38-52’DEN BÜYÜK MÜ?
Türkiye Cumhuriyeti ilk defa Cumhurbaşkanını seçti. Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ilk turda %52’lik oy oranıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı oldu. Hayırlı uğurlu olsun. Mevlâ hayırlı işler yapmayı nasip etsin.
Peki Cumhurbaşkanlığı seçimi bitti, tartışması bitti mi? Bitecek gibi de görünmüyor. Çünkü seçtiğimiz sadece Cumhurbaşkanı değildi. Geçtiğimiz haftaki yazımda da belirttiğim gibi 12 yıllık Ak Parti iktidarının güven oylamasıydı bir nevi bu seçim. Muhalefet açısından da temelsiz kurulan çatının ne derece sağlıklı olduğunu görecektik bu seçimde ve çatı pazar akşamı çöktü.
Recep Tayyip Erdoğan Yeni Türkiye diye yola çıkarken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’da yeni matematik formüllerini aktarmaya başladı millete. 38’in, 52’den büyük olduğunu anlatmaya çalışan tembel öğrenci gibi Kılıçdaroğlu kazanan İhsanoğlu, kaybeden Erdoğan’dır diyor.
Seçim bozgunu en çok CHP, MHP ve BBP’ni vuracağa benziyor. Diğerlerinde değişen bir şey yok. Zaten küçük partilerdi, yine küçük kalacaklar. Geçtiğimiz haftaki yazımı yazarken çatı adayına 10 parti destek verdi diye yazmıştım. Seçime kadar 14 parti desteklemiş İhsanoğlu’nu. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimini 14-0 kazanmış oldu o halde. Kolay değil tabiî ki Ak Parti’nin işi, fakat 12 yıllık çalışmasının mükafatını gördü Erdoğan. Yapılan ittifaklar karşısında millet yalnız bırakmadı Erdoğan’ı.
CHP’nin sivri dillerinden Savcı Sayan’ın şöyle bir ifadesi vardır; “CHP Atatürk’çü geçinenlere laik, Hz. Muhammed Efendimiz’i sevenlere yobaz gözü ile bakar” diyor. Zihniyeti değişmediği müddetçe, milletin CHP’nin yanında yer alamayacağını belirtiyor. Milletin düşünceleri doğrultusunda hareket etmeyen muhalefet partileri hezimetlere devam ediyor ve bu yenilgiler onlarda artık alışkanlık yaptı. Ak Parti bu muhalefet partilerini daha önce teker teker seçimlerde yenerken, şimdi birleşmişlerken yenmenin zevkini yaşıyor.
Fikir, dava, görüş, ideoloji hak getire,yeter ki Erdoğan kaybetsin.
Parti kelime manasıyla ortak düşünce ve görüşteki kişilerin oluşturdukları siyasi topluluklardır. Sözlük manasını bile taşıma gayreti içinde olmayan şimdiki partiler, kendi ideolojik görüşlerini bile terk edip, sırf Erdoğan’ın söylemleri üzerine siyaset yapar olmanın cezasını çektiklerinin bile farkında değiller. Erdoğan’ın kaybedeceği bir seçimi kendilerinin zaferle çıkacaklarını mı zannediyorlar? Kendi üretkenlikleri olmayıp, Erdoğan’ın söylemleri üzerinden siyaset yapmanın cezasını çekiyor muhalefet partileri.
Özellikle MHP. Ülküsünden tavizler vererek yürütülmekte olunan bu siyasi anlayışı milletin tasvip etmediğinin farkında değil mi? CHP’nin kuyruğuna takılıp, milleti ile ters düşen bir milliyetçi partinin iktidar yüzü görme şansı var mı? Kendi tabanı ile bu kadar zıtlaşan bir milliyetçi parti olur mu? Seçim sonucu gösteriyor ki, MHP tabanı, CHP ile yapılan konsorsiyuma hiçte olumlu bakmıyor. Kıyı şeritlerde ittifak olmuş, fakat Anadolu içlerine girdiğimizde ittifak bir türlü sağlanamamış durumda. MHP’nin kalesi durumda bir çok il de Erdoğan seçim kazandı. Bu millet daha Mart ayında yapılan seçimde MHP’li belediyeyi kazandırırken, çatı adayında birleşmeler olmasına rağmen Erdoğan’a destek verildi.
MHP genel merkezine geçtiğimiz Mart ayında kısmen yapılan CHP – MHP ittifaklarına millet tepki göstermiş, fakat bunu anlamayan MHP açık olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde Merhum Türkeş’in aklının ucundan bile geçmeyecek partilerle ittifak içine girdi. Başta ülkücüler buna tepki gösterdi. MHP’ye büyük bir sinyal verdi Türk halkı. Bu sinyali anlamayan MHP; CHP, İP, TKP, DSP gibi sol partilerin kuyruğuna takılırsa, merhum Alparslan Türkeş’in emaneti içler acısı hale düşer.
Ya BBP’ye ne demeli? Rahmetli Yazıcıoğlu’nun kemikleri sızlamıştır aldıkları karar sonrası. Yazıcıoğlu’nun gün geldiğinde böyle bir ittifak kurulacağı aklına gelse, böyle bir vebali almayayım diye, zannederim BBP’yi bile kurmazdı.
Görüşlerinden taviz vermiş olsaydı Türkeş ve Yazıcıoğlu sağlıklarında görüşlerinden taviz vermediler, isimleri de unutulmuyor. Fakat onlar önce davalarını seçtiler.
Bizim uzaktan gördüğümüz tablo böyle. Kendileri bilirler, tabanının sesine kulak vermeyen parti yok olmaya mahkumdur. Fakat şu unutulmamalı, Türkiye’nin güçlü bir iktidara, iktidarında güçlü bir muhalefete ihtiyacı var.
Milletin bekası için can siperane çalışan, tüm dostlara selam ve dua ile.
Hoşçakalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.