2015 Haziran’ında yapılacak Genel Seçimlerle ilgili ilk hareketlilik geçen hafta yaşandı. Milletvekili aday adayı olmak için istifa etmeleri gereken kamu çalışanları için başvuru son günü 10 şubat olunca, kamuoyu 10 Şubat akşamına kadar merakla istifa edecek ve aday adayı olacak kişileri takip etti. Böylece memleketimiz yeni bir seçim gündemine daha girmiş oldu.

Hazır milletvekilliği ve seçimler gündem olmuşken gelin biz de “nasıl bir milletvekili” sorusuna yanıt arayarak gündeme dahil olmaya çalışalım.

Hem “milletvekilli” kelimesi, hem de Osmanlı Türkçesindeki karşılığı ile “mebus” kelimesi karşıladıkları anlamı çok güzel anlatan iki kelime… Mebus, Türkçe karşılığı göndermek olan Arapça “ba’s” kelimesinden türetilmiş, tam karşılık olarak “gönderilen” anlamında bir kelime… Milletvekili kelimesinin anlamı ise adı üstünde… Dil konusunda her zaman eskiye özlem duyarız ama karşıladığı anlamı belli etmesi açısından “milletvekili” kelimesinin “mebus” kelimesinden önde olduğu söylenebilir. Computer’in “Bilgisayar” olarak Türkçeleşmesi gibi başarılı bir karşılık olmuş…

Neyse, biz konumuza dönelim… Çoğunlukla vekillerin mesleklerinin avukat olduğu düşünüyordum. Vekillerin en önemli işi (!) konuşmak, avukatlar da bu işi çok iyi yapar gibi bir mantık yürüttüm, itiraf edeyim… (avukat kelimesinin kökeni latince bir kelime olan ad-voc-atus, bu kelime içinde geçen voc, Türkçe’deki karşılığı ses olan voice kelimesinin kökeni) Ama şimdiki meclisin meslek dağılıma baktığım zaman her ne kadar mesleklerde avukatlık ilk sırada olsa da, ikinci sıradaki mühendislik ile aralarındaki farkın düşündüğüm kadar olmadığını gördüm. Hatta daha sonraki sırada gelen ekonomist ve doktorların sayısı da hiç az değil...

Bir patron veya müdür yeni bir çalışan alacağı zaman yapılacak işe en uygun kişiyi seçer. Bunun için iş tanımı önemlidir, sizce milletvekilinin iş tanımı nedir?

Milletvekilinin ilk işi milletin vekilliğini yürütmesi yani vekil olarak seçildiği bölgenin sorunlarını, mesajlarını, ihtiyaçlarını meclise taşımaktır. Buna iki birim arasında koordinasyon sağlamak diyebiliriz, vekil için bu iki birim bölgesi ve meclisdir. Koordinatörler işin kendisini bizzat yapmaz ancak işin her bir adımından haberdar olur ve iş akışını yönetir. Bence vekiller koordinasyon işini çok iyi yapacak kişiler olmalıdırlar. Hem bölgesini sürekli bilgilendirmeli, hem de meclise onların isteklerini taşımalı ve bu istekleri takip etmeli, sonuçları ile ilgili bölgesine bilgi vermelidir. Basından takip ettiğimiz kadarı ile ilimiz milletvekillerinden Sayın Bahattin Şeker verdiği gensorularla bu tanıma uygun işler yaptı geçtiğimiz dönemde...

Bu tanıma genel olarak bir vekilin yapacağı iş diyebiliriz. Bir de uzmanlık alanları var. Bu uzmanlıklar bakanlık olarak zaten gruplandırılmış durumda. Ekonomi, diplomasi, sağlık, tarım, ulaştırma, teknoloji, eğitim, savunma, sanayi gibi… Bir parti, adaylarını belirlerken bu alanlarda uzmanların da aday olmasını sağlamalıdır. Bu uzmanlık çoğunlukla akademik, biraz da alaylı uzmanlığı olabilir. Ülkedeki azınlıklar ve etnisiteler de bu dağılımda yer almalıdır, böylece o gruplarla daha yakın ilişki kurulabilir.

Milletvekilliğinin bir ağırlığı ve tabiri caizse “havası” var. Zamanla birçok şey değişiyor ancak bu ağırlık ve hava zaman geçmesine rağmen değişmiyor. Halka daha iyi nasıl hizmet edilir, ilimiz ve ülkemiz daha iyi hale nasıl gelebilir diye kafa patlatanların hakkıdır vekillik işi… Adayların kaç tanesinin ilk sıradaki derdi budur bilemiyorum ama umarım böyle düşünenlerin çok olduğu bir meclisimiz olur.

twitter.com/mkinikoglu