DAĞLI, OVALI, HAVALI…
Medenî (uygar), her ne kadar şehirlileşmiş, kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş olmak anlamına gelse de; medenî olmak; dağlı, ovalı, havalı, şehirli olmanın bir tık sonrasındaki kavram... Dağa, taşa, ota, kuşa, mekâna ilintili söz; insanı, insanın özünü, odak yapmadıkça beyhude... Medenî hâl, evli ya da bekâr hâl... Medenî nikâh, resmî nikâh anlamında... Nikâhın gayri resmî olanı; keyfe amade, nefsin arzusuna kılıf bulma, kandırmaca olanı… Dağlı, ovalı, havalı olanın zikzak çizdiği hengâme; coğrafî şartların yelpazesinde farklı anlamlara gelse de, değişmeyen net durum; medeniyetin dağ, ova, hava ve su ile şekillendiği gerçeğidir… Mekân olmadan, zaman olmadan, insan olmadan, neyin tarihi yazılabilir ki…
Dağ; sessizliğin ve dayanıklılığın simgesi… Ova; bereketin ve genişliğin temsilcisi… Hava; yaşamın ve özgürlüğün nefesi… Su; hayatın ve değişimin akışı… Dağlı, ovalı havalı; toplumsal mizahın kültürel yansımaları… Ülkemizin zengin kültürel dokusu, farklı coğrafyalarda yaşayan insanların hayat tarzlarını ve sosyal ilişkilerini şekillendirmiş… Dağlık bölgelerde yaşayan, dağlı; ovalarda ve şehirlerde yaşayan ovalı arasındaki kültürel farklılıklar; mizahın ve halk hikâyelerin değişmez temaları olmuş… Dağlı ve ovalı karakterler arasındaki etkileşimlerin sosyolojik açıdan incelenmesi ve bu etkileşimin toplumsal hoşgörü geleneğine katkısı; değişimin ve yenilenmenin ilk basamağını oluşturmuş… Dağlı; dağlık bölgelerde yaşayan, doğa ile iç içe bir hayat süren… Dağlı; zorlu coğrafyada bağımsız ve güçlü bir karaktere sahip olduğu düşünülen… Dağlının, kaba ve hazırcevap olduğu, doğrudan ve açık sözlü olduğu önyargısı toplumda hep olagelmiş… Ovalı; daha çok şehirlerde veya düz ovada yaşayan… Ovalının, sosyal ilişkilerde daha diplomatik ve incelikli davrandığı, toplumsal normlara daha fazla önem verdiği kabul görmüş düşünce… Ovalının, dağlıya göre daha yumuşak ve hesaplı olduğu öngörülmüş kanı… Dağlı ve ovalı arasındaki bu farklılık, mizahımızın önemli bir unsuru haline gelmiş… Fıkralar, halk hikâyeleri ve günlük dilde yapılan esprilerle bu iki karakter tipi arasındaki çatışma eğlenceli bir şekilde işlenmiş… Dağlı ve ovalı karakterlerinin mizahî yansımaları, memleketimizin sosyal dokusunu anlamada önemli bir yer tutmakta… Dağlı ve ovalı karakterler üzerinden yapılan espriler ve anlatılan hikâyeler, bilindik durum…
Havalı olmak ise tamamen farklı bir hâl… Havalı olmak, bir kişinin stil sahibi, kendine güvenen ve çekici bir duruş sergilemesi… ‘Havalı olmak’ kavramı, sadece giyim ve dış görünüşle sınırlı değil; aynı zamanda bir kişinin tutumu, davranışları ve sosyal etkileşimleriyle de ilgili… Havalı bir görünüm elde etmek için, moda takip edilir, kişisel bakıma özen gösterilir ve kendilerine yakışan kıyafetler giyilir… Havalı olan, dış görünüşe tutkun olandır, davranışları havalı olandır… Havalılık sadece görünüşle sınırlı kalmaz; aynı zamanda bireyin davranışlarıyla da ölçülür… Havalı olan kariyer sahibi, kendinden emin hareketler yapar, karizmatik konuşma tarzını benimser ve sosyal çevresinde etkileyici olmak için çaba gösterir, insan ilişkilerinde ve iletişimde, havalı bir tutum takınır… Havalı olmanın toplumsal etkileri, hem olumlu hem olumsuz olabilir… Havalı olan, karizma bir görünüm sergiler, liderlik pozisyonunda olur, etrafındakileri motive edebilir… Zoraki havalılık, kibirli ve ukala olmakla eş değer bir ahvâl… Havalılık başka, karizma olmak başka, kariyer sahibi olmak başka, stil sahibi olmak başka… Havalılık, toplumda bireylerin nasıl algılandığını önemli ölçüde etkileyen bir özellik… Stil sahibi olmak ve kendine güvenen bir tutum sergilemek, sosyal ilişkilerde başarıya giden yolda önemli bir faktör… Ancak, bu özelliklerin dengeli bir şekilde sergilenmesi, toplumsal uyum ve saygınlık için esas...
Olumlu olabilmenin yolu, toplumda kariyer sahibi olabilmenin yolu; dağlı, ovalı, havalı olmakla ilintili değil… Olumlu olabilmek, olaylara olumlu açıdan bakabilmek; iyi, saygın, doğru karakter ve kişilikle mümkün… Herkes, karakterine, kişiliğine, kariyerine, kısacası, kendine yakışanı yapar… “Her insan kendine yakışanı yapar çünkü kalite asla tesâdüf değildir.” (Thomas Stearns Eliot)… “Kalite asla bir tesâdüf değil, daima akıllı bir gayretin sonucudur.” (John Ruskin)… “Basit kişiler hep ilgi görür, kaliteli kişiler ise hep yalnız kalır çünkü ucuz malın alıcısı daha çoktur.” (Necip Fazıl Kısakürek)… Kariyer; karakter, kişilik ve kalite ile ilgili… Kariyer, karakterimizin, kişiliğimizin ve işimizin bir parçası… Ağacın kalitesi özünden, meyvesinden; insanın kariyeri sözünden, tarzından, kişiliğinden, karakterinden, zekâsından ve yaptıklarından belli olur… Modernizme ve güya bilime tutkun insanların işlerini, kariyerlerini fallara, burçlara havâle etmesi ise vahim bir durum… Yoksa çağdaş, saygın gazetelerin ‘günün, haftanın, yılın falı’ gibi yayınlar yapması, hangi mantıkla izah edilebilir? Astroloji marifetiyle yapılan yorumlar, sadece yapanları bağlar… Hayatının kariyerini, fal yorumuna göre planlayanın mâsum olduğunu kim söyleyebilir? Doğum tarihimizi, karakterimizi, kişiliğimizi ve kariyerimizi yıldızların bir takım hareketleriyle ilişkilendirmek; ne pozitif bilimle ne kadim medeniyet değerlerimizle ilişkilendirilebilir… Mâlum, yatarak başarıya ulaşan tek canlı, tavuk vb. mahlûklar… Başka planlar yaparken başımıza gelen şeylere de takılmanın, dağlı, ovalı, havalı diye birilerini sınıflandırmanın da âlemi yok… Hayatın cilvesi bu, kariyer sahibi olabilmenin, entelektüel olabilmenin bedeli bu…
Burada, şurada, orada olup, sadece para kazanmak odaklı yaşamaya çalıştığımızda, sınırlarımızı zorlayamayız ve kariyer yolculuğunda içimizdeki potansiyeli açığa çıkaramayız… Gideceğimiz yeri ve ne yapacağımızı bilmiyorsak, varacağımız yerin ve ulaşacağımız statünün ne anlamı olabilir ki? Dağda, bayırda, ovada, su kenarında olsak ne olur, olmasak ne olur? Mekâna çakılı kalmamak, zamanı iyi ve doğru kullanabilmek mühim… Dağda, ovada, her nerede olursak olalım, “Gerçek kişiliğimizi yeteneklerimiz değil, yaptığımız seçimler gösterir.” (Harry Potter)… Dağda çobanlık yapıp sınavlarda birinci olanların hikâyeleri… “Manisa'nın Selendi ilçesine bağlı Çampınar Köyünde çobanlık yaparken babasından gizli yazıldığı açık öğretim okuluyla önce ortaokulu, sonra da askerdeyken liseyi dışarıdan bitirmiş... Halil Eroğlu, 2010’da Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) Türkçe Matematik (TM) puan türünde, 211. olmuş… Tunceli'nin yaylalarında, ailesiyle çobanlık yapan Mahir Gündoğdu, 2016’da Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavında 120 sorunun tamamını yapmış, Türkiye birincisi olmuş… Akdağ’ın yaylasında çobanlık yapan Elazığlı Muhammet Halil Yazar, 2023’de Lise Giriş( LGS) sınavında 494 puan alarak Türkiye ikincisi olmuş…”… Gerçek anlamda başarılı olabilmek, irade işi…
“Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.” (İsra Suresi 13. Ayet)… “Zaman bendedir, mekân bana emanettir.” diyenin en güçlü silahı, fiilî dua… Eylem olmadan, hareket olmadan ne ürün ne bereket olur… Çalışmadan, yorulmadan, gayret etmeden elde edilen netice, fala-zanna-dedikoduya-modern köleliğe-mankurtlaştırılmaya teslimiyetin adıdır… Selam, sevgi ve saygılarımla.
Kanalımı takip etmeniz dileğiyle… https://bit.ly/muzafferceven
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.