MUZAFFER ÇEVEN

MUZAFFER ÇEVEN

NEHİR…

NEHİR…

Nehir’ kültürümüzde doğayla ve akışkanlıkla ilişkilendirilen bir kız ismi… Nehir, güçlü ve sürekli akışı simgeleyen anlamıyla dikkat çeken çok güzel bir ad… Nehir, doğa unsurlarından esinlenerek verilen, insanların doğaya olan sevgisini, hayranlığını ve ona duyduğu saygıyı yansıtan, sürekliliği, akışkanlığı, canlılığı ve hayatî önemini simgeleyen harika bir isim… Nehir; büyük ve sürekli akan suyolu anlamında… Nehir; ismin taşıyıcısına, adeta, süreklilik, canlılık ve dinamizm gibi özellikler yüklemekte… Nehir, doğanın hayat kaynağı… Nehir; farklı coğrafî bölgeleri birleştiren ve medeniyetlerin gelişiminde önemli bir rol oynayan suyolu… Nehir, birleştirici ve hayat verici bir anlam taşıyan sözcük… ‘Nehir’ ismi; çocuklarına doğadan ilham alan ve pozitif anlamlar içeren isimler vermeyi düşünen ebeveynlerin tercihi… Nehir; akıcı ve melodik bir sözcük…

Sakarya… Türk tarihinin suya yazıldığı ve şiire dönüştüğü hâlden öte hâl… Sakarya, nehir… Nehir, Sakarya… Sakarya, ‘nehir’ sözcüğünün cezbeye gelip gönüllerde akışı, alın terinin suya nakşı… ‘Sakarya’ denmeden, sadece nehir denmesi bile, beyinlerde Sakarya’nın cezbe merkezine dönüşmesine neden durum… Bir damla suyun, bir yudum suyun şahlanışı Sakarya şiirinde… “İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne… Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur… Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur.” (Necip Fazıl Kısakürek)… Nehir, böylesine güzel bir kelime…

Bir damla su… Bir yudum su… Nehirde su… Deryada su… Su yatağında akar, yolunu bulur elbette… Su, dilimizde akar… Su, deyimler olur dilimize nice nice güzel anlamlar ve ahenk katar… Su gibi akıp gitmek, kolayca ve sorunsuz bir şekilde ilerlemek… Su gibi durmak, hareketsiz kalmak… Su testisi, suyolunda kırılır; doğal yollarla, zaman içinde gerçekleşen olayların veciz ifadesi… Su götürmez bir gerçek, tartışmasız doğru olan bir gerçeğin açıklaması… Su yüzü görmemiş, dış dünyaya pek çıkmamış, tecrübesiz bir kişinin tarifi… Kör suya yazı yazmak, boşuna emek harcamak… Su misâli, hızlı ve akıcı bir şekilde anlamında… Su gibi olmak, çok güzel, hoş veya beğenilen bir şeyin izahı… Su içindeki balık gibi, çok rahat ve mutlu bir durumda olmak manasında… Suya götürüp susuz getirmek, bir nevi aldatmak, hile yaparak kandırmak demek… Su, nehir olunca, harekete geçen bir kuvvet… Su, yumuşak ve ince… Su, önüne çıkan her şeyi sürükleyecek ve parçalayabilecek kadar güçlü… Su ateşe dökülünce, ateşi söndürür; ancak su bir kaba girince ateş suyu kaynatıp buharlaştırır… Su, akınca, nehir olunca güç olur; akmayınca buhar olur…

Su, akınca bir farklı güzel… Bu, suyun nehir olması demek… Su, durgun da olsa, aksa da; suyun temiz olmasına özen gösterilmesi çok mühim… Zira suyu kirletmek, hayatı kirletmek gibidir… Bilmemiz gereken, suyun akmasıyla harekete geçmesiyle elde edilen kuvvetin ne kadar gerekli olduğu gerçeği… Mâlum, taşı delen suyun gücü değil, damlalarının sürekliliğidir. Bu gücü anlayınca, “Tüm ruhunuzla bir şey yaptığınızda, içinizde bir nehir, bir coşku hareket eder… - Hadi, ben bensiz geleyim, sen sensiz gel. Ne varsa şu ırmağın içinde var, soyunalım iki can, dalalım şu ırmağa, hadi… - Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol…” Hz. Mevlana)… Her şeye rağmen hayat devam ediyor… “Nehir nasıl akıp gidiyorsa, hayatımızdaki üzüntüler de geçip gidiyor.” (Cassandra Clare)… Hayatımız bir nehir gibi, akıp gidiyor… Zaman da öyle… Zaman, akıp giden bir nehir misâli… Torunum Nehir doğmadan bir hafta kadar önce, yüreğimde akan nehrin şiire dönüşmüş hâli… “Nehir… Gönlümde zirveye tırmanan nehir… Aklımda dipleri zorlayan nehir… İçinde zehri zehirleyen nehir… Üstünde kir barındırmayan nehir… Hakka ram olmuş akar akpak nehir… Sevgiye geçit, nefrete panzehir… Ay yüzlü gül kokulu güzel nehir… Seninle şenlensin her yer köy şehir… Eller semaya elif gibi nehir… Olsun da özün elif gibi nehir… Her doğru işinde olasın mahir. Zemzem gibi tertemiz şanlı nehir… Adı bir, sözü bir, yolu bir, parlayan Nehir… Hedef zirveye akmak olsun Nehir… Hakkın rahmeti Pirin olsun Nehir… Ömrün uzun sözün hak olsun Nehir…”…

Derdimiz, bir bardak suda fırtına koparmak… Kaldı ki, evrende dünyamız da bir bardak misâli… Küçüldükçe büyüyen düşünceler, büyüdükçe küçülen düşünceler… Biz, hangi tarafın taraftarıyız? Bu, öylesine bir durum ki, taraf olmayınca bertaraf olunur… Düşünce çilesinden kaçmak çözüm değil… Dert ile dertlenmek, dertten kurtulmanın ilk adımı… Şifa, bir damla suda… Bir çiğ damlası, çisem, damlaya damlaya göl olur, nehir olur… Suyu gören, gül olur… Gülü gören, gülünce, gülce olur… Hayat bu, sonuçta, bir gün her bir şey toprak olur… Sözden nasibi olan, harekete geçen, gönüllerde tuğra olur… Burak olur, semalara çıkar, şimşek olup göklerde çakar, yıldırım olup toprağa düşer, gül güle, bülbül gülüne, gemi kaptanına kavuşur… Su akar, nehir olur. Su, toprakla buluşunca, diken bile gül olur… Yeter ki, akan suya oturup bakmayalım, kabımızı suyla dolduralım… Taşıma suyla değirmen dönmese de, önce biz hele bir dönelim ay gibi neşeyle gülün çevresinde… Dönelim ki, her bir işin çarkı da dönsün… Dönmeden muradımız, fırıldak olup dönmek değil elbette… Semazen gibi dönelim, dünyanın döndüğü gibi dönelim, her bir zerrenin döndüğü gibi dönelim… Ham kalmayalım, pişelim ve yanalım… Nehir gibi akalım… Gül gibi kokalım… Maziden atiye, dünden bugüne, bugünden yarına; ay yıldıza, bozkurta hep birlikte selam duralım… 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Gününü bu şuurla idrak edelim

Su olup aksak, nehir olsak ne olur; mal mülk sahibi olsak, toprağa kazık çaksak ve yan gelip yatsak ne olur? “Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun. Doğumun bir damla su ölümün bir avuç toprak değil mi?” (Şems-i Tebrizi)… “Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bu günkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemeli. Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.” (Afrika atasözü)… Su yeryüzüne iner, nehir olup akar, yeryüzündeki tüm kiri, pisi temizler ve tertemiz bir şekilde tekrar buharlaşarak gökyüzüne döner. Akan su, nehir, böyle bir şey… Selam, sevgi ve saygılarımla.

Bu yazı toplam 1434 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
MUZAFFER ÇEVEN Arşivi
SON YAZILAR