KÜLTÜR, MEDENİYET VE BUGÜNÜMÜZ
Bir kültür, onu canlandıran ruh gerçekleştirebileceklerini gerçekleştirince, ölür” Cemil Meriç Umrandan Uygarlığa.
Üstat ne anlatmak istiyor?
Kültür ve medeniyet. Kimine göre ayrı kimine göre aynı manayı temsil eden iki mefhum.
Oswald Spengler’e göre; kültür her medeniyetin başlangıcı, yaratıcı heyecanı, feyyaz baharıdır; medeniyet ise ihtiyarlık çağı, bir tekrar, içi boş bir kalıp zahiri bir ihtişam, kemikleşme.”
Bugün dünyada olup bitenlere bir bakalım.
Amerika süper güç değil artık. İslam’a savaş açarak “cami duvarına işemiştir.” Avrupa krizin içindedir. Libya’nın petrolünü hortumlamasaydı tümden çatırdayacaktı. Çaldığı petroller ile vaktini biraz olsun uzattı. Ortadoğu Arap ülkelerinde “Arap Baharı” yaşanıyor. Türkiye ise tüm engellemelere rağmen bölgesel güç olma yolunda ilerliyor. Kısacası, Batı çökmeye yüz tutmuşken, Müslüman halklarda ciddi bir “ruh “ uyanmaya başlamıştır.
Yine Spengler’e göre " bir kültür büyük bir ruhun uyandığı anda ortaya çıkar.”
Bu cümlenin ışığında günümüze baktığımızda Müslümanlar büyük bir ruhun uyanışıyla birlikte yeni bir kültür devrine girmiştir. Batı ise kültürünü revize etmeden tüketerek medeniyet haline getirdiği ehramı ölüme mahkûm olmuştur kaçınılmaz olarak.
Spengler bu durumu şöyle açıklar; programı kalmayan kültürün damarlarındaki kan çekilir, kuvveti kalmaz, medeniyet olur. Medeniyet kaçınılmaz olarak varılan bir sonuçtur, medeniyet ölen bir kültürdür. Kültür ve medeniyet ilişkisi ve kültürün ölerek medeniyete dönüşmesi ve ardından yok olup mazide hatıra olarak kalması içtimai bir prensiptir ve bunu ilk tespit eden mütefekkir İbn Haldun’dur.
Kendi geçmişimize göz atarsak Osmanlı’da Şeyh Edebali, Osmangazi ve XV. asrın sonuna kadar olan dönem Osmanlı’nın kültür dönemi ondan sonraki XIX. asrın başına kadar olan dönem medeniyet dönemidir. Ondan sonra yıkılışına kadar olan dönem ise tereddi ve asrileşme dönemidir.
Ne demişti Spengler kültür her medeniyetin yaratıcı heyecanıdır yani Şeyh Edebali’dir. Osmangazi’dir. Fatih Sultan Mehmet’tir. Medeniyet ise ihtiyarlık çağı, bir tekrar, içi boş bir kalıp, zahiri ihtişam, kemikleşme.
Osmanlı XIX. Yüzyıldan sonra bir takım ıslahatlar yapmış ve devletini modernleştirmeye çalışmıştır. Ancak Osmanlı İslam kültürünün bir üyesi iken farklı bir kültürün “Batı” kültürünün fikir tezgâhından çıkan malları ithal ederek Devleti Aliye’nin yıkılmasına neden olmuştur. Ve bu hata süregelmiştir geçmişten günümüze. Spengler “ bir kültürün unsurları başka bir kültür için ancak malzeme olarak kullanılır. Yaşayan her kültür yabancı kültürlere kapalıdır. Yalnız kendini anlayabilir. Yalnız kendi insanları tarafından anlaşılır” der. Buna karşın biz ne yaptık; Batı’nın kültür unsurlarını malzeme olarak değil bir kural bir kanun olarak aldık. Büyük bir gayretle uygulamaya çalıştık. Yapılan sun’i müdahaleler işe yaramadı ve hasta adam öldü büyük bir ihtişamla. Çünkü “kan vampirin ilacı, insanın vebasıdır.” Bu anlattıklarım mazinin hatası. Batan bir gemide sarsıntı içinde acele ile düşünülmüş kurtuluş reçeteleri.
Bugüne dönecek olursak bugünü iyi tahlil etmek mecburiyetindeyiz. Olaylar bir dönüşüm yaşandığını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Karşımızda fikri birikimini tamamlamış, krizler içinde sağa sola savrulan, bir Avrupa bir Batı var. Karşısında anne karnında doğum için sabırsız bekleyen anne karnını tekmeleyen Müslüman bir ruh var. Bir medeniyet çökerken bir kültür diriliyor. Dirilen bu kültürün neslini iyi yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Birikimi olan adab-ı muaşereti bilen kibar, anlayışlı ve yürekli Müslümanlar yetiştirmek zorundayız. Bu günkü üniversiteleri Medreseler ile bütünleştirerek, günümüze uyarlayarak yeniden açmalıyız. Eğitim sistemimizi ve müfredatımızı ona göre tayin etmeliyiz. Geçmişten dersimizi almalıyız. Artık fikir üretmeliyiz. O eski kadim kaynaklarımıza dönüş yapmalıyız.
"Medeniyetler bir günde çökmezler. Gurup uzun sürer ve hemen fark edilmez. Her medeniyet çöküş sebeplerini kendi içinde taşır. Avrupa medeniyeti XVII. Yüzyıldan itibaren bir inkıraz içindedir.”
Osmanlı’nın batması yaklaşık 200 yıla yayılmıştır. Batı’nın batması da elbette uzun yıllar alacaktır. Büyük medeniyetler ihtişamla batar. Nasıl Osmanlı, saraylar, hanlar, hamamlar ile battı. Batıda gökdelenleri ile batacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.