UÇAK KAZASI RAPORU
Lise yıllarımdan beri uçaklara meraklıyımdır. O yıllarda daha çok savaş uçaklarına meraklıydım hatta bu meraktan dolayı o zamanın üniversite sınavlarının ilk basamağı olan ÖSS’den sonra Hava Harp Okulu’na başvurmaya hak kazanmış, bir çok elemeden geçtikten sonra bir diğer aşama olan Yalova’da tek motorlu uçaklarla 9-10 saatlik uçuş eğitimi almıştım.
Sonraları bu merakım yolcu uçaklarına doğru kaydı. Tonlarca ağırlıkta olan demir kuşların kalkışlarını ve inişlerini izlemekten çok keyif alırım. Halen youtube’da en çok izlediğim videolar arasında yolcu uçaklarının videoları vardır. Artık yaşlandıklarından dolayı filolardan çıkartılmaya başlanan 4 motorlu Airbus A340’ın yavaş yavaş tırmanışı ve bu sırada çıkardığı motor sesi, Boeing 747 ve 777’in devasa cüsseleri ile kalkış ve inişleri…
Uçaklar uzun mesafeleri kısaltsalar da, kaza oranı kara taşıtlarına göre çok daha az olsa da kazalardaki can kaybı sayısının çok olması bu kazaların çok konuşulmasına neden oluyor. Uçak kazaları diğer taşıt kazaları gibi ele alınmıyor. Her kaza üzerinde çok titiz çalışmalar yapılıyor ve bu çalışmaların sonuçlarına göre havacılık kuralları güncelleniyor.
National Geographic kanalında yayınlanan Uçak Kazası Raporu programı tarihte yaşanmış uçak kazalarını ve bu kazalar üzerine yapılan soruşturmaları canlandırarak anlatan bir program. Geçtiğimiz günlerde bu programı izlerken kaza üzerinde bu kadar durulması kızımın ilgisini çekti “kaza olmuş bitmiş (anlatılan kaza 1960larda yaşanmıştı) neden bu kadar üzerinde duruyorlar?” diye sordu. Her uçak kazası için soruşturma yapılır. Kazanın nedeni teknik, pilotaj hatası veya başka ne çıkarsa çıksın buna göre havacılık kuralları güncellenebilir.
2014’te ve 2015’in ilk üç ayında çok ciddi uçak kazaları meydana geldi. Bu kazalardan ikisi ne yazık ki aynı havayolunun, Malezya Havayollarının Boeing 777 uçakları ile meydana geldi. Her ikisine de kaza demek ne kadar doğrudur, tartışılır. Çünkü ilk uçağın enkazına olayın üzerinden 1 yıldan fazla geçmesine rağmen halen ulaşılamadı. İkinci uçakları ise Ukrayna hava sahası üzerinde halen kimin fırlattığı bilinmeyen bir füze ile düşürüldü.
Diğer önemli kaza ise geçtiğimiz günlerde Fransa’da yaşandı. Barselona’dan Düsseldorf’a gidecek olan Germanwings havayollarına ait bir Airbus A320 uçağı Alp dağlarına çakıldı.
Uçak kazalarının en çok yaşandığı zamanlar iniş ve kalkışlardır. Düz uçuş sırasında teknik bir arızanın meydana gelmesi ve bu arızanın uçağı düşürmesi ihtimali yok gibidir. Şiddetli fırtına, kabinde çıkan bir yangın, diğer bir uçak ile temas veya Malezya Havayollarının başına geldiği gibi füze ile vurulması elbette istisnalardır. Uçuş sırasında yaşanan kazalarda olmuştur, örneğin 2009’da Air France’a ait Airbus A330 böyle bir düz uçuş sırasında düşmüştür. Benzer şekilde 2014 sonunda Airasia Havayollarına ait bir Airbus A320 uçağı da denize düşmüştü. Her iki uçağın da düşmesine havada kalmak için yeterli hızı kaybetmelerinin (stall) sebep olduğu söylenmişti.
Germanwings uçak kazasının ilk hız ve irtifa grafikleri açıklandığında bunun teknik bir arıza olamayacağı aklıma geldi. Belirli bir süre alan irtifa kaybı sırasında herhangi bir acil durum sinyalinin olmaması da kuşku vericiydi. İlk aklıma gelen 11 Eylül olaylarındaki gibi bilinçli şekilde uçağın düşürülmüş olabileceği oldu. Ertesi gün haberlerde yardımcı pilotla ilgili haberleri duyunca bu şüphemin doğru olduğunu gördüm.
Bu kaza sonrasında uçuş otoriteleri yeni bir karar alarak kokpitte bir pilotun yalnız kalmaması kuralını getiriyorlar. Bir pilot kokpitten çıksa da kabin amiri pilot tekrar dönene kadar kokpitte bulunacak. Bu kural bazı havayollarında zaten uygulanan bir kuraldı.
Havacılık tarihinde büyük kazalar yaşandı, her kaza uçakların daha güvenli hale gelmesi için en ince detayına kadar incelendi, hataların tekrar edilmemesi için yeni kurallar getirildi. Bu yüzden havacıların çok kullandığı bir söz vardır: “Havacılık tarihi kanla yazılmıştır.”
twitter.com/mkinikoglu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.