AYAR VERMEK…
Ayar vermek (İngilizce, to fine-tune, to adjust, to calibrate; Fransızca, régler, ajuster; Almanca, einstellen, justieren); bir şeyi düzenlemek, ayarlamak, bir cihazı, sistemi veya bir durumu istenen hâle getirmek için gerekli düzenlemeleri yapmak, bir sistemin veya cihazın en iyi performansı göstermesi için belirli değerleri değiştirmek… Meselâ, bir radyonun sesini kısmak veya açmak, bir bilgisayarın ekran parlaklığını ayarlamak veya bir fotoğraf makinesinin odak noktasını değiştirmek, karmaşık bir sistemin tüm parametrelerinin ince ayarını yapmak gibi… Ayar vermek, günlük hayatta sıkça kullandığımız ve farklı anlamlara gelebilen bir ifade… Ayar vermek; bir şeyi mükemmel hâle getirmek, dengeyi sağlamak… Ayar vermek; bir ilişkiyi düzeltmek, iki kişi arasındaki ilişkiyi iyileştirmek için çaba göstermek, uzlaşmak… Ayar vermek; bir davranışı kontrol altına almak, kendini veya başkalarını kontrol altında tutmak, duygusal tepkileri yönetmek… Ayar vermek; duygusal durumları, düşünce kalıplarını ve davranışları değiştirmek… Ayar vermek; müzikte bir enstrümanın sesini, bir şarkının tonunu ayarlamak… Ayar vermek; bilgisayar ayarlarını değiştirerek performansı optimize etmek (kişiselleştirmek, en iyi duruma getirmek)… Ayar vermek; uyum sağlamak için çaba göstermek, uzlaşma, anlaşma sağlamak… Ayar vermek; hayatın farklı alanlarında karşılaştığımız sorunları çözmek, hedeflere ulaşmak için çaba göstermek, planlama yapmak, strateji belirlemek… Benzer anlamlara gelen ifadeler… Dengeye getirmek, iki veya daha fazla şey arasında denge kurmak... Uyum sağlamak, bir duruma veya kişiye uymak, uyum göstermek... Düzenlemek, bir şeyi daha iyi bir duruma getirmek için değiştirmek… Ayarlamak, bir şeyi bir amaca uygun hâle getirmek… Ayar yapmak; stresli bir durumda sakinleşmek, kendini kontrol altına almak… Ayar yapmak; yeni bir ortama uyum sağlamak, alışkanlık kazanmak… Ayarını bozmak; bir şeyi normal durumundan çıkarmak, bozmak… Ayarını tutturmak: Bir şeyi tam istediği gibi yapmak, mükemmel hâle getirmek… Ayarını kaçırmak; bir şeyi abartmak, aşırıya kaçmak…
Altında ayar, ‘zihinde ayar’dan farklı… Altın; 8, 14, 18, 22, 24 ayar… Altındaki ayar, altının saflık oranı… Altındaki ayar, ülkeden ülkeye değişiklik göstermekte… Bir altının 24 ayar olması, %100; 22 ayar olması, %91,6; 18 ayar olması, %75 saf olduğu anlamında… Altının ayarının yüksek olması, değerli… Ayar vermek, ayak vermekten öte hâl… Bir şeye ayar vermek, değer vermenin ya da vermemenin izdüşümü… Ayar verdiğimiz âletler… Bilgisayar ayarları, Windows, macOS, Linux gibi işletim sistemlerindeki temel ayarlar… Akıllı telefon ayarları, Android ve iOS işletim sistemlerindeki özelleştirme seçenekleri… Oyun ayarları, bilgisayar oyunlarında grafik ayarları, ses ayarları gibi özellikler… Fotoğraf makinesi ayarları, diyafram, ISO, enstantane (anlık) hızı gibi fotoğrafçılık terimleri ve ayarları… Neden mi bir şeye ya da bir kimseye ayar veririz? Sistemlerin veya cihazların potansiyelini kişiselleştirmek ve en üst düzeye çıkarmak için… Çalışmayan veya beklenen performansı göstermeyen bir sistemde, ayarları değiştirerek sorun gidermek için… Sistemlerin güvenliğini artırmak için… Gerçi, yapay zekâ ile bu ayarları yapmak da artık pek gerekmeyecek gibi… Uygunsuz davranışları düzeltmek için… Düşüncelere ve duygulara ayar vermek için, ihtiyaç duyduğumuz tek şey ise, akıl-kalp terazisi, mihenk taşı… Ya mihenk taşının işlevini de yapay zekâ üstlenirse? İnsanın iradesi askıya alınırsa? İşte o zaman, insanın, kendisinin sonunu getireceği bir hengâme olacak, her bir şey toz duman olacak sanırım… Her şeyin, her bir olayın, durumun veya sistemin… Yapay zekânın da… Bir şeyin ayarını kaçırmak kolaydır, tutturmak ise zordur... Her şeyin bir zamanı ve bir ayarı vardır… Yeter ki, irademizi, aklımızı, vicdanımızı ipotek etmeyelim, birilerine kiraya vermeyelim! Düşünme zahmetine katlanalım!
İlişkilerdeki ayar, en önemlisi… İlişkiler, sürekli olarak ayarlanması gereken bir makine gibidir, ilişkilerin iyi, sağlıklı ve sürdürülebilir olması için sürekli çaba gösterilmesi gerekir… İki insanın birbirine uyum sağlayabilmesi için, her ikisinin de kendisine ayar vermesi lâzım… Neme lâzım demek, ayarın bozuk olduğunun kanıtı olsa gerek… Kişisel gelişimde, kendimizi tanımak; kendimizi geliştirmek için ilk adım… Bu, öncelikle kendimizi tanımaya çalışmak ve eksiklerimizi belirlemek demek… Hedeflerinize ulaşmak için, bazen yönümüzü, ayarlamamız gerekebilir… Hayat, her zaman planladığımız gibi gitmeyebilir ve hedeflerimize ulaşmak için esnek olmamız gerekebilir… Bu nedenle, hayat, sürekli bir ayar verme vetiresidir/sürecidir… Değişim ve gelişim için, hayatımızı ayarlamak icap edebilir… Kendimize ayar vermenin gerekliliğini vurgulayan altın sözler… “Dış olayları değiştiremezsin, ancak onlara verdiğin tepkiyi değiştirebilirsin.” (Epiktetos)… “Dış dünyada olanlar senin kontrolünde değil, ancak senin tepkilerin senin kontrolünde.” (Epiktetos)… “Gölgemiz, kabul etmekte zorlandığımız her şeydir.” (Carl Jung)… Olaylara tepki vermek yerine, olayları şekillendirmeye çalışmak mühim… “Proaktif olmak (olumsuz bir şeyin olmasını beklemek yerine, yapılan erken değişikliklerle durumu kontrol altına almak), tepkisel olmaktan daha iyidir.” (Stephen Covey)… “Başarılı insanlar, hedeflerine ulaşmak için sürekli olarak kendilerini geliştirirler.” (Brian Tracy)… İçinde bulunduğumuz toplumun bir parçası olmak en doğal olanı, sıradanlık… Önemli olan, bizim ne olmak istediğimiz ve bu uğurda göstereceğimiz çabamız… Tercihimiz nedir, başkalarının bize ayar vermesine razı olmak mı, yoksa kendi hayatımızı bizim şekillendirmemiz mi? Karar bizim, sorumluluk bize ait… Kendimize sormamız gereken sorular: Kendimi neye göre, toplumun beklentilerine, kendi değerlerime, başkalarının görüşlerine ya da değerlerine göre mi ayarlıyorum? Hangi alanlarda, düşüncelerimde, davranışlarımda, ilişkilerimde ayarlama yapmam gerekiyor? Kendimde ayarlama yapmak neden önemli? Nasıl mutlu olabilirim, başarılı olabilirim, daha iyi bir insan olabilirim? Kendimi nasıl ayarlayabilirim, kendime nasıl ayar çekebilirim?
Ayarlar bozulmaya görsün, her bir şeyin tadı tuzu kaçar… Ayarlar bozulduğunda, kim kime ve neye ayar vermeli? Bir çalışan, işine ayar vermeli, işini daha verimli ve etkili hâle getirmek için çaba göstermeli, görevlerini zamanında tamamlamalı ve iş arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurmalı… Bir öğrenci, derslerine ayar vermeli, başarılı olmak için derslerine düzenli olarak çalışmalı, ödevlerini zamanında yapmalı ve öğretmenleriyle iyi, doğru, sağlıklı ve etkin iletişim kurmalı… Evli bireyler, ilişkilerine ayar vermeli, ilişkideki sorunları çözmek için birbirlerini anlamaya çalışmalı ve karşılıklı saygı göstermeli… Ülke yönetimi, ekonomiye ayar vermeli, ekonomik büyümeyi sağlamak, istihdamı artırmak ve sosyal adaleti sağlamak için gerekli politikaları uygulamalı… Çocuklar, oyunlarına ne kadar zaman ayıracağına ayar vermeli… Şirketler, çalışanların iş-hayat dengesini ayarlamalı… ‘İşin ayarı kaçtı’ deyip, hiç kimse mesuliyetten kaçmamalı… Her bir kimse, elini taşın altına koymalı, işin yükünü azaltmak için omuz vermeli… Bir işin, olayın, sorunun düzeltilmesi; kendimize ayar vermeden mümkün olmaz… Kendimize ayar vermenin, düzeltmenin, geliştirmenin birçok yolu yordamı, adımı var… İlk adım, kendimizi tanımak, güçlü ve zayıf yönlerimizi, ilgi alanlarımızı ve değerlerimizi iyi anlamak… Kısa ve uzun vadeli hedeflerimizi belirlemek… Konfor alanımızdan çıkmak, yeni şeyler denemek ve öğrenmek, yeni bir hobi edinmek, farklı insanlarla tanışmak, bir kursa vb. etkinlere katılmak… Öğrenmeye açık olmak, kitap okumak, seminerlere katılarak bilgilerimizi güncelleştirmek, yeni beceriler kazanmak… Pozitif düşünmek, negatif düşüncelerden uzak durmak ve başarıya odaklanmak… Kendimize zaman ayırmak, stresten uzaklaşmak… Ailemizden, arkadaşlarımızdan veya bir uzmandan destek almak… Sağlıklı yaşamak, düzenli uyumak, dengeli beslenmek, egzersiz yapmak, her sabah bir kitap okumak, yeni bir dil öğrenmeye başlamak veya sağlıklı beslenmeye dikkat etmek… Kendimize ve çevremize karşı sabırlı olmak… Başkalarından ilham almak, başarılı insanların hayat hikâyelerini okumak veya onlarla konuşmak… En önemlisi, kendimizle barışık olmak ve kadim medeniyet kodlarımıza dönmek…
Vicdanlarımıza ayar verelim… Her ne diyeceksek, önce akıl-kalp terazisinde tartıp süzelim, mihenk taşına vuralım, en az iki defa düşünüp, bir defa dile getirelim… Mâlum dilin kemiği yok… Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki arkadaşlarınızla paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.