilecek bir durum. Bu propaganda şekli "gezicilere" de ders olsun. Nazik bir biçimde ve  meşru çerçevede yıkıcı değil yapıcı bir propaganda örneği sergiliyorlar. Kitapçığın içinde Ak Parti'nin parti programı, parti tüzüğü, hükümete karşı sorular, çeşitli iş adamlarının, eğitimcilerin, akademisyenlerin ve köşe yazarlarının bu konu hakkında görüşleri var. Bu kitapçığa baktığımızda AKP'nin parti programında ileri demokrasiyi, devletin yetki alanının sınırlandırılması ve tepeden inmeci zihniyeti kınayan benim de tamamına katıldığım gayet liberal maddeleri görüyoruz. Teorik olarak çok doğru sözler. Peki uygulamaya geldiğimizde nerde bu özgürlükçü, ileri demokrasiyi savunan, serbest piyasa ekonomisini benimseyen anlayış. Bu çelişki değildir de nedir? 

Geçen hafta da söyledim bugünde söylüyorum. Benim ne hizmet hareketine ne de Ak Partiye karşı bir husumetim yoktur olmasını da istemem. Ayrıca bu iki kurumun da bizzat mensubu değilim. Ben madem bu gazetede yazı yazıyorum o zaman hakkaniyeti savunmam lazım. Bir hata yaptı diye AKP'yi ya da cemaati silmem, hakaret etmem, toptancı bir söyleme girişmem. İnsanlar, kurumlar hata yapabilir. Bu tür olaylarda benim ve aslında bütün insanların yapması gereken eleştiri getirmektir. O konuda o kişi veya kurumu uyarmaktır. Bunu yapamadığımız için sorunlar çıkıyor zaten. Ya kol kırılıp yen içinde kalıyor ya da hata yapanlar afaroz ediliyor. Sonra onları hain olarak nitelendiriyorlar. 

Dershane meselesine gelirsek, bu konuda AKP haksızdır. Dershanelerin kapatılması tepeden inmeci bir tavırdır. Dershanelerin kapanması beraberinde hem siyasi açıdan hem ekonomik açıdan hem istihdam açısından hem de eğitim açısından  çok büyük sorunları beraberinde getirecektir. 

Cemaat meselesine gelirsek, evet yaptıkları propaganda takdir edilesi. Ancak hizmet hareketinin bu propagandayı her hakkı yenen için yapmasını istiyoruz. Sadece el açıp sözle dua değil, onlardan icraatte bekliyoruz. Bak kendileri için gayet güzel twitter da gündem oluşturuyorlar, gazetelerinde bu dayatmacı tavrı eleştiriyorlar, kitapçık dağıtıyorlar hepsi güzel ama kendilerini ilgilendirmeyen konulara gelince sadece el açıp dua ediyorlarsa veya hiçbir şey yapmıyorlarsa bu samimiyetsizliktir.  Kendilerine altın nesil diyorlar. Şahsen ben inanmıyorum. Bana göre altın nesil diye bir kavram varsa o da kişi ve kurum gözetmeksizin hakkı yenilen için mücadele veren nesildir ve bu neslin zamanı yoktur. -Her çağda gelip geçmişlerdir.- Hizmet hareketi hakkındaki kanaatlarimi de başka bir yazıda daha detaylı dile getiririm.-

Bakın şimdi cemaati eleştirdim. Ama hakaret etmedim. Sadece kanaatimi söyledim. Bu görüşlerim cemaatin hakkını savunmama engel olamaz. Önemli olan kişi ve kurumlar değildir. Önemli olan hakkaniyet kavramıdır. Kişilere girersek zaten işin içinden çıkamayız.

Olayı baştan özetlersek; Türkiye Cumhuriyeti Anayasal bir devlettir. Belli başlı kanunları vardır. Bir "muz cumhuriyeti" değildir.Hiç kimse ne gerekçeyle olursa olsun anayasayamızla çelişen karar alamaz. Alırsa suç işlemiş olur. Herkes kanunlara göre hareket etmelidir. Ayrıca özgürlükçü ileri demokrasiyi, serbest piyasa ekonomisini benimseyen ve devletin tepeden inmeci tavrını sınırlandıran bir iktidar partisinin parti programıyla çelişmeye hakkı yoktur. Böyle yaparsa hata eder. Tüm bunlara dayanarak şunu dile getirmek istiyorum; dershaneler devlet zoruyla kapatılamaz. Kapatılmasına halk ve piyasa şartları karar verir. (Halk  ve piyasa dediğimde  dershanelere ihtiyaç kalmaması ve velilerin çocuklarını dershanelere göndermemesidir.)

Bu tartışma aslından çok güzel açmıyor da değil. Tartışmayı öğreniyoruz, demokratik yollardan tepki vermeyi öğreniyoruz. Böyle tartışmalar bence çok normal . Bundan sonra olacaktır da. Artık şu "kol kırılır yen içinde kalır" felsefesinden sıyrılalım lütfen. Her konuyu açıkça tartışalım. Korkmayın kimsenin bir tarafı incinmez. Her konuda hakkaniyetli olalım. Şimdi bu dershane konusu cemaati değilde, diyelim komünistleri ilgilendirse o zaman biz farklı bir tutum alacaksak hiç konuşmayalım bize her şey revadır. Ama bizim derdimiz kişiler değilde hakkı savunmaksa o zaman hiçbir şey gözetmeden hakkı savunmalıyız. Mesele budur. Yoksa benim "o bizim adamdır, o bizdendir, şu kurum hizmet ediyor, aynı davanın adamıyız" sözlerine inanasım gelmiyor. Ayrıca tüm bunlar doğru olsa bile ortada bir haksızlık  veya bir kuralsızlık varsa bunu açıkça A kişisi nasıl eleştiriyorsam veya savunuyorsam B kişisi içinde savunmam veya eleştirmem gerekir. Eğer dava diyorsanız işte asıl dava budur. Gerisi kandırmaca gerisi adam kayırmaca.

(Hizmet hareketi mensupları cemaat dememe alınıyorlar. Gülesim geliyor doğrusu, ne hakaret ediyoruz, ne yalan söylüyoruz. Yani cemaat desek ne olacak anlamıyorum. Bu kutsama nedir? Böyle ufak tefek şeylere takılmamalarını rica ediyorum. Ki onların "geniş" ufuklarına hiç yakışmıyor.)

Bu yazı toplam 703 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MÜCAHİT BAYRAK Arşivi
SON YAZILAR