SOSYAL HİZMET Mİ, SOSYAL HEZİMET Mİ?
Sosyal ve bireysel hizmet… Hizmette sınır yok denilip, ne bireyi ne toplumu dışlamak doğru değil… İki hizmet de önemli… Hem bireysel hem sosyal ihtiyaçlarımızın karşılanması, sosyal devlet olmanın gereği… Sosyal hizmet, toplumun refahı için gerekli… Bireysel hizmet, özel ihtiyaçlarımızın karşılaması için lâzım… Sosyal hizmet mi, sosyal hezimet mi? Sosyal hizmetin eksikliği, sosyal hezimetin yayılmasına, bireysel ihtiyaçların göz ardı edilmesine neden durum… Sosyal hizmetin kaliteli olması, sosyal devlet yapılanmasına bağlı… Her birimiz, bir tarağın dişleri gibi eşit, bir binanın tuğlaları gibi birbirine kenetlenmiş, bir bedenin azaları gibi birbirine duyarlı olamadıkça, toplum olarak sosyal kargaşaya neden oluruz… Sonuç, sosyal hezimet olur…
Sosyal devlet, insanlığa yönelik bir taahhüttür, vazgeçilemez yapılanma gereğidir… Sosyal devlet, modern toplumların temelini oluşturan ve insanların refahını korumayı amaçlayan bir ilkedir… Bu ilke, devletin hukuku korumakla yükümlü olmasıdır, vatandaşların sosyal ihtiyaçlarının karşılamasıdır… Sosyal devlet, insan onurunun ve adalet ilkelerinin icabını yapmakla mükelleftir… Sosyal devlet, ekonomik ve sosyal âdaletin teminatıdır… Sosyal devlet olmadan, sosyal hizmetten söz edilemez… Sosyal devlet anlayışı, 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış… Endüstri Devrimi'nin etkisiyle, işçi sınıfının yaşam koşulları ciddi şekilde kötüleşmiş ve sosyal adaletsizlik artmış… Bu dönemde, Almanya'nın ilk başbakanı Otto von Bismarck, sosyal güvenlik sistemlerini oluşturarak modern sosyal devletin temellerini atmış… Diğer Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri, çeşitli sosyal yardım programları ve düzenlemeleriyle sosyal devlet anlayışını benimsemişler…
Sosyal devletin temel amacı, toplumsal eşitsizlikleri azaltmak ve herkesin yaşam standartlarını yükseltmek… Sosyal devlet nasıl mı olmalı?
Sosyal devlette, sosyal adâlet olmalı… Sosyal devlette, herkes eşit fırsatlara sahip olmalı ve temel insan ihtiyaçlarının karşılanması için çaba göstermeli… Sosyal adâlet, gelir dağılımında, eğitimde ve sağlıkta, sosyal hizmetlere erişimde herkese âdil olmalı… Sosyal devlette, sosyal güvenlik olmalı… Sosyal devlette; işsizlik, hastalık, yaşlılık gibi riskler karşısında bireyler korunmalı… Sosyal devlette; emeklilik, sağlık sigortası, işsizlik yardımı vb. sosyal güvenlik sistemleri oluşturulmalı… Sosyal devlette; eğitim ve sağlık hizmetleri sürdürülebilir olmalı… Sosyal devlette; herkesin nitelikli eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi istisnasız sağlanmalı… Sosyal devlette; ekonomik refah olmalı… Sosyal devlette; ekonomik büyüme ve refahın tüm vatandaşlara yansıması âdil olmalı… Sosyal devlette; toplumun istikrarı sağlanmalı; insan onuruna saygı gösteren bir yapı oluşturulmalı… Sosyal devlette; toplumsal dayanışma ve haklar, bireysel çıkarlardan öncelikli olmalı…
Sosyal hizmet, bireylerin ve toplulukların sosyal işlevlerini yerine getirmelerine yardımcı olmayı amaçlayan son derece önemli bir disiplin… Sosyal hizmet kavramından neyi, nasıl anlamalıyız? Aile ve çocuk hizmetlerini, aile içi sorunların çözümüne yardımcı olunmasını, çocuk istismarını önlemek ve çocukların sağlıklı bir ortamda büyümelerinin sağlanmasını… Sağlık sosyal hizmetlerini, hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında hastaların ve ailelerinin sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasını… Eğitim hizmetlerini, okullarda öğrencilerin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarının desteklenmesini… Toplumsal kalkınmayı, toplulukların kaynaklarının ve kapasitelerinin geliştirilerek daha güçlü ve dayanıklı bir toplum hâle gelmelerini… Sosyal hizmet uzmanları tarafından, bireylerin sorunlarının çözülmesini, hayatlarının iyileştirilmesini ve topluma daha etkili bir şekilde katılmaları için gerekli desteğin sağlanmasını… Sosyal hizmetlerin en temel hedefi, toplumsal eşitliği sağlamak ve bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmelerine ve geliştirebilmelerine katkıda bulunmak olmalı…
Sosyal hezimet; ictimaî düzeyde karşılaşılan başarısızlıklar, yetersizlikler ve aksaklıklar… Sosyal hezimet; toplumsal sistemlerin bireylerin ve toplulukların ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalması durumu… Sosyal hezimetin sebepleri… Eğitim, sağlık, konut vb. temel hizmetlere erişimdeki eksiklikler, yetersiz kaynaklar… Irk, cinsiyet, etnik köken vb. faktörlere dayalı ayrımcılıklar ve eşitsizlikler… Politik ve ekonomik istikrarsızlıklar, siyasî karışıklıklar ve ekonomik krizler… Yetersiz eğitim imkânları, bireylerin iş gücüne katılımını ve sosyal mobilitesini sınırlayan dayatmalar, yaptırımlar ve mobbing uygulamalar… Yetersiz sosyal politikalar, etkili sosyal politikaların ve programların yokluğu… Sosyal hezimetin sonuçları, toplum üzerinde derin olumsuz etkiler oluşturmakta… Sosyal hizmetlerin yetersizliği, yoksulluğun ve sosyal dışlanmanın artmasına neden olmakta… Temel sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, halk sağlığını olumsuz yönde etkilemekte… Eğitim hizmetlerinin yetersizliği, gelecek nesillerin potansiyellerini köreltmekte… Sosyal eşitsizlikler ve adaletsizlikler, toplumsal huzursuzluk ve çatışmalara yol açmakta… Sosyal hezimete mahâl vermemek için ne mi yapılmalı? Her bir şey, eşitlik ilkesine göre yapılmalı, kalite farkı olmayan her bir işe, eşit ücret ödenmeli… İnsan olmak ve insan kalmak esas olmalı… İnsana sunulan hizmette, kalitede ve davranışta aynı muamele yapılmalı… Kayırmaya, farklı uygulamaya ve ahbap çavuş ilişkisine (kişilerin birbirini korumaya kollamaya dayalı, karşılıklı çıkarları gözeterek sıkı dostluk içinde olmasına) asla fırsat verilmemeli…
Kadim medeniyetimizde; sadaka, zekât, vakıf vb. toplumsal faaliyetler marifetiyle, toplumdaki maddî ve manevî denge korunmakta imiş… Kadim medeniyetimizde sosyal hizmetlerin kapsamı içerisinde, yetimlere, yaşlılara, yoksullara, engellilere, hastalara, göçmenlere, hayvanlara ve doğaya duyarlılık esas imiş… Meselâ, Osmanlı İmparatorluğu döneminde hayvanlarla olan irtibat ve anlayış kurumsallaşmış… Kedi hastaneleri, kuşların tedavi edildiği klinikler yapılmış… Avrupalı gezginler, insanımızın, kuşlara, sokak kedi-köpeklerine ve yük hayvanlarına besledikleri sevgiyi dillendirmişler… Sosyal amaçlar için inşa edilmiş, mescit ve çevresinde inşa edilen sosyal görevi olan binalar (külliyeler) yapılmış… Külliyeler, sosyal hizmetlerin topyekûn yapıldığı birbiriyle bağlantılı ya da ilintili şekilde belirli bir yerde toplanmış... Külliyeyi oluşturan binalar; mescit, sıbyan mektebi (ilköğretim kurumları), medrese (okul), imaret (yoksullara yiyecek dağıtmak için kurulan aş evi), tabhane (konaklama yeri), kervansaray (şehirlerarası yolların üzerindeki durak yeri veya yol üzerindeki yerleşim alanlarında inşa edilen genel konaklama yeri), tekke ve zaviye (topluma moral eğitiminin verildiği ve mensuplarının ego/nefis terbiyesinin yapıldığı kuruluş), hem hastaların tedavi edildiği hastane hem de tıp mezunlarının uygulama yaptıkları tıp fakültesi mahiyetindeki, hasta yatakhanelerinin, eczahanenin, hamamın, tuvaletin vb. birimlerin ve bakıcıların ve tabiplerin odalarının, ameliyathanenin vb. mekânların bulunduğu tam teşekküllü hastane (darüşşifa, şifahane, maristan, bimaristan, bimarhane, darüssıhha, darülafiye, me’menülistirahe, darüttıb)… Bu sebeple, T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kurulmuş olması ve yapılan hizmetler, gerçekten takdire şayan!
Elbette, sosyal hizmetlerin topluma ve tek tek bireylere sunulması; hayır yapmanın ve bir grup zengin zümrenin vicdanlarını tatmin etmesinin ötesinde, sosyal devlet olmanın gerekliliği… Sosyal hizmetlerin yerine getirilmesi, ihtiyaç sahiplerine tepeden bakışın bir yansıması asla olamaz… Sosyal hizmetlerin etkin bir şekilde sunulması, bireylerin ve toplulukların hayatlarını iyileştirirken, sosyal hezimetin önlenmesi toplumsal istikrar ve barış için gerekli… Sosyal politikaların güçlendirilmesi ve kaynakların âdil bir şekilde dağıtılması, hem sosyal hizmetlerin etkinliğini artıracak hem de sosyal hezimetin önüne geçilmesi önemli… Selam, sevgi ve saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.