MUZAFFER ÇEVEN

MUZAFFER ÇEVEN

İLETİŞİMDE KÜFRÜN SIRADANLAŞMASI…

İLETİŞİMDE KÜFRÜN SIRADANLAŞMASI…

İletişimi kesintiye uğratan, iletişimi çıkmaza sokan ve iletişimi felç eden onlarca neden var… En kötüsü, iletişimde küfrün sıradanlaşması… Konuşmada boşluk doldurucu sözcükler hâline gelen, argo, küfür ya da anlamsız her bir ifade, iç dünyalarımızı karartan, modumuzu düşüren birer bomba… Cesaretin, özgüvenin gereği gibi algılanan bu hâl, en mâsum yaklaşımla aymazlığın doruk noktası… İletişimi, değerli kılan ilim-irfan-terbiye-edep… Boş konuşmak, gereksiz konuşmak ve çok konuşmak… Sonrası küfürlü konuşmak… Kim bilir, belki de en tesirli konuşmak, konuşmadan konuşmak olsa gerek… Beden diliyle konuşmak, tebessümle az ve öz konuşmak, iletişimde çok iyi olmanın en kısa tarifi… İletişimde küfrün sıradanlaşmasını tetikleyen âmiller; susulacak yerde konuşmak, konuşulacak yerde susmak, boş konuşmak, argo konuşmak, çok konuşmak, abartılı konuşmak, muhatabımızı küçümseyerek konuşmak, ‘ben’ odaklı konuşmak, alaylı konuşmak ve kelimelere maksadının dışında anlamlar yükleyerek konuşmak…

Kutsal öğreti net: “Ya hayır söyle ya da sus… İnsanları yüzüstü Cehenneme sürükleyen, dillerinin söylediğinden başka nedir ki? Kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya faydalı söz söylesin veya sussun, zararlı söz söylemesin.” (Hadis-i Şerif)… İletişimin her türlüsünde, sarf edilen kelimeler özenle seçilmeli, üslup itici ve kırıcı olmamalı… Yanlış mânâya gelebilecek sözlerden kaçınılmalı… En az iki defa düşünülüp bir defa söylenmeli ve yazılmalı… “Söz biliyorsan söyle, inansınlar; bilmiyorsan söyleme, seni bir adam sansınlar.” (Atasözü)… Lisan da bir kap, beyin de bir kap, görmede göz de bir kap, hissetmede kalp de bir kap... Kabın içindeki, kişiliğimizi yansıtan değer… Değeri kendi ellerimizle, dilimizle ve kalemimizle değeri değersiz hâle getirmek, acziyet… Bu, fikrin aczidir/acziyetidir… Eski tâbirle “fikr-i küfri”dir. “Fikir olmayan kafada, küfür olur.” (Neyzen Tevfik)… İletişimde küfrün ne olduğunu çok güzel açıklayan söz: “Bir insan ekmeğini, aşını, yorganını, hayatını paylaştığı birine nasıl küfredebilir?” diye Necip Fazıl Kısakürek’e sormuşlar… “Kırılan kalp yine sever mi?” diye cevabını vermiş… Yine sormuşlar: “Siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi?” Yine cevap vermiş: “Peki sen hiç bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtin mi?”… Bunun cevabı, söylenmese de belli… Fikri, şiddete ve küfre dönüştüren; sadakatin bitmesi, edebin yitirilmesi…

Küfür, hem toplumsal normlara karşı bir tepki hem bireysel duyguların dışavurumu olarak hep söylenegelmiş… Son yıllarda, küfrün toplumsal iletişimde sıradanlaşması ve kabul görmesi, oldukça dikkat çekici… Eskiden tabu sayılan küfür ifadeleri, günlük konuşma dilinde ve sosyal medyada çok daha yaygın bir şekilde kullanılmakta maalesef… Bu durum, ictimaî kıymetlerin yitirilmeye başlandığının göstergesi… İletişimde küfrün yaygınlaşmasının pek çok sebebi var… Küfür içeren sözlerin, insanlar için güçlü bir duygu ifadesi aracı olarak kabul edilmesi… Özellikle öfke, hayâl kırıklığı, şaşkınlık ya da coşku gibi yoğun duyguları ifade ederken küfre başvurulması… Küfür içerikli sözlerin ya da davranışların, iletişimi daha etkili kılma çabası olarak görülmesi… Küfür edildiğinde, konuşmacının içten olduğuna inanılması… Küfür edildiğinde, popüler kültürde daha gerçekçi bir dil kullanıldığının düşünülmesi… Küfrün normalleşmesine katkıda bulunan böylesi aymazlıkların, iletişimde küfrün sıradanlaşması sonucunu doğurması… Ne yazık ki, sosyal medya, dilin sınırlarını genişleten bir mecraya evrilmiş… Anonimlik (adı sanı bilinmezlik, ayırıcı bir özelliğin bulunmaması durumu) ve dijital platformların sunduğu özgürlük, insanların geleneksel yüz yüze iletişimde kullanmadıkları küfürlü dili daha fazla kullanmalarına zemin hazırlıyor… X (Twitter), Instagram, TikTok gibi platformlarda küfürlerin sıkça yer alması, bu tür ifadeleri normalleştiriyor ve yaygınlaştırıyor… Televizyon, sinema ve müzik gibi popüler kültür unsurlarında da küfürlerin sıkça kullanılması, toplumsal algıyı çarpıtan bir diğer etken… Özellikle gençler arasında kültürel ikonlar ile küfürlü dilin kullanılması, bu ifadelerin normalleşmesine ve kabul görmesine ve yayılmasına yol açıyor…

Küfrün sıradanlaşması, çok büyük büyük tehlike… Küfürlü dilin sıradanlaşması, bireyleri ve toplulukları mankurtlaştırmakta… Küfrün yaygın kullanımı, toplumsal normları yok etmekte ve dilsel sınırları zayıflatmakta… Örfümüze ve âdetlerimize göre kabul edilemez ya da ahlâka/etiğe aykırı kabul edilen ifadeler, giderek daha geniş bir kitle tarafından kabul görmekte ve kullanılmakta… Bu, özellikle genç nesilleri ifsat etmekte… Küfürlü dilin yaygınlaşması, iletişimi daha agresif/saldırgan ve sert bir hâle getirmekte… Sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden yapılan tartışmalarda, küfürlerin sıklıkla kullanılması tartışma, münazara ve sohbet kültürünü olumsuz etkilemekte… İnsanların birbirlerine karşı daha tahammülsüz, saygısız ve saldırgan bir tutum sergilemelerine neden olmakta… Küfrün sıradanlaşması, kişilerin duygu ve düşüncelerini ifade etme kapasitelerini sınırlandırmakta… Zengin bir dil kullanımı yerine küfürlü sözcüklere başvurulması, iletişimde tekdüzeliğe ve anlam kaybına yol açmakta… Bireylerin, karmaşık duygularını ya da düşüncelerini ifade etmek yerine basit ve iğneleyici kelimelere başvurmaları, dilsel çeşitliliği zayıflatmakta… Her ne kadar küfürlerin sıradanlaşması yaygın bir trend/eğilim olsa da, toplumsal düzeyde bu duruma karşı tepkiler de mevcut… Kadim medeniyet değerlerimizin önemini bilenlerin, küfür kullanımını eleştirmeleri ve dilin yozlaşmasına karşı çıkmaları ise, son derece sevindirici… Eğitim kurumlarının, iş yerlerinin vb. yerlerin, resmî ortamlarda küfür kullanımına karşı katı kurallar uygulamaları son derece gerekli… İletişimde küfrün sıradanlaşmasına asla geçit verilmemeli… İletişimde duygularımızı dile getirmenin daha zengin ve yapıcı yolları varken, küfre dayalı bir dil kullanımının yaygınlaşması, ülkemiz üzerinde oynanan kirli oyunların sonucu… Bu kurguyu anladığımız gün, her bir şey daha farklı ve anlamlı olacak…

Küfrün sıradanlaşmasıyla, neleri nasıl kaybettiğimizin bir farkına varabilsek, gerçekten tam bağımsız ve egemen bir devlet olabileceğiz… Aslında, küfür, iletişimdeki çaresizliğin en çarpıcı hâli… Anlamlı sözler söylemek yerine, küfür kullanmak insanın kelime dağarcığının daralmasına ve karşısındakiyle derinlemesine bir bağ kuramamasına tek ve geçerli neden… Küfür, duygusal kontrol eksikliğinin en hızlı yansıması… İletişimdeki incelik ve özenin kaybolması, insanların daha kaba ve sert bir dil kullanmaya yönelmelerine kapı aralamakta… Dil, insanın aynası… Küfür, bu aynanın çatlayan kısmı… Dilin doğru ve etkili kullanılamaması, bireylerin küfre başvurarak iletişimdeki eksikliklerini saklamaya çalışmaları demek… Küfrün sıradanlaşması, saygının ve anlayışın zayıflaması demek… Toplumda küfrün normalleşmesi, bireylerin birbirine duyduğu saygının ve hoşgörünün azalması demek… Mâlum, kelime dağarcığı zayıf olan, zayıf karakterli kişiliksiz bir birey, öfkesini küfürle kusar… Kişinin, düşüncelerini daha etkili bir şekilde açıklaması, ne kadar ilim-irfan-izan-irade-terbiye-edep ile yoğrulduğu ile alâkalı…

Önemli olan, doğru ve güzel sözün nasıl söylendiği... Fikri olmayan, basma-kalıp alıntı fikirlerle karşıt olmayı meşgale hâline getirenler; nefretle dayanaksız eleştiri yapanlar, ne kadar haklı olduklarını ne kadar halt yaptıkları noktasına taşıyabilseler, farkı fark edebilecekler. Önyargı temelli ve mesnetsiz suçlamalar… Hakaret ve küfürler… Fikir adına lafı olmayanın gafı çok olur… Pişkinlik ve aymazlık da cabası… Ferâset sahibi olan, yoldaki taşlardan ve engellerden şekva etmez; taşları ve engelleri kaldırır ve gereğini yapar. Mesele büyük düşünerek, ihya ederek taş üstüne taş koymaktır; laf üstüne laf koymak değil... Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…

Bu yazı toplam 545 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUZAFFER ÇEVEN Arşivi
SON YAZILAR