MUZAFFER ÇEVEN

MUZAFFER ÇEVEN

DİJİTAL MAHREMİYET…

DİJİTAL MAHREMİYET…

Harem (Arapça, haram); yasak, kutsal, dokunulmaz; Mekke civarındaki kutsal alan… Namahrem (Farsça, nāmaḥram); harem dairesi dışında kalan, yabancı, özel alana ait olmayan… Mahrem (Arapça, maḥram; Arapça/Süryanice/İbranice/Aramice ḥirm, ḥirmān -yasaklama, dışlama, dokunulmaz kılma); yasak, tabu, kutsal, özel alana veya hareme ait olan… Mahrem (Türkçede); yakın akraba olması nedeniyle nikâh düşmeyen kişi; başkalarının duymaması, öğrenmemesi gereken, gizli olan şey; sırdaş anlamında… Mahremiyet; bir ya da birden çok kişiye ait olan mekânsal, kişisel özel bilgilerin, verilerin veya bazı özelliklerin gizli tutulması ve korunması… Dijital mahremiyet de, mahremiyetin sanal âlemdeki yansıması… Dijital mahremiyet (https://www.nytimes.com/2021/09/16/technology/digital-privacy.html), gerçek hayattaki mahremiyet kavramının, dijital ortamdaki boyutu… Dijital mahremiyet, bireylerin ve özellikle çocukların sosyal medya araçlarını ve internet sayfalarını kullanırken dikkat etmesi gereken hassasiyetler… Dijital mahremiyetin ihlâl edilmesi; kişilik haklarının, itibarın, güvenliğin, sağlığın ve bağımlılığın vb. pek çok değerin riske edilmesine neden olabilir… Bu yüzden, dijital mahremiyet hakkı, sağlıkta hastaların tedavi ve bakım işlemlerine ilişkin başkalarının bilmesini istemediği her türlü bilginin korunmasıdır. Bu vb. sebeplerle, dijital mahremiyet, çok mühim…

Mahremiyet hakkı, sağlık çalışanlarının mutlaka dikkate alması gereken bir durum… Meselâ, sağlık çalışanları hastayı muayene ederken içeriye başka kimseyi almaması, hastanın tetkik sonuçlarının başka kişilerle paylaşılmaması... Mahremiyet ihlali (tecessüs) ne yazık ki, iş yerlerinde, günlük hayatta karşılaşılan bir durum… Kişilerin kendi sınırlarını nasıl koruması gerektiğini öğrenebilmeleri, başkalarının sınırlarına girmemeleri ve dikkat etmeleri gerekenler konusunda bilinçlenmeleri için mahremiyet eğitimi şart… Çocuk psikolojisi ve mahremiyet eğitimi; alanında uzman biri tarafından verilmeli… Çocuklara, kendi sınırlarını nasıl korumaları gerektiği öğretilmeli; ebeveynleri de çocuklara iyi rol model olmalılar… Ebeveyn, internette rastgele ve bilinçsizce paylaşımlar yaparsa, çocuğuna neyi nasıl ve doğru anlatabilir ki… Çocuk sahibi olmak, tıbben bir engel yoksa ve Yaratan dilemişse çok kolay… Asıl mesele; kendimize ve çoluk çocuğumuza sahip çıkabilmek, onları tehlikelerden koruyabilmek…

Cep telefonlarının dijital emzik hâline geldiği ortamda, dijital mahremiyetin korunması çok daha mühim… Dijital mahremiyeti (https://digital-strategy.ec.europa.eu/en/policies/digital-privacy) korumak maksadıyla neler mi yapabiliriz? Bize düşen görevler… İnternette yapılan paylaşımların kalıcı olduğunu hatırlayarak, paylaşmadan önce iyice düşünmek, kişisel bilgilerimizi fahşetmemek (yaymamak)… Sosyal medya hesaplarımızda gizlilik ayarlarını düzenleyip paylaşımlarımızın kimler tarafından görülebileceğini kontrol etmek… Adres, telefon numarası vb. bilgilerimizin herkese açık olmasına engel koymak… Sosyal medya hesaplarımıza erişimde kolay tahmin edilemeyen şifreler oluşturmak, şifrelerimizi düzenli olarak değiştirmek, şifrelerimizi başkalarıyla paylaşmamak… Sosyal medya hesaplarımızda iki aşamalı kimlik doğrulama özelliğini kullanmak… Güvenli olmayan kaynaklardan (https://www.guvenliweb.org.tr/dosya/bLA5J.pdf) gelen bağlantılara tıklamamak… Çocuklarımıza, internette kişisel bilgilerini paylaşmamalarını, yabancılarla iletişim kurmamalarını öğütlemek… İnternet izleme ve güvenlik yazılımları kullanarak bilgisayarlarımızı ve cihazlarımızı korumak… Bilgisayar araç ve diğer yazılımları düzenli olarak güncellemek; düzenli olarak virüs taraması yapmak… Sosyal medyayı bilinçli bir şekilde kullanmak… Dijital mahremiyetimizi korumada ve paylaşımlarınızda dikkatli olmak… Aksi takdirde, internette, siber âlemde (https://www.bitdefender.com/cyberpedia/what-is-online-privacy/) birçok riskle (kişilik haklarımızın ihlali, kişisel verilerimizin gizliliği bilinmesi, dijital zorbalık, itibar suikastları, dolandırıcılık faaliyetleri, pornografi ve pedofili, bedensel ve ruhsal sağlık sorunları, dijital bağımlılık (nomofobi), internetsiz kalma korkusu (netlessfobia), internette ve sosyal medyada olanı biteni kaçırma korkusu (fomo -fear of missing out), şarj bağımlılığı (plagomani) vb. rahatsızlık durumlarıyla karşı karşıya kalabiliriz…

Dijital mahremiyetimizi koruyarak, dijital medya platformlarını, düşüncelerin paylaşımı, iletişim, e-ticaret, haberleşme, bilgiye erişim, vb. amaçlarla doğru, etkili ve etkin kullanmalıyız… Dijital mahremiyetimizi koruyarak, aile hayatımızın, ev hâlimizin, özelimizin bize ait olarak kalmasını sağlamalıyız… Dijital sosyal medya platformlarında, çocuklarımızın korunmasına son derece dikkat etmeliyiz… Çocuklarımızı dijital teknolojiden mahrum bırakmadan, onları akıllı telefonlara ya da tabletlere mahkûm hâle getirmemeliyiz… Çocuklarımızı, zihinsel olarak hazır olmadıkları durumlarla, zararlı içeriklerle ve kötü niyetli kişilerle karşılaşmalarını engellemek için, onlara interneti doğru kullanma bilincini kazandırmalıyız… Güvenli İnternet Merkezi tarafından hazırlanan, çocukların dijital ortamlarda nasıl güvende kalacaklarını anlatan ‘Dijital Mahremiyet Rehberi’nde belirtilen uyarıları dikkate almalıyız (https://www.guvenliweb.org.tr/galeri-detay/iyi-bir-dijital-ebeveynlik-icin-7-adim)... Güvenli internet kullanımını tercih etmeliyiz; daha güvende olmak için filtreleme programlarını kullanmalıyız… SiberAy –Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (https://www.siberay.com/)’nın uyarılarını dikkate almalıyız ve güvenilir ebeveyn denetim uygulamalarını kullanmalıyız… Dijital ortamlarda karşılaştığımız sorunları kolay ve internet ortamından bağımsız, alternatif bir yoldan çözebilmeleri amacıyla Alo 141 (Güvenli İnternet Bilgi, Yardım ve Destek Hattı 7/24)’nı aramalıyız…

Sosyal ağ platformlarındaki “Hangi Irktansın?”, "Doğum tarihine göre sana en uygun meslek nedir?", "Hangi ünlüye benziyorsun?", “… yaşında kime benzeyeceksin?" veya "Profilime en son kim baktı?" vb. arka planda özel bilgilerimizi üçüncü kişilerle paylaşan, veri güvenliğimizi riske atan, veri toplayan uygulamalara izin vermemeliyiz… Kişisel verilerimizi, konum ve yer bilgilerimizi, aile ve arkadaşlarımıza ait özel bilgilerimizi (şifre, yaşanan problemler, zaaflar, tatil vb. gibi planlar, günlük, haftalık ya da aylık etkinlikler, fiziksel özellikler, yetenekler) vb. bilgilerimizi paylaşmanın âlemi yok… Bu tür paylaşımlar, sanal riyaya (gösterişe, şova) bulaşmak demek… Unutulmaması gereken bilgi, sosyal ağların kullanıcılara hizmetleri ücretsiz vermelerinin asıl nedeni, kişisel bilgilerimizin elde edilmeye çalışılmasıdır sadece… Kim kime, neyi bedava vermiş ki? Her şeyin bir bedeli var! Karşılıksız yardımın bile bedeli var… Dua… Dijital mahremiyet; promosyon (özendirme) vb. ücretsiz hizmetler tuzağında, önce dijital mahrumiyete, sonrasında dijital mahkûmiyete, en sonunda dijital bağımlılığa götürür… Bu, dijital zehir… Özellikle cep telefonlarının emzik haline geldiği bir alışkanlığı dikkate aldığımızda; modern emzikler ile zaman nimetini nasıl heder ettiğimiz anlaşılabilir. Bu, gerçekten, zihinleri uyuşturan, uyuşturucu almakla eşdeğer bir durum… Dijital zehirle, teknoloji tutkunluğu olan hastalığa maruz kalıp, ortam dinlemeden tutun bilgi kirliliği ve sanal bataklığa doğru, sanal âleme bireylerin göçüne âlet olmaktayız maalesef… Daha tehlikeli olanı ise, sanal âlemde yapılan fake (sahte) montaj ve kurgu çekim ve yanıltmaları, gerçeğinden ayırmada çekilen güçlük çektiğimiz tuzaklar… Dijital zehirden korunmak için dijital mahremiyetin korunması birincil öncelik… Dijital zehirden korunmanın yolu da, dijital teknolojiyi terk etmek değil; beyin ve gönüllere öz değerlerimizi zerk etmek, eğitim sistemimizde teknolojiyi doğru, kararlı ve ölçülü kullanma yetisini kazandırma projelerini harekete geçirmek ve Millî olmak şuurunu ve erkini (iş yapabilme gücü/her istediğini yaptırabilme gücü, sözü geçerlik) esas kılmaktır…

Dijital mahremiyeti koruyabilmenin ve dijital zehirden korunabilmenin ilk adımı; dijital okuryazarlık konusunda yeterli olabilmektir… İşe evimizin önünü süpürmekle (kendimizi donanımlı hâle getirmekle) başlayalım… Selam, sevgi ve saygılarımla.

Bu yazı toplam 1247 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUZAFFER ÇEVEN Arşivi
SON YAZILAR