NASIL BİR TÜRKİYE İSTERDİM?
Müslüman bir ülkede Müslüman bir anne-babadan dünyaya gelmenin şükrünü yerine getirebilmemiz çok zor. Hele hele Türkiye gibi güzel bir ülkenin topraklarında dünyaya gelmek ayrıca bir gurur kaynağı… Ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde yaşamak mutluluğun en güzeli… Üç tarafı denizlerle çevrili, dört mevsimi yaşayan, yüz binlerce şehidimizin kanlarıyla sulanan bu topraklarda yaşamak bir ayrıcalıktır.
Bu kadar güzelliğe ve özelliğe sahip bu güzel ülkede yaşayan insanların da bir takım özelliklerinin olması lazım diye düşünüyorum. Arzu ettiğin, özlem duyduğun ve rüyalarda gördüğün Türkiye’nin nasıl olmasını isterdin? Sorusuna cevabım şöyle olacaktır.
İnsanlarının birbirleri ile kardeşçe yaşadığı, birbirleri ile yardımlaştığı, kimse kimsenin inancına, düşüncesine karışmadığı bir Türkiye isterdim.
Ülke menfaatlerini ön plana çıkaran, her hangi bir tehlike karşısında omuz omuza mücadele verecek insan topluluğunun olduğu bir Türkiye isterdim.
Ortak değerler olan kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim, bayrağımız ve şehit kanlarıyla sulanan bu toprakların korunması mücadelesini verirken gözünü kırpmadan cesaret örneği veren gazileriyle bir Türkiye olmasını isterdim.
Doğusuyla-batısıyla, kuzeyiyle-güneyiyle bütünleşen, kol kola, omuz omuza vermiş, “dünyada bizi bölüp parçalayacak hiçbir kuvvet olamaz.” düsturunu gaye edinmiş insanlara sahip bir Türkiye olmasını isterdim.
Özü sözü bir, yürekleri vatan için, millet için çarpan, “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” sloganıyla etrafı inleten insanların yaşadığı bir Türkiye olmasını isterdim.
Vatan için nöbet tutacak askerini birlikte uğurlayan, şehidi için birlikte gözyaşı döken, düğünlerde birlikte halay çeken, cenazesinde dua için birlikte el açan, dünyaya gelen çocuklar için hayır duada bulunan, bir felaket karşısında yaraları birlikte saran insanların yaşadığı bir Türkiye olmasını isterdim.
“Yurtta barış, dünyada barış” sözünü tatbik eden, tüm dünya devletlerinde bunun mücadelesini veren insanların yaşadığı bir Türkiye olmasını isterdim.